Frans de Waal - Empati Çağı Kitap İncelemesi
Empati Çağı: Daha Anlayışlı Bir Toplum İçin Doğadan Dersler
GİRİŞ
Günümüz çağında, toplumsal çatışmalar, kutuplaşma ve bireyselleşmenin artması, insanların birbirleriyle olan ilişkilerinde derin bir anlayış eksikliğine yol açmaktadır. Bu bağlamda, empati, yani başkalarının duygularını anlama, paylaşma ve ona uygun davranma becerisi, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde son derece önemli bir erdem olarak öne çıkmaktadır. Frans de Waal'ın Empati Çağı: Daha Anlayışlı Bir Toplum İçin Doğadan Dersler adlı eseri, hayvan davranışları ve evrimsel süreçler ışığında empati kavramını ele alarak, insan toplumuna yönelik önemli dersler sunmaktadır. De Waal, hayvanlar alemindeki empatik davranış örneklerinden yola çıkarak, insan toplumunun da empati temelli daha adaletli, anlayışlı ve işbirlikçi bir yapıya kavuşabileceğini savunur.
Bu tez çalışmasının temel amacı;
- Eserde sunulan empati kavramının evrimsel, nörobiyolojik ve psikolojik temellerini detaylandırmak,
- Hayvan davranışları üzerinden insan toplumu için çıkarılan dersleri ve bu derslerin toplumsal ilişkilere nasıl entegre edilebileceğini tartışmak,
- Empati kavramının çağdaş sosyal yapılar, iletişim ve etik alanlarında oynadığı rolü değerlendirmek,
- Daha anlayışlı bir toplum inşa etme yolunda empati temelli yaklaşımların, eğitim, politika ve sosyal normların yeniden yapılandırılmasındaki önemine değinmektir.
Bu çalışma, empati olgusunu disiplinlerarası bir perspektifle ele alarak, evrimsel biyoloji, nörobilim, psikoloji ve sosyoloji alanlarındaki güncel literatürle diyalog kurmakta; Frans de Waal’ın eseri üzerinden daha bütüncül bir empati anlayışının toplumsal dönüşüme olan katkılarını irdelemektedir.
1. EMPATİNİN EVRİMSEL VE NÖROBİYOLOJİK TEMELLERİ
1.1 Evrimsel Perspektiften Empati
Empati, evrimsel açıdan bakıldığında, hayatta kalma ve sosyal uyum açısından kritik bir adaptasyon olarak değerlendirilebilir. Frans de Waal, hayvanlar aleminde gözlemlenen empatik davranış örnekleri üzerinden, bu yeteneğin evrimsel süreçte nasıl geliştiğini ve bireyler arası işbirliğinin, sosyal bağların güçlenmesinde nasıl rol oynadığını açıklar. Evrimsel psikoloji literatüründe, empati; işbirliğine dayalı sosyal yapıları güçlendiren, grup içinde dayanışmayı artıran ve bireylerin birbirlerinin acılarını paylaşarak stresle başa çıkmalarına yardımcı olan temel bir mekanizma olarak tanımlanır.
Örneğin, primatlarda, özellikle şempanze ve bonobo türlerinde gözlemlenen empatik tepkiler, grup üyeleri arasındaki sosyal bağları pekiştirmekte ve çatışmaların azaltılmasına katkı sağlamaktadır. De Waal, bu gözlemleri, insanlarda empati becerisinin yalnızca öğrenilmiş bir davranış olmadığını, evrimsel olarak genetik temelleri olan, doğal bir yetenek olduğunu vurgular. Evrimsel açıdan, empati; yalnızca acıyı paylaşma değil, aynı zamanda başkalarının duygusal durumlarına duyarlı olarak uygun sosyal tepkiler geliştirme işlevi de taşır.
1.2 Nörobiyolojik Temeller ve Beyin İşlevleri
Nörobilim, empati davranışlarının arkasındaki beyin mekanizmalarını anlamada önemli veriler sunar. Yapılan nörolojik çalışmalar, empati ile ilişkili beyin bölgelerinin, özellikle anterior insula, anterior singulat korteks ve ayna nöron sisteminin, empatik tepkilerde kritik rol oynadığını ortaya koymaktadır. De Waal’ın ele aldığı empati kavramı, bu nörobiyolojik bulgularla da desteklenmektedir. İnsanlarda ve hayvanlarda, başkalarının acı çektiğini gözlemlemek; bu beyin bölgelerinin aktive olmasına, dolayısıyla duygusal paylaşım ve anlayışın gelişmesine yol açar.
Empati, bireyin sosyal çevresiyle etkileşiminde, diğerlerinin duygusal durumlarını “içselleştirmesi” olarak da tanımlanabilir. Ayna nöron sistemleri, bir başkasının eylemini gözlemlediğimizde bizim de benzer beyin aktiviteleri sergilememizi sağlayarak, empatik duyarlılığın nörobiyolojik altyapısını oluşturur. Bu durum, empati yeteneğinin evrimsel kökenlerinin yanı sıra, nörolojik olarak da nasıl işlediğini göstermekte ve Frans de Waal’ın hayvanlar alemindeki empatik davranışlara dayandırdığı argümanları güçlendirmektedir.
1.3 Psikolojik Dinamikler ve Sosyal Bağlar
Empati, yalnızca nörobiyolojik süreçlere indirgenemeyecek kadar karmaşık psikolojik dinamiklere sahiptir. Psikoloji literatüründe, empati; kendini başkasının yerine koyma, onların duygularını anlama ve bu duygusal durumlara uygun tepki verme süreçlerini içerir. De Waal, hayvanlar alemindeki empatik davranışların yanı sıra, insan topluluklarında empati temelli ilişkilerin nasıl geliştiğine ve toplumsal bağların nasıl güçlendiğine de değinir.
Empati, bireyler arası ilişkilerde sosyal bağların kurulmasında ve sürdürülmesinde merkezi bir rol oynar. Özellikle, aile içi ilişkiler, arkadaşlık ve toplum içinde dayanışma gibi sosyal yapılar, empati becerilerinin yüksek olduğu gruplarda daha sağlam ve istikrarlı olabilmektedir. Bu durum, empati olgusunun yalnızca bireysel bir özellik olmadığını, aynı zamanda sosyal çevreyle etkileşim içinde şekillenen ve toplumsal uyumun temelini oluşturan bir yetenek olduğunu göstermektedir.
2. FRANS DE WAAL’IN ESERİNİN İÇERİKSİ VE METİNSEL ANALİZİ
2.1 Eserin Temel Argümanları
Empati Çağı: Daha Anlayışlı Bir Toplum İçin Doğadan Dersler adlı eserde, Frans de Waal, empati kavramını evrimsel kökenleri, nörobiyolojik temelleri ve sosyal etkileşimler üzerinden ele alır. Yazar, hayvanlar aleminden örneklerle başlayan anlatımı, insan topluluklarına genelleyerek, empati becerisinin toplumları nasıl dönüştürebileceğini tartışır. De Waal’ın temel argümanı, empati temelli davranışların, insan topluluklarında daha adil, anlayışlı ve işbirliğine dayalı bir yapının inşasında kritik bir rol oynadığıdır.
Eserde, empati sadece duygusal bir tepki olarak değil; aynı zamanda sosyal bir değer ve etik bir norm olarak sunulmaktadır. De Waal, empati sayesinde, bireylerin birbirlerinin acılarını paylaşarak, toplumsal çatışmaların azaltılabileceğini, adalet ve eşitlik prensiplerinin güçlendirilebileceğini savunur. Bu bağlamda, empati, yalnızca bireysel bir duygu değil, aynı zamanda toplumun yeniden yapılandırılmasında temel bir araç olarak ele alınır.
2.2 Metodolojik Yaklaşım ve Disiplinlerarası Perspektif
Frans de Waal, Empati Çağı adlı eserinde disiplinlerarası bir yaklaşımı benimser. Evrimsel biyoloji, nörobilim, psikoloji ve sosyoloji gibi farklı alanlardan elde edilen veriler, empati kavramının kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını sağlamaktadır. Yazar, hayvan davranışları üzerine yapılan deneysel çalışmalar, beyin görüntüleme teknikleri ve sosyal psikoloji araştırmalarıyla desteklenen veriler ışığında, empatiyi nesnel ve ölçülebilir bir olgu olarak ele alır.
Bu metodolojik yaklaşım, empati kavramının yalnızca felsefi spekülasyonlardan ibaret olmadığını, aynı zamanda somut bilimsel verilerle temellendirilebileceğini göstermektedir. De Waal, deneysel gözlemlerle desteklediği örnekler üzerinden, empatik davranışların hayvanlar alemindeki evrimsel işlevlerini ve insan toplumundaki yansımalarını açıklığa kavuşturmaya çalışır. Bu disiplinlerarası perspektif, eserin, modern toplumsal sorunlara dair somut çözüm önerileri sunma potansiyelini de ortaya koyar.
2.3 Dil ve Üslup Analizi
De Waal’ın eserinde, anlaşılır ve akıcı bir dil kullanılarak empati kavramı hem bilimsel hem de popüler bir anlatımla ele alınır. Yazar, karmaşık bilimsel kavramları sade bir dille okuyucuya aktarırken, aynı zamanda hayvanlar aleminden ve insan topluluklarından canlı örneklerle destekleyici anlatımlar sunar. Bu üslup, eserin hem akademik çevrelerde hem de genel okuyucu kitlesi arasında geniş yankı uyandırmasına zemin hazırlar.
Metin boyunca kullanılan metaforlar, benzetmeler ve örnek olaylar, empati kavramının evrimsel ve toplumsal boyutlarını somutlaştırır. Örneğin, hayvanların grup içi davranışlarındaki empatik tepkiler, insan ilişkilerindeki dayanışma ve yardımseverlik örnekleriyle paralellikler kurularak açıklanır. Bu anlatım tarzı, eserin, empatiyi yalnızca duygusal bir tepki olarak değil, aynı zamanda sosyal bir değer olarak konumlandırmasında önemli bir rol oynar.
3. EMPATİNİN TOPLUMSAL VE ETİK İÇİNDEKİ ROLÜ
3.1 Empati Temelli Toplumsal İlişkiler
Toplumların temel yapıtaşlarından biri olan sosyal ilişkiler, empati temelli davranışlarla güçlenir. Frans de Waal, eserin bu bölümünde, empati sayesinde bireylerin birbirlerini daha iyi anladıklarını, acılarını paylaştıklarını ve bu sayede toplumsal çatışmaların azaldığını vurgular. Empati, bireyler arası ilişkilerde yalnızca duygusal bir bağ kurmakla kalmaz; aynı zamanda adalet, eşitlik ve işbirliğini destekleyen temel bir etik norm olarak da öne çıkar.
Empati temelli ilişkiler, özellikle kriz zamanlarında, toplumların dayanışma ve işbirliği içinde hareket etmesini sağlar. Örneğin, doğal afetler, ekonomik krizler veya toplumsal çatışmalar sırasında, empati ve yardımlaşma, toplumların yeniden toparlanmasına ve güçlenmesine önemli katkılarda bulunur. De Waal, bu durumu, hayvanlar alemindeki sosyal grupların empatik davranışları üzerinden örneklendirir; grup içindeki dayanışmanın, bireylerin hayatta kalma şansını artırdığı gözlemlenmektedir.
3.2 Etik Değerler ve Empati
Empati, yalnızca sosyal ilişkileri düzenleyen bir araç olmanın ötesinde, etik değerlerin de temelini oluşturur. İnsanların başkalarının duygusal durumlarına duyarlı olmaları, toplumsal adaletin ve etik normların gelişiminde kilit rol oynar. De Waal, empatiyi, bireylerin yalnızca kendi çıkarlarına odaklanmak yerine, başkalarının ihtiyaçlarını ve acılarını göz önünde bulunduran, daha bütüncül bir etik yaklaşımın temel unsuru olarak değerlendirir.
Bu bağlamda, empati; adalet, merhamet ve yardımseverlik gibi değerlerle doğrudan ilişkilidir. Toplumlarda empati temelli davranışların artması, bireyler arasındaki anlaşmazlıkların ve çatışmaların çözümüne katkıda bulunabilir. Ayrıca, empati, eğitim ve sosyal politikaların şekillenmesinde de etkili bir faktör olarak karşımıza çıkar. De Waal, empati eğitimine verilen önemin, gelecekte daha anlayışlı ve dayanışmacı toplumların inşa edilmesinde belirleyici olacağını öne sürer.
3.3 Empati ve İletişim
Empati, etkili iletişimin de temel bileşenlerinden biridir. İnsanlar, empatik iletişim sayesinde yalnızca sözel mesajları değil, aynı zamanda beden dili, ses tonu ve duygusal ifadeleri de doğru bir şekilde yorumlayabilirler. Bu durum, yanlış anlaşılmaların azaltılmasına ve sosyal ilişkilerin derinleşmesine katkı sağlar. Frans de Waal, empatiyi, yalnızca içsel bir duygu değil; aynı zamanda sosyal etkileşimin ve anlamlı iletişimin de bir aracı olarak tanımlar.
Empatik iletişim, toplumsal diyalogun kalitesini artırırken, farklı görüş ve inançlara sahip bireyler arasında köprüler kurar. Bu bağlamda, empati, toplumsal uyum ve barışın sağlanmasında kritik bir rol oynar. Eserde sunulan örnekler, hem hayvanlar aleminden hem de insan topluluklarından empatik iletişimin somut örnekleri olarak sunulmakta ve bu sayede empati kavramının evrenselliği pekiştirilmektedir.
4. EMPATİNİN GELECEĞE YÖNELİK İZLENİMLERİ VE TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMDEKİ ROLÜ
4.1 Dijital Çağ ve Empati
Günümüzün dijitalleşen dünyasında, iletişim biçimleri ve sosyal etkileşimler büyük ölçüde sanal platformlara taşınmıştır. Bu durum, empati becerilerinin nasıl geliştirileceği ve uygulanacağı konusunda yeni tartışmalara yol açmaktadır. Sosyal medya, çevrimiçi topluluklar ve dijital iletişim araçları, bireylerin empati kurma yetilerini hem destekleyici hem de engelleyici etkiler yaratabilir. Frans de Waal, dijital çağın getirdiği bu değişimlerin, toplumsal empati üzerinde hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğurabileceğini tartışır.
Dijital iletişimde, yüz yüze etkileşimde görülen beden dili ve duygusal ifadelerin eksikliği, empatik anlayışı zayıflatabilir. Ancak, aynı zamanda küresel düzeyde bilgi ve duygu paylaşımının artması, farklı kültürlerden insanları bir araya getirerek empati temelli ilişkilerin kurulmasına olanak tanıyabilir. Gelecekte, dijital teknolojilerin empati geliştirmedeki rolü, eğitim ve medya politikaları aracılığıyla desteklenebilir; böylece, daha anlayışlı ve duyarlı bir toplumsal yapının inşa edilmesine katkı sağlanabilir.
4.2 Eğitim ve Empati Gelişimi
Toplumların gelecekte daha anlayışlı ve işbirliğine dayalı yapılar geliştirmesi için, empati becerilerinin erken yaşlardan itibaren eğitilmesi büyük önem taşımaktadır. Frans de Waal, empati eğitimine yönelik önerilerinde, aile, okul ve toplumun birlikte hareket etmesi gerektiğini savunur. Empati temelli eğitim programları, çocukların duygusal zekâlarını geliştirmelerine, başkalarının duygularını anlama ve paylaşma yetilerini artırmalarına yardımcı olabilir.
Empati eğitiminin, yalnızca bireysel ilişkilerde değil; aynı zamanda toplumsal düzeyde de olumlu etkileri olacaktır. Eğitim yoluyla kazanılan empati, genç bireylerin farklılıkları kabul etmesini, hoşgörü ve anlayış temelli ilişkiler kurmasını teşvik eder. Bu durum, gelecekte daha az çatışmalı, daha dayanışmacı ve adil toplumların inşa edilmesinde kritik bir rol oynayacaktır.
4.3 Empati ve Politik Dönüşüm
Empati, politik karar alma süreçlerinde ve kamu politikalarının oluşturulmasında da önemli bir etkiye sahiptir. Toplumsal sorunların çözümünde, empati temelli yaklaşımlar, farklı gruplar arasında uzlaşmayı ve ortak hareket etmeyi kolaylaştırır. Frans de Waal, empati üzerine yaptığı vurgularla, politikacıların ve toplum liderlerinin, karar alma süreçlerinde empatik bakış açılarını benimsemeleri gerektiğini öne sürer.
Empatiye dayalı politikalar, sosyal adaletin, eşitliğin ve insan haklarının korunmasına katkı sağlar. Örneğin, sağlık, eğitim ve çevre politikalarında, empati ile hareket eden politikalar; toplumsal refahı artırır ve toplumdaki dezavantajlı grupların ihtiyaçlarına daha duyarlı çözümler üretilmesine olanak tanır. Gelecekte, empati temelli politikaların, daha kapsayıcı ve adil bir toplum yapısının oluşturulmasında önemli bir araç olarak görülmesi beklenmektedir.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Empati Çağı: Daha Anlayışlı Bir Toplum İçin Doğadan Dersler adlı eser, Frans de Waal’ın evrimsel, nörobiyolojik ve sosyal bilimlerden yararlanarak empati kavramını kapsamlı bir biçimde ele aldığı önemli bir çalışmadır. Bu tez çalışmasının temel çıkarımları şu şekilde özetlenebilir:
- Evrimsel ve Nörobiyolojik Temeller: Empati, hayvanlar aleminden ve insan topluluklarından gözlemlenen evrimsel bir adaptasyondur. Nörobiyolojik bulgular, empati davranışlarının beyinde belirli bölgeler ve ayna nöron sistemi aracılığıyla işlediğini göstermekte; bu durum, empati kavramının bilimsel temellerini desteklemektedir.
- Sosyal ve Psikolojik Dinamikler: Empati, bireyler arası ilişkileri derinleştiren, toplumsal uyumu ve dayanışmayı artıran kritik bir sosyal beceridir. İnsanların birbirlerinin acılarını anlama ve paylaşma kapasitesi, toplumsal bağların güçlenmesinde önemli bir rol oynar.
- Disiplinlerarası Yaklaşım: Frans de Waal, empatiyi yalnızca biyolojik bir fenomen olarak değil, aynı zamanda psikolojik, sosyolojik ve etik bir değer olarak ele alır. Bu disiplinlerarası perspektif, empati kavramının daha bütüncül ve kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını sağlar.
- Toplumsal Dönüşüm ve Empati: Empati temelli ilişkilerin ve iletişimin, daha anlayışlı, hoşgörülü ve dayanışmacı toplumların inşasında merkezi bir rol oynayacağı öne sürülmektedir. Eğitim, dijital dönüşüm ve politikalar aracılığıyla empati becerilerinin geliştirilmesi, toplumsal çatışmaların azaltılmasına ve sosyal adaletin sağlanmasına katkıda bulunacaktır.
- Geleceğe Yönelik Perspektifler: Dijital çağın, empati temelli iletişim ve toplumsal etkileşim biçimlerini nasıl şekillendirdiği, empati eğitiminin önemini artırmakta ve politikaların empatik yaklaşımlarla yeniden yapılandırılmasına zemin hazırlamaktadır.
Sonuç olarak, Frans de Waal’ın Empati Çağı, empati kavramının evrimsel, nörobiyolojik ve sosyal boyutlarını derinlemesine ele alarak, daha anlayışlı bir toplum inşa etme potansiyeline dair kapsamlı içgörüler sunmaktadır. Eser, empati temelli yaklaşımların hem bireysel ilişkilerde hem de toplumsal düzeyde nasıl işlev gördüğünü ortaya koyarken, aynı zamanda geleceğe yönelik etik, eğitimsel ve politik dönüşümlerin de temel taşlarını oluşturmaktadır.
Bu tez çalışması, de Waal’ın eseri üzerinden empati kavramının çok boyutlu yapısını, bilimsel temellerini ve toplumsal dönüşümdeki potansiyel rolünü tartışmış; empati eğitiminin ve empatik iletişimin, daha adaletli ve dayanışmacı toplumlar inşa etmede ne denli kritik olduğunu vurgulamıştır.
GENİŞLETİLMİŞ DEĞERLENDİRME VE SON DÜŞÜNCELER
Frans de Waal’ın Empati Çağı: Daha Anlayışlı Bir Toplum İçin Doğadan Dersler adlı eseri, empati kavramını evrimsel, nörobiyolojik ve sosyal perspektiflerle bütünleştirerek, çağdaş toplumların daha anlayışlı ve dayanışmacı yapıların oluşturulmasında empati temelli yaklaşımların önemini ortaya koymaktadır. Çalışmada ortaya konan temel noktalar şu şekilde sıralanabilir:
- Evrimsel Adaptasyon ve Nörobiyolojik Altyapı: Empati, hem hayvanlar aleminde hem de insan topluluklarında gözlemlenen evrimsel bir mekanizma olarak, sosyal bağların güçlenmesinde kritik bir rol oynar. Beyin yapıları ve ayna nöron sistemleri, empatik tepkilerin nörobiyolojik temellerini oluşturur.
- Sosyal İlişkiler ve Toplumsal Dayanışma: Empati, bireyler arası ilişkilerin yanı sıra, toplumsal uyum ve dayanışma için temel bir araçtır. Toplumsal çatışmaların azaltılması ve sosyal adaletin sağlanması, empati temelli iletişim ve etkileşimlerle mümkün hale gelebilir.
- Disiplinlerarası Yaklaşımın Önemi: De Waal’ın, empati kavramını çeşitli disiplinlerin verileri ve yöntemleriyle ele alması, kavramın çok boyutlu ve kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını sağlar. Bu yaklaşım, empatiyi hem bilimsel hem de etik bir değer olarak ortaya koyar.
- Dijital Çağ ve Empati: Dijital teknolojilerin yaygınlaşması, empatik iletişimin şekillenmesinde yeni dinamikler ortaya koymaktadır. Dijital ortamda empati becerilerinin geliştirilmesi, küresel düzeyde daha kapsayıcı ve anlayışlı toplumların inşa edilmesine katkıda bulunabilir.
- Eğitim ve Politikada Empati: Empati eğitimi ve empati temelli politikaların, bireysel farkındalık ve toplumsal sorumluluk duygusunu artırmada önemli olduğu vurgulanmaktadır. Bu da, gelecekte daha barışçıl ve adil toplumların oluşturulmasına zemin hazırlayacaktır.
Bu değerlendirme, Empati Çağı eserinin, empati kavramının toplumsal dönüşümdeki rolünü, bilimsel temellerini ve etik boyutlarını ne denli kapsamlı bir şekilde ele aldığını ortaya koymakta; geleceğe yönelik empati temelli yaklaşımların önemini tartışarak, disiplinlerarası bir perspektifle toplumsal dönüşümün nasıl mümkün olabileceğine dair önemli içgörüler sunmaktadır.
SONUÇ
Frans de Waal’ın Empati Çağı: Daha Anlayışlı Bir Toplum İçin Doğadan Dersler adlı eseri, empati kavramını evrimsel ve nörobiyolojik temelleriyle destekleyip, sosyal ilişkilerde ve toplumsal dönüşümlerde oynadığı kritik rolü kapsamlı bir biçimde ortaya koymaktadır. Bu tez çalışması, eserin temel argümanlarını, metodolojik yaklaşımını ve çağdaş toplumsal tartışmalara getirdiği katkıları detaylandırarak, empati temelli yaklaşımların bireysel ve kolektif yaşamda ne denli önemli olduğunu vurgulamıştır.
De Waal, empatiyi yalnızca bir duygu olgusundan ziyade, toplumsal dayanışma, etik değerler ve barışçıl iletişimin temel taşı olarak ele alırken, bu kavramın evrimsel kökenleri, nörobiyolojik altyapısı ve psikolojik dinamikleri üzerine sağlam bilimsel veriler sunmaktadır. Eser, özellikle dijital çağın getirdiği yeni iletişim biçimleri, eğitim politikaları ve sosyal dönüşüm süreçleriyle birlikte, daha anlayışlı, hoşgörülü ve adil toplumların inşa edilmesi için empati temelli stratejilerin geliştirilmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, Empati Çağı, modern toplumların karşılaştığı sosyal, etik ve politik sorunlara empati odaklı çözümler sunan, disiplinlerarası bir yaklaşımla kaleme alınmış önemli bir başvuru kaynağıdır. Bu çalışma, eserin sunduğu içgörüler ışığında, empati temelli davranışların ve iletişim yöntemlerinin, geleceğin daha uyumlu ve adaletli toplumlarının oluşturulmasında kritik rol oynayabileceğini göstermektedir.
Leave a Comment