Tehlikeli Fikirler: Antikçağdan Sahte Habere Batı’da Sansürün Kısa Tarihi


Tehlikeli Fikirler: Antikçağdan Sahte Habere Batı’da Sansürün Kısa Tarihi

Yazar: 

Kategori : Popüler Bilim

Yayınevi : Minotor


Çevirmen:   Duygu Akın

Yayın Tarihi:  Eylül 2023

ISBN:  9786256461048

Sayfa Sayısı:  432

Ölçüleri:  13,5*21

Kapak Tipi:  Karton Kapak



 


Tehlikeli Fikirler: Antikçağdan Sahte Habere Batı’da Sansürün Kısa Tarihi

 Berkowitz’in Dangerous Ideas: A Brief History of Censorship in the West, from the Ancients to Fake News (Tehlikeli Fikirler: Antikçağdan Sahte Haberlere Batı’da Sansürün Kısa Tarihi) kitabı, sansürün tarih boyunca Batı dünyasındaki evrimini ve etkilerini derinlemesine inceleyen bir eser. Berkowitz, bu kitapta sansürün yalnızca hükümetler ya da kiliseler tarafından değil, toplumsal normlar, ahlaki baskılar ve medya manipülasyonları aracılığıyla nasıl yaygınlaştırıldığını ele alıyor. Kitap, Antik Yunan’dan Orta Çağ’a, Aydınlanma Çağı’ndan modern çağın sahte haberlerine kadar sansürün Batı kültüründe nasıl kökleştiğini ve hangi yöntemlerle sürdürüldüğünü araştırıyor.

Bu yazıda, Berkowitz’in sansür üzerine yaptığı kapsamlı incelemeyi genişleterek, Batı tarihindeki sansür uygulamalarının ana hatlarını ve sansürün toplumsal, kültürel ve politik etkilerini analiz edeceğiz. Ayrıca modern çağda sahte haberlerin ve dezenformasyonun yayılmasının sansürle olan ilişkisini ve bu durumun demokrasiye olan etkilerini tartışacağız.

Giriş: Sansürün Karanlık Tarihi

Berkowitz’in Dangerous Ideas kitabı, sansürün insanlık tarihinde oynadığı merkezi rolü ve özgür düşüncenin nasıl sürekli bir tehdit altında olduğunu ele alıyor. Tarih boyunca sansür, siyasi gücü elinde tutanlar tarafından tehlikeli görülen fikirleri bastırmanın bir aracı olarak kullanıldı. Antik çağlarda filozoflar ve bilim insanları, kilisenin ya da devletin kabul etmediği görüşleri dile getirdikleri için cezalandırıldı. Bu durum Aydınlanma Çağı’na kadar devam etti ve hatta günümüzde bile sansür, medya, politika ve sosyal ağlar üzerinden yeni biçimlerde varlığını sürdürüyor.

Sansürün tarihine genel bir bakış, düşüncenin ne kadar güçlü bir araç olduğunun kanıtıdır. Berkowitz, kitabında sansürün yalnızca politik bir baskı aracı olmadığını, aynı zamanda dini otoriteler ve ahlaki değerler tarafından da nasıl bir kontrol mekanizması olarak kullanıldığını gösteriyor. Yazar, sansürün yalnızca devlet eliyle değil, aynı zamanda toplumun kendisi tarafından da uygulandığını vurguluyor. Sansür, baskın kültürel ve ahlaki normların korunmasını sağlamak için de kullanılmıştır.



Antik Dönemden Orta Çağ’a Sansür Uygulamaları

Kitabın ilk bölümleri, sansürün Antik Yunan ve Roma dönemindeki kökenlerine odaklanıyor. Antik Yunan’da düşünce özgürlüğü önemli bir değer olarak kabul edilse de, bu özgürlük sınırsız değildi. Sokrates, "gençlerin ahlakını bozduğu" gerekçesiyle yargılandı ve ölüme mahkûm edildi. Bu, Batı tarihindeki ilk sansür örneklerinden biri olarak kabul edilir. Berkowitz, bu olayı ele alırken, antik dünyada bile fikirlerin ve inançların özgürce dile getirilmesinin ne kadar tehlikeli görüldüğünü gösteriyor. Aynı şekilde, Roma İmparatorluğu da otoriteye karşı çıkan fikirleri sert bir şekilde bastırmıştır.

Orta Çağ’a gelindiğinde, sansür özellikle kilisenin gücü altında yoğunlaşmıştı. Katolik Kilisesi, dogmalara aykırı olan düşünceleri engellemek için engizisyon ve aforoz gibi yöntemlerle sansür uygulamıştır. Kitabın bu kısmında Berkowitz, özellikle dini sansürün bilgi ve bilimin gelişimi üzerindeki etkilerini ele alır. Orta Çağ’da bilimsel ve felsefi düşünceler, kilisenin öğretilerine ters düştüğünde bastırıldı. Bu dönemde düşünce özgürlüğü, inanç özgürlüğü ile doğrudan çatışıyordu ve kilisenin otoritesi altında sansür bir zorunluluk haline gelmişti.

Kitap, ayrıca, Matbaanın icadıyla birlikte bilginin daha yaygın hale gelmesiyle sansürün yeni bir boyuta taşındığını vurgular. Kilise, matbaa sayesinde yayılan kitapları kontrol etmek için baskılarını artırdı. Endeks Librorum Prohibitorum (Yasak Kitaplar Listesi) bu dönemde ortaya çıktı ve kilisenin sakıncalı bulduğu kitaplar ve yazarlar bu listeye alındı. Galileo gibi bilim insanları, dini doktrinlere aykırı bilimsel görüşler öne sürdükleri için sansürün hedefi oldu.

Aydınlanma ve Modernleşme: Sansüre Karşı Direniş

Aydınlanma dönemi, sansüre karşı entelektüel direnişin hız kazandığı bir dönemdir. Voltaire, Rousseau ve Diderot gibi düşünürler, özgür düşüncenin önemini vurgulayarak kilise ve devlete karşı çıkmışlardır. Berkowitz, bu dönemi analiz ederken Aydınlanma’nın sansüre karşı olan tutumunu ve düşünce özgürlüğünün Batı’da nasıl evrensel bir hak olarak tanımlandığını tartışır. Ancak bu dönemde bile sansür tam anlamıyla ortadan kalkmamıştır. Hükümetler ve kilise, halkın etkilenmesinden korktukları fikirleri bastırmaya devam etmiştir.

Fransız Devrimi ve Amerikan Bağımsızlık Savaşı, sansüre karşı verilen mücadelenin en önemli dönüm noktalarından bazılarıdır. Berkowitz, bu iki büyük devrimi analiz ederken, sansürün toplumları nasıl kontrol altında tutmaya çalıştığını ve düşünce özgürlüğünün toplumsal hareketler üzerindeki etkisini vurgular. Özellikle Fransız Devrimi’nde ifade özgürlüğü temel bir ilke olarak kabul edilse de, bu özgürlüğün devrim sonrası rejimlerde bile kısıtlandığını ve kontrol altına alındığını gösterir.

19. nbyüzyıl boyunca sansür, Avrupa'da ve Amerika'da devletlerin en önemli baskı araçlarından biri olmaya devam etti. Özellikle basın özgürlüğü, hükümetler tarafından sık sık tehdit edilmiştir. Berkowitz, sansürün bu dönemde giderek daha sistematik hale geldiğini ve hükümetlerin medyayı kontrol altına alarak kamuoyunu manipüle ettiğini vurgular. Ayrıca, kitaplar, gazeteler ve sanat eserleri üzerindeki sansürün de yoğunlaştığı bu dönemde, sansürle mücadele eden entelektüellerin karşılaştığı zorluklar ele alınır.



20. Yüzyıl ve Modern Sansür: Propaganda ve Medya Manipülasyonu

20. yüzyılda sansür, özellikle iki dünya savaşı sırasında ve totaliter rejimlerin yükselişiyle birlikte çok daha büyük bir tehdit haline gelmiştir. Berkowitz, bu dönemi analiz ederken, sansürün artık yalnızca fikirleri bastırma aracı olarak değil, aynı zamanda propaganda ve bilgi manipülasyonu yoluyla toplumları kontrol etmenin bir aracı haline geldiğini açıklar. Faşist ve komünist rejimlerin sansür uygulamaları, toplumu kontrol altında tutma ve rejimlerin ideolojik söylemlerini yayma amaçlı kullanılmıştır. Nazi Almanyası ve Sovyetler Birliği bu anlamda sansürün en katı uygulayıcıları arasında yer alır.

Berkowitz, özellikle propaganda tekniklerinin sansürün yeni bir biçimi olarak nasıl kullanıldığını vurgular. Hükümetler, medyayı kontrol ederek halkın neye inanacağına ve nasıl düşüneceğine karar verme yetkisini ellerinde tutmuşlardır. Bu dönemde, bilgiye erişim ve bilgi akışı üzerindeki kontrol, otoritelerin güçlerini pekiştirmelerine yardımcı olmuştur. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sırasında medya, hükümetlerin sansür ve propaganda stratejilerinin ana aracı haline gelmiştir.

Kitap ayrıca Soğuk Savaş dönemi boyunca sansürün Batı’da ve Doğu Bloku’nda nasıl farklı şekillerde uygulandığını tartışır. Amerika Birleşik Devletleri’nde, komünizm korkusuyla birlikte “McCarthy Dönemi” sansürün doruğa ulaştığı bir dönemdir. Bu dönemde sanatçılar, yazarlar ve düşünürler, komünist sempatizanlar olmakla suçlanarak kara listelere alınmış ve kariyerlerini kaybetmiştir. Berkowitz, bu dönemi ele alırken, sansürün ideolojik savaşların en güçlü silahlarından biri olduğunu gösterir.

Modern Çağda Sansür: Sahte Haberler ve Dijital Manipülasyon

21. yüzyılın en önemli sansür biçimlerinden biri, sahte haberler (fake news) ve dijital manipülasyondur. Berkowitz, modern çağda sansürün artık doğrudan fikirleri bastırma aracı olarak kullanılmadığını, bunun yerine bilgi kirliliği yaratarak halkı yanıltmanın sansürün yeni bir biçimi olduğunu savunur. Sahte haberler, sosyal medya platformları aracılığıyla hızla yayılarak kamuoyunu manipüle etme aracı haline gelmiştir.

Berkowitz, sahte haberlerin demokrasi üzerindeki etkilerini detaylandırarak, bilgiye erişimin sınırsız olduğu bir dünyada bile sansürün varlığını sürdürebileceğini açıklar. Sahte haberler, halkın doğru bilgiye ulaşmasını engelleyerek manipülasyonun bir aracı haline gelir. Ayrıca, dijital platformlar üzerindeki algoritmik sansür, belirli içeriklerin yayılmasını kısıtlayarak fikirlerin özgürce tartışılmasını engelleyebilir. Bu durum, sansürün modern teknolojilerle nasıl bir dönüşüm geçirdiğini ve geleneksel sansür uygulamalarından nasıl farklılaştığını gösterir.

Kitap, aynı zamanda sosyal medya şirketlerinin sansür üzerindeki rolünü de ele alır. Facebook, Twitter gibi platformlar, sahte haberlerin yayılmasına karşı önlemler alırken, bu platformların kendilerinin de sansür uygulayıcıları haline geldiğini savunur. Bu platformlar, belirli içeriklerin yayılmasını engelleyerek ya da algoritmalar yoluyla bilgi akışını kontrol ederek dijital bir sansür mekanizması oluşturabilir.

Sonuç: Sansürle Mücadele ve Geleceğe Dair Sorular

Eric Berkowitz’in Dangerous Ideas kitabı, sansürün tarihsel bağlamda nasıl evrildiğini ve modern dünyada nasıl yeni biçimlerde var olmaya devam ettiğini detaylı bir şekilde ortaya koyar. Kitap, sansürün yalnızca devlet ya da kilise tarafından değil, aynı zamanda toplumsal ve dijital güçler tarafından da uygulandığını gösterir. Sansürün tarihi, özgür düşüncenin ne kadar kırılgan olduğunu ve tehlikeli görülen fikirlerin nasıl sürekli bir baskı altında tutulduğunu anlatır.

Berkowitz, aynı zamanda sansürle mücadele etmenin yollarını ve düşünce özgürlüğünün nasıl korunabileceğini de tartışır. Modern dijital çağda sansürle başa çıkmanın en büyük zorluklarından biri, sahte haberler ve dijital manipülasyonla mücadele etmek olacaktır. Bilgiye erişimin artması, sansürün ortadan kalkacağı anlamına gelmiyor; aksine bilgiye erişimin kontrol edilmesi, yeni sansür biçimlerini ortaya çıkarıyor.

Bu yazıda, Berkowitz’in sansürün tarihine dair sunduğu zengin anlatıyı inceledik. Sansürün insanlık tarihinde nasıl bir güç mekanizması olarak kullanıldığını ve modern dünyada bu mekanizmanın nasıl evrildiğini tartıştık. Gelecekte sansürle nasıl başa çıkılacağı ve düşünce özgürlüğünün nasıl korunacağı ise hala üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir sorudur.



Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.