Dünyamızı Değiştiren On İki Hastalık: Tarihi ve Toplumu Yeniden Şekillendiren Salgınlar
Çevirmen: Prof. Dr. Mine Anğ Küçüker
Çevirmen: Prof. Dr. Emel Tümbay
Yayın Tarihi: 25.03.2019
ISBN: 9786053328902
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 320
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 12.5 x 20.5 cm
Dünyamızı Değiştiren On İki Hastalık: Tarihi ve Toplumu Yeniden Şekillendiren Salgınlar
Irwin W. Sherman’ın Dünyamızı Değiştiren On İki Hastalık adlı kitabı, insanlık tarihinde büyük etkiler yaratan hastalıkları ve salgınları ele alarak, bu hastalıkların toplumsal, politik ve ekonomik yapılar üzerindeki dönüştürücü etkilerini ortaya koyuyor. Kitap, biyolojik krizlerin yalnızca sağlık üzerinde değil, medeniyetlerin kaderinde de belirleyici rol oynadığını savunuyor. Sherman, tarih boyunca insanlığı etkileyen bu salgınları bilimsel temellerle açıklarken, aynı zamanda bu hastalıkların toplumları nasıl dönüştürdüğünü ve yeni dünya düzenlerinin oluşumuna nasıl katkıda bulunduğunu inceliyor.
Bu blog yazısında, Sherman’ın ele aldığı hastalıkları genişleterek inceleyeceğiz. Hastalıkların tarih boyunca toplumları nasıl şekillendirdiğini, ekonomik ve sosyal dengeleri nasıl değiştirdiğini ve gelecekteki sağlık krizleriyle nasıl başa çıkabileceğimize dair önemli dersler sunacağız.
Giriş: Hastalıkların Medeniyetler Üzerindeki Gücü
Hastalıklar, tarih boyunca medeniyetlerin kaderini belirleyen önemli faktörlerden biri olmuştur. Tarihin dönüm noktalarındaki büyük salgınlar, yalnızca insanların yaşamını değil, aynı zamanda sosyal düzeni ve politik yapıyı da derinden etkilemiştir. Sherman, kitap boyunca hastalıkların sadece tıbbi bir sorun olmadığını, aynı zamanda toplumların ve medeniyetlerin dönüşümünde kritik bir rol oynadığını vurgular.
Örneğin, Kara Veba salgını Orta Çağ Avrupa’sında yalnızca nüfusun büyük bir kısmını yok etmekle kalmamış, feodal yapının çöküşüne, işgücü kıtlığına ve köylülerin pazarlık gücünün artmasına neden olmuştur. Bu süreç, Avrupa’daki sosyal ve ekonomik yapının yeniden şekillenmesine yol açmıştır. Aynı şekilde, Amerika kıtasına Avrupalılar tarafından getirilen çiçek hastalığı, yerli halkların nüfusunu büyük ölçüde azaltmış ve kıtanın Avrupalılar tarafından sömürgeleştirilmesine zemin hazırlamıştır.
1. Çiçek Hastalığı: Kolonyalizmin Katalizörü
Çiçek hastalığı, insanlık tarihinin en ölümcül hastalıklarından biri olarak bilinir. Yüzyıllar boyunca dünya çapında milyonlarca insanın ölümüne neden olan bu hastalık, özellikle Amerika kıtasının Avrupa tarafından fethedilmesinde önemli bir rol oynamıştır. 16. yüzyılda Avrupalılar, Amerika kıtasına geldiklerinde yanlarında getirdikleri çiçek hastalığı, yerli halklar için felaket olmuş ve nüfusun büyük bir kısmını yok etmiştir. Bu salgın, İspanyol ve Portekizlilerin yerli direnişini zayıflatarak, kıtanın hızlı bir şekilde sömürgeleştirilmesini kolaylaştırmıştır.
Sherman, çiçek hastalığının Avrupa’da da geniş çapta etkili olduğunu ve 18. yüzyılda geliştirilen çiçek aşısının insanlık tarihinde bir dönüm noktası olduğunu vurgular. Edward Jenner’ın çiçek aşısını bulması, yalnızca çiçek hastalığının kontrol altına alınmasını sağlamakla kalmamış, aynı zamanda modern aşı biliminin temelini atmıştır. Bu gelişme, halk sağlığı açısından büyük bir devrim olarak kabul edilir ve diğer salgın hastalıklara karşı geliştirilen aşıların önünü açmıştır.
2. Veba: Orta Çağ’dan Rönesans’a Toplumsal Değişim
Veba, 14. yüzyıl Avrupa’sını kasıp kavuran ve toplumun her kesimini etkileyen bir diğer ölümcül hastalıktır. Kara Veba olarak bilinen bu salgın, Avrupa nüfusunun üçte birini öldürmüş ve kıta genelinde büyük bir sosyal ve ekonomik yıkıma yol açmıştır. Ancak veba, aynı zamanda feodalizmin çöküşünde ve Rönesans’ın doğuşunda da önemli bir rol oynamıştır.
Veba salgını sonrasında işgücü kıtlığı yaşanmış, bu da köylülerin pazarlık gücünü artırarak feodal sistemin zayıflamasına neden olmuştur. Ayrıca, salgın sonrasında nüfusun azalması, şehirlerin ve kırsal alanların yeniden şekillenmesine yol açmış, bu da ekonomik sistemlerin değişmesine zemin hazırlamıştır. Sherman, veba salgınının Avrupa’da sadece sosyal değil, aynı zamanda kültürel ve entelektüel bir dönüşüm yarattığını vurgular. Bu dönemde bilim ve sanat alanlarında büyük gelişmeler yaşanmış, Rönesans’ın temelleri atılmıştır.
3. Kolera: Şehirleşmenin ve Halk Sağlığının Tehlikesi
Sherman’ın kitabında derinlemesine incelediği bir diğer hastalık ise kolera salgınıdır. 19. yüzyılın ortalarında büyük kolera salgınları, özellikle şehirleşmenin hızla arttığı sanayi devrimi döneminde ciddi bir tehdit haline gelmiştir. Kolera, su kaynaklarının kirlenmesiyle hızla yayılmış ve şehirlerde büyük bir nüfus kaybına neden olmuştur.
Sherman, kolera salgınlarının halk sağlığı politikalarının gelişmesine önemli bir katkı sağladığını belirtir. 19. yüzyılın ortalarında, Londra’da gerçekleşen büyük kolera salgını, temiz su kaynaklarının ve kanalizasyon sistemlerinin önemini gözler önüne sermiştir. Bu dönemde halk sağlığı uzmanı Dr. John Snow’un, salgının kirli su kaynaklarından yayıldığını tespit etmesi, modern epidemiyoloji biliminin temellerini atmıştır. Kolera salgınları, şehir planlamacılığında temiz su ve kanalizasyon sistemlerinin geliştirilmesine yönelik adımların atılmasına zemin hazırlamış ve modern halk sağlığı anlayışını derinden etkilemiştir.
4. Sıtma: Tropikal Bölgelerde Yaşam ve Ekonomik Etkiler
Sherman, kitabında sıtmayı da ele alarak bu hastalığın özellikle tropikal bölgelerde nasıl büyük bir tehdit oluşturduğunu açıklar. Sıtma, özellikle Afrika ve Asya'da milyonlarca insanın ölümüne neden olmuş ve bu bölgelerde tarım ve ekonomi üzerinde büyük etkiler bırakmıştır. Sıtma, insan göç yollarını, tarım uygulamalarını ve yaşam biçimlerini değiştirmiştir. Tropikal bölgelerde sıtmanın yaygın olması, bu bölgelerdeki yerleşim politikalarının yeniden düzenlenmesine neden olmuştur.
Sherman’a göre, sıtmanın dünya tarihinde önemli bir rol oynamasının sebeplerinden biri, kolonizasyon sürecindeki etkileridir. Avrupa ülkeleri, Afrika ve Asya’da koloniler kurarken, sıtma salgınları nedeniyle büyük kayıplar vermiştir. Bu hastalık, kolonilerdeki iş gücünü ve yerel halkla olan ilişkileri de etkilemiştir. Sıtma ile mücadele amacıyla geliştirilen kinin gibi ilaçlar, tropikal bölgelerde yaşamı sürdürülebilir hale getirmiş ve bu bölgelerde ekonomik kalkınmayı sağlamıştır. Ancak sıtma, günümüzde hala dünya genelinde bir sağlık sorunu olarak varlığını sürdürmektedir.
5. İrlanda Patates Kıtlığı: Tarımsal Felaket ve Göç
İrlanda Patates Kıtlığı, Sherman’ın kitabında ele aldığı bir diğer önemli tarihsel olaydır. 19. yüzyılda patates mantarının neden olduğu bu kıtlık, İrlanda nüfusunu büyük bir açlık kriziyle karşı karşıya bırakmıştır. İrlanda halkı, temel gıda maddeleri olan patatesin yok olmasından büyük ölçüde etkilenmiş ve bu durum, büyük bir göç hareketine neden olmuştur. Milyonlarca İrlandalı, Amerika’ya göç etmek zorunda kalmış ve bu göç, ABD’nin demografik yapısını derinden etkilemiştir.
Sherman, İrlanda Patates Kıtlığı’nın sadece bir tarımsal felaket olmadığını, aynı zamanda siyasi ve sosyal bir krize dönüştüğünü belirtir. İngiltere’nin kıtlık sırasında İrlanda’ya yeterli yardımı sağlamaması, İngiltere ile İrlanda arasındaki gerilimleri artırmış ve bu durum İrlanda’nın bağımsızlık hareketlerinin doğmasına zemin hazırlamıştır. Kıtlık, aynı zamanda tarım politikalarının yeniden gözden geçirilmesine ve modern tarım yöntemlerinin geliştirilmesine öncülük etmiştir.
6. AIDS: Modern Dünyanın Yüzleştiği Bir Salgın
Sherman’ın ele aldığı hastalıklar arasında modern çağın en büyük sağlık sorunlarından biri olan AIDS de yer alır. 1980’lerde ortaya çıkan AIDS salgını, özellikle Afrika kıtasında büyük bir yıkıma neden olmuş ve dünya genelinde milyonlarca insanın hayatını etkilemiştir. Sherman, AIDS’in yalnızca bir sağlık sorunu olmadığını, aynı zamanda sosyal damgalamaya, ayrımcılığa ve ekonomik eşitsizliklere yol açtığını açıklar.
AIDS, küresel sağlık politikalarının yeniden şekillenmesine önemli bir katkı sağlamıştır. Hastalığa karşı geliştirilen tedavi yöntemleri ve önleyici tedbirler, modern tıbbın en büyük başarılarından biri olarak kabul edilir. Sherman, AIDS salgınının, halk sağlığı politikalarının önemini vurgulayan bir dönüm noktası olduğunu ve bu salgının gelecekteki halk sağlığı krizleriyle nasıl başa çıkılacağı konusunda önemli dersler sunduğunu belirtir.
7. Verem: Endüstriyel Dönüşüm ve Halk Sağlığı Sorunları
Verem, Sherman’ın kitabında derinlemesine ele alınan bir diğer hastalıktır. Özellikle sanayi devrimi döneminde Avrupa’da yaygın olarak görülen bu hastalık, şehirlerdeki hijyen koşullarının kötüleşmesi ve nüfus yoğunluğunun artmasıyla hızla yayılmıştır. Verem, sanayi şehirlerinde yaşayan işçi sınıfı üzerinde büyük bir yıkıma neden olmuş ve halk sağlığı politikalarının gelişmesine katkı sağlamıştır.
Sanayileşme sürecinde verem salgınları, halk sağlığı politikalarının geliştirilmesi için itici bir güç olmuştur. 20. yüzyılda geliştirilen antibiyotik tedavileri, veremin kontrol altına alınmasına yardımcı olmuş, ancak bu hastalık günümüzde hala özellikle gelişmekte olan ülkelerde önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir.
Sonuç: Geçmişten Geleceğe Salgın Hastalıklar ve Toplumsal Dönüşüm
Irwin W. Sherman’ın Dünyamızı Değiştiren On İki Hastalık kitabı, tarih boyunca toplumları derinden etkileyen ve medeniyetlerin kaderini değiştiren hastalıkların toplumsal, ekonomik ve politik etkilerini detaylı bir şekilde inceler. Sherman, salgın hastalıkların yalnızca insan sağlığı üzerindeki etkilerini değil, aynı zamanda bu hastalıkların toplumları nasıl dönüştürdüğünü ve yeni dünya düzenlerinin oluşumuna nasıl katkıda bulunduğunu gözler önüne serer.
Bu inceleme, geçmişteki salgınlardan alınan derslerin, gelecekteki halk sağlığı krizleriyle nasıl başa çıkılacağı konusunda önemli ipuçları sunduğunu gösterir. Hastalıklar, tarih boyunca medeniyetlerin kaderini belirleyen unsurlar olmuş ve toplumların dönüşümünde kritik bir rol oynamıştır. Sherman’ın kitabı, insanlık tarihinin sağlık krizleriyle nasıl şekillendiğini ve bu krizlerin nasıl toplumsal değişimlere yol açtığını anlamamıza yardımcı olan önemli bir kaynak olarak karşımıza çıkıyor.
Leave a Comment