Marx Okumak: Slavoj Žižek, Frank Ruda ve Agon Hamza Perspektifinden Marx’ın Yeniden Değerlendirilmesi
Özgün adı: Reading Marx
İngilizce Aslından Çeviren: Barış Engin Aksoy
Yayıma Hazırlayan: A. Müge Çavdar
Kapak Tasarımı: Deniz Akkol
Sayfa Düzeni: Semih Büyükkurt
1. Baskı, Nisan 2021
ISBN: 978-605-2205-83-9
169 s. / 2. Hamur / Ciltsiz / 13,5 x 19,5
Marx Okumak: Slavoj Žižek, Frank Ruda ve Agon Hamza Perspektifinden Marx’ın Yeniden Değerlendirilmesi
Karl Marx, 19. yüzyılın sonlarına doğru geliştirdiği kapitalizm eleştirisiyle, felsefi, toplumsal ve ekonomik düşüncenin temel taşlarını sarsmış bir figürdür. O, tarihsel materyalizm, sınıf mücadelesi ve toplumsal değişimin kökenlerine yönelik devrim niteliğinde bir bakış açısı sunmuş; düşünceleri 20. yüzyıl boyunca ve günümüzde hâlâ yankı uyandıran devrimci hareketlere ilham kaynağı olmuştur. Peki, Marx’ın bu eleştirileri 21. yüzyıl kapitalizmi için nasıl yeniden okunmalı? Slavoj Žižek, Frank Ruda ve Agon Hamza’nın Marx Okumak (Reading Marx) adlı eserleri, Marx’ın teorik mirasını çağdaş dünyaya nasıl uyarlayabileceğimiz sorusuna yanıt arar.
Marx Okumak kitabı, Marx’ın orijinal düşüncelerini günümüz kapitalizminin yapısal değişimlerine göre ele alarak, onun temel kavramlarını genişletmeyi hedefler. Žižek, Ruda ve Hamza, Marx’ın kapitalizm eleştirisini yeniden yorumlayarak, modern dünyanın karşı karşıya kaldığı ekonomik, politik ve sosyal krizlere yanıt aramaktadırlar. Bu yazıda, kitabın temel argümanları, Marx’ın 21. yüzyıl kapitalizmi üzerindeki etkileri ve çağdaş dünyada Marxist düşüncenin geçerliliği üzerine kapsamlı bir inceleme sunulacaktır.
Karl Marx ve Kapitalizmin Eleştirisi: Temel İlkeler
Karl Marx, felsefi analizlerinde toplumları tarihsel materyalizm ile incelemiş ve kapitalist sistemin içsel çelişkilerine dayalı bir çözümleme geliştirmiştir. Marx’a göre, tarihsel süreç, üretim ilişkilerinin ve sınıf mücadelelerinin bir yansımasıdır. Feodal toplumdan kapitalist topluma geçişle birlikte burjuvazi ve proletarya arasındaki sınıf çatışması daha da derinleşmiş, sermaye sahipleri ile emek gücünü satan işçiler arasındaki eşitsizlikler artmıştır. Marx, bu sınıf çatışmasının tarihsel bir zorunluluk olarak kapitalizmi sona erdireceğini ve proletaryanın devrimiyle sosyalist bir düzenin inşa edileceğini savunur.
Marx’ın ekonomi politik eleştirisi, sermaye birikimi ve artı-değer teorisi üzerine kuruludur. Sermaye sahipleri, işçilerin ürettiği değerin yalnızca bir kısmını ücret olarak öderken, geri kalan artı-değeri kendilerine alırlar. Bu sömürü ilişkisi, kapitalizmin temel çelişkisini oluşturur. Marx, kapitalizmin bu çelişkili yapısının, sonunda kendi krizlerini yaratacağını ve sistemin içsel çöküşüne yol açacağını öngörmüştür.
Slavoj Žižek, Frank Ruda ve Agon Hamza’nın Marx Okumak kitabı, bu temel kavramlar üzerinden Marx’ın eleştirisinin modern kapitalizme nasıl uygulanabileceğini tartışır. Özellikle 21. yüzyıl kapitalizmi, Marx’ın tanımladığı üretim ilişkilerinde değişimler göstermiş olsa da, sınıf mücadelesinin farklı formlar altında sürdüğünü ileri sürerler. Kapitalizmin yapısal krizleri, küreselleşme, neoliberalizm ve dijitalleşme gibi yeni olgularla birlikte yeniden yorumlanmalıdır.
Slavoj Žižek: Kapitalizmin İdeolojik Boyutu ve Bilinçdışı Mekanizmalar
Slavoj Žižek, Marx Okumak kitabında Marx’ın kapitalizm eleştirisini Lacan’ın psikanaliz kuramıyla harmanlayarak ideolojinin kapitalist sistemde nasıl işlediğini analiz eder. Žižek’e göre, kapitalist sistem, ideolojiyi kullanarak bireylerin farkında olmadan bu sisteme rıza göstermesini sağlar. İdeoloji, Marx’ın belirttiği gibi, gerçekliğin çarpıtılmış bir biçimde sunulmasıdır; ancak Žižek, bu çarpıtmanın bilinçdışı düzeyde işlediğini iddia eder. Kapitalist toplumda bireyler, kendilerini özgür ve bağımsız hissederken aslında sistemin yeniden üretimine katkıda bulunurlar.
Žižek, ideolojinin işleyişini Lacancı "Gerçek" kavramıyla açıklar. Kapitalist sistem, kendi iç çelişkilerini gizleyerek bu çelişkilerin bir kriz yaratmasını engeller. Krizler meydana gelse de, bu krizler genellikle kapitalizmin yeniden güçlenmesine yol açar. Örneğin, 2008 küresel mali krizi, kapitalizmin derin yapısal sorunlarını gözler önüne sermiştir; ancak krizden sonra kapitalizm kendini yeniden üreterek varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Žižek, bu durumun ideolojinin bir sonucu olduğunu savunur. Kapitalizmin gerçek sorunları çözülmek yerine, bu sorunlar ideolojik aygıtlarla gizlenir ve bireyler bu çelişkilerle yaşamaya devam eder.
Žižek’in Marx’a getirdiği bu yenilikçi yorum, kapitalist sistemin neden hala var olduğunu ve neden işçi sınıfının devrimci potansiyelini tam anlamıyla kullanamadığını anlamamıza yardımcı olur. Žižek, Marx’ın devrimci teorisinin, günümüz kapitalizminin ideolojik yapılarıyla mücadele etmek için yeniden formüle edilmesi gerektiğini savunur. Bu anlamda, Marx’ın kapitalizm eleştirisi, ideolojinin derin yapılarıyla nasıl başa çıkabileceğimiz sorusunu da içerir hale gelir.
Frank Ruda: Proletaryanın Dönüşümü ve Prekarya
Frank Ruda, Marx Okumak kitabında Marx’ın proletarya kavramını modern toplumda yeniden düşünür. Marx’a göre, proletarya, kapitalist üretim ilişkilerinde sermaye sahiplerine emek gücünü satan sınıftır ve bu sınıf, kapitalist sistemi yıkacak devrimci potansiyele sahiptir. Ancak günümüzde proletaryanın tanımı ve kapitalist üretim ilişkileri büyük bir dönüşüm geçirmiştir. Teknolojinin gelişimi, otomasyon, dijitalleşme ve güvencesiz çalışma koşulları, yeni bir toplumsal sınıfın doğmasına neden olmuştur: prekarya.
Prekarya, güvencesiz işlerde çalışan, kısa vadeli sözleşmelere tabi olan ve düşük ücretlerle geçinen bireylerden oluşur. Bu sınıf, klasik anlamda Marx’ın tanımladığı işçi sınıfından farklıdır, çünkü kapitalizmin esnek ve güvencesiz çalışma koşullarında varlığını sürdürür. Ruda’ya göre, prekarya, modern proletaryanın bir versiyonu olarak düşünülebilir ve bu sınıfın sömürülme biçimi, Marx’ın kapitalizm eleştirisinin yeni bir formu olarak ortaya çıkar.
Ruda, modern kapitalizmin işçi sınıfını sadece ekonomik anlamda değil, sosyal ve psikolojik anlamda da sömürdüğünü vurgular. Prekarya, sadece ekonomik olarak güvencesiz değildir; aynı zamanda geleceğe dair sürekli bir belirsizlik içinde yaşar. Bu belirsizlik, kapitalizmin yeni bir sömürü biçimi olarak karşımıza çıkar. Kapitalizm, prekaryayı sadece emek gücü olarak değil, aynı zamanda sürekli bir endişe ve belirsizlik kaynağı haline getirerek sömürür.
Ruda’nın Marx’a getirdiği bu yorum, modern kapitalizmin işçi sınıfını nasıl dönüştürdüğünü ve sınıf mücadelesinin yeni formlar altında nasıl devam ettiğini anlamamıza yardımcı olur. Prekarya, günümüz kapitalizminin en savunmasız sınıfı olarak, Marx’ın sınıf mücadelesi teorisinin modern dünyadaki temsilcisidir. Bu sınıfın içinde bulunduğu güvencesizlik durumu, kapitalizmin çelişkilerini daha görünür hale getirir ve Marx’ın devrimci teorisinin güncellenmesini gerekli kılar.
Agon Hamza: Kapitalizmin Krizleri ve Devrimci Potansiyel
Agon Hamza, Marx Okumak kitabında Marx’ın kapitalizmin krizleri üzerine yaptığı analizleri yeniden ele alır. Marx, kapitalizmin içsel çelişkileri nedeniyle periyodik olarak krizler yaşayacağını öngörmüştü. Bu krizler, üretim fazlası, talep yetersizliği, işsizlik ve sermaye birikimindeki tıkanmalar gibi ekonomik sorunlarla kendini gösterir. Ancak kapitalizm, bu krizlerden her seferinde güçlenerek çıkmayı başarmıştır. Hamza, bu durumun kapitalizmin krizleriyle başa çıkma yeteneğini nasıl geliştirdiğini tartışır.
Hamza’ya göre, modern kapitalizmde krizler sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal, çevresel ve politik boyutlar da taşır. Özellikle çevre krizleri, kapitalizmin sınırsız büyüme anlayışıyla nasıl bir çelişkiye düştüğünü gösterir. Kapitalizmin doğayı sürekli sömürmesi, ekolojik krizleri derinleştirir ve bu krizler, Marx’ın üretim ilişkileri çerçevesinde ele aldığı kriz teorisine yeni bir boyut kazandırır.
Hamza, kapitalizmin bu krizlerle nasıl başa çıktığını incelerken, Marx’ın devrimci çözümünün hala geçerli olup olmadığını sorgular. Kapitalizm, kendi çelişkilerini çözmek yerine bu krizleri yönetme ve kontrol altına alma stratejileri geliştirmiştir. Ancak Hamza’ya göre, bu durum kapitalizmin çöküşünü engelleyemez; aksine, kapitalizmin çelişkileri daha da derinleşir ve bu sistemin sürdürülebilirliği giderek zorlaşır.
Hamza, Marx’ın devrimci teorisinin günümüz kapitalizminin krizlerine yanıt verebileceğini savunur. Ancak bu teorinin, modern dünyanın ekonomik, sosyal ve çevresel sorunlarına uygun bir şekilde yeniden formüle edilmesi gerektiğini belirtir. Kapitalizmin krizleri sadece ekonomik değil, çok boyutlu bir devrimci mücadele gerektiren sorunlar olarak ele alınmalıdır. Bu nedenle, Marx’ın devrimci çözümü, sadece işçi sınıfına değil, aynı zamanda çevre hareketlerine, feminist mücadelelere ve anti-kapitalist hareketlere de hitap edecek şekilde genişletilmelidir.
Marx’ın Kapitalizm Eleştirisinin Günümüzle Bağlantısı
Slavoj Žižek, Frank Ruda ve Agon Hamza’nın Marx Okumak adlı eseri, Marx’ın kapitalizm eleştirisinin modern dünyadaki geçerliliğini yeniden değerlendirir. Günümüz kapitalizmi, Marx’ın tanımladığı üretim ilişkilerinde büyük değişimler geçirmiş olsa da, temel çelişkiler ve sınıf mücadelesi hala devam etmektedir. Kapitalizm, küreselleşme, neoliberalizm ve dijitalleşme gibi yeni dinamiklerle kendini sürekli yeniden üretse de, bu süreç Marx’ın kapitalizm eleştirisinin özünü ortadan kaldırmaz.
Kapitalizmin küreselleşmesi ve teknolojik ilerlemeler, işçi sınıfının yapısını dönüştürmüş ve prekarya gibi yeni sınıfların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Ancak bu yeni sınıflar, Marx’ın tanımladığı sınıf mücadelesinin modern bir versiyonunu temsil eder. Kapitalizmin krizleri de değişen üretim ilişkileriyle birlikte daha karmaşık hale gelmiş ve sosyal, çevresel ve politik boyutlar kazanmıştır.
Žižek, Ruda ve Hamza, Marx’ın devrimci teorisinin günümüz koşullarına uygun şekilde yeniden formüle edilmesi gerektiğini savunur. Kapitalizmin çelişkileri hala devam etmekte ve bu çelişkiler, Marx’ın devrimci çözümünün modern dünyada geçerli olduğunu göstermektedir. Ancak bu çözüm, modern kapitalizmin karmaşıklığına uygun bir şekilde genişletilmelidir. Sınıf mücadelesi, sadece işçi sınıfı ve sermaye sahipleri arasındaki bir çatışma değil, aynı zamanda çevresel krizler, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ve küresel adaletsizliklerle mücadeleyi de içermelidir.
Sonuç: Marx’ın Teorik Mirasını Yeniden Düşünmek
Slavoj Žižek, Frank Ruda ve Agon Hamza’nın Marx Okumak eseri, Karl Marx’ın kapitalizm eleştirisini günümüz dünyasına uygulayarak, bu eleştirinin hala geçerli olduğunu savunur. Marx’ın üretim ilişkileri, sınıf mücadelesi ve kriz teorisi, modern kapitalizmin karmaşık yapısı içinde yeniden yorumlanabilir. Kapitalizmin krizleri ve eşitsizlikleri, Marx’ın devrimci teorisinin modern dünyada nasıl geçerli olabileceğini gösterir.
Žižek, Ruda ve Hamza, Marx’ın düşüncelerinin sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal, politik ve çevresel sorunlara da çözüm sunabileceğini savunur. Kapitalizmin krizleri çok boyutludur ve Marx’ın devrimci çözümü, bu krizlere uygun bir şekilde genişletilmelidir. Günümüzde prekarya, çevresel krizler ve toplumsal eşitsizlikler, Marx’ın eleştirisinin hala ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, Marx Okumak, Marx’ın düşüncelerinin modern kapitalizmin karmaşık yapısıyla nasıl yeniden değerlendirilebileceğini ve Marxist teorinin günümüz dünyasında nasıl uygulanabileceğini gösteren önemli bir eserdir. Marx’ın teorik mirası, hala toplumsal dönüşümün anahtarı olarak kabul edilebilir ve bu miras, çağdaş dünyanın krizlerine karşı devrimci bir perspektif sunar.
Leave a Comment