Karl Vorländer'in Felsefe Tarihi Eseri Üzerine Akademik İnceleme
Çevirmen : Mehmed İzzet , Orhan Saaddedin
Hazırlayan : Yüksel Kanar
ISBN : 9786257706988
Barkod : 9786257706988
Sayfa : 580
Cilt : Karton
Boyut : 13,5 X 23
İlk Basım : 28.Şub.2022
Son Basım : 28.Şub.2022
Karl Vorländer'in Felsefe Tarihi Eseri Üzerine Akademik İnceleme
Karl Vorländer’in Felsefe Tarihi’ne Dayalı Dönemsel İnceleme
Karl Vorländer’in Felsefe Tarihi (alm. Geschichte der Philosophie) adlı eseri, felsefe tarihini antik çağdan yakın döneme kadar kronolojik bir yaklaşımla ele alır. Çalışmanın girişinde Vorländer, farklı tarihî dönemlerde felsefeye verilen anlamları kısaca açıklar ve felsefe tarihçisi olmanın eleştirel tarih yöntemini benimsemekle mümkün olduğunu vurgular. Bu perspektiften hareketle, Vorländer her dönemin önde gelen akımlarını ve filozoflarını derinlemesine inceleyerek objektif bir bakış açısı sunmaya çalışır. Aşağıda her dönem için Vorländer’in yapısına uygun biçimde dönemin felsefi özellikleri, temsilcileri, temel eserleri ve kavramsal yaklaşımları ele alınmıştır.
Antik Yunan felsefesi
Antik Yunan felsefesi, Vorländer’e göre Thales’ten Aristoteles’e kadar uzanan geniş bir gelişim çizgisidir. Sokrates öncesi filozoflar (İyon doğa filozofları, Pisagorcular, Herakleitos, Parmenezya okulu vb.) doğa ve varlık ilkelerini araştırmış, evrenin temel öğesi, değişim ve birliğin doğası gibi konulara eğilmiştir. Örneğin Demokritos atomculuğu ileri sürerken, Herakleitos “her şey akar” diyerek evrendeki değişimi vurgulamıştır. Vorländer bu öncülleri detaylı inceler; özellikle “bilinen ilk filozof” sayılan Thales ve öğrencilerini felsefenin başlangıcı olarak ele alır. Ardından Sokrates (MÖ 470–399) felsefe tarihine etik ağırlıklı bir yaklaşım getirir. Sokrates’in diyalogları, erdem ve ahlak sorularını sorgular; kendine has Sokratik yöntemiyle bilgi ve ahlakı tartışmaya açar. Sokrates’in tüm eserleri öğrenci Platon eliyle aktarılmıştır.
Platon (MÖ 428–348) ise idealizmle metafiziğe yönelir. Akademi’yi kuran Platon, gerçeklikte değişmeyen “Idea”ların varlığını savunur ve eserlerini çoğunlukla sahnelenmiş diyaloglar biçiminde sunar. Devlet başta olmak üzere çok sayıda diyalogda erdem, ahlak ve siyaset üzerine düşünür. Platon’un felsefesi, Tümeller (idea) teorisi ve filozof-kral fikriyle bilinmiştir.
Aristoteles (MÖ 384–322) ise Platon’un öğrencisi olup daha çok deneysel bir yaklaşım getirmiştir. Mantık, metafizik, biyoloji, etik, siyaset gibi birçok alanda kurucu eserler veren Aristoteles, her disiplini sistemli inceleyen bir doğa filozofudur. Nicomachean Ethics (Nikomakhos’a Etik) ve Metafizik gibi eserlerinde erdem ve varlık konularını ele alır. Vorländer, Aristoteles’in bu çok yönlü bilimsel metodunu antik dönemin en doruk yapısı olarak sunar. Özetle, Vorländer antik dönemi Sokrates öncesi – Sokrates – Platon – Aristoteles zinciri içinde yapılandırır ve her basamağın felsefi yeniliğini vurgular. Örneğin, Sokratik dönemde insan ve etik, Platon’da ideal gerçeklik, Aristoteles’te bilimsel sistematik teori ön plana çıkarılır. Vorländer bu dönem için ayrıca felsefenin tanımının ilk kez şekillenmesini ve Aristoteles’in mantık çalışmalarıyla felsefenin ayrı bir disiplin haline gelmesini önemser.
Helenistik ve Roma dönemi
Hellenistik (MÖ 3.–1. yy.) ve Roma (MÖ 1. yy.–MS 5. yy.) felsefesi, öncelikle etik ve yaşam biçimi sorunlarına odaklanmıştır. Bu dönemin üç ana akımı Stoacılık, Epikürcülük ve Yeni Platonculuk’tur. Stoacılık, MÖ 3. yy’da Kıbrıslı Zenon tarafından Atina’da kuruldu. Stoacı felsefe, erdem etiği merkezli bir yaklaşımdır: Stoacılara göre erdem, mutluluk (eudaimonia) için hem gerekli hem de yeterli olandır. Dışsal koşullar (zenginlik, sağlık vb.) adiaphora yani “önemsiz” olarak değerlendirilirken, kişinin duygu ve tutkularına egemen olması esas tutulur. Başlıca temsilcileri arasında Zenon’un yanı sıra Seneca, Epiktetos ve Marcus Aurelius yer alır. Bu filozoflar evrenin logos (akıl) tarafından yönlendirildiğine ve kişinin doğaya uygun erdeme yönelmesi gerektiğine vurgu yapmışlardır.
Epikürcülük ise MÖ 307’de Epikuros tarafından kurulmuştur. Epikurosçular hazzı en yüksek iyi olarak kabul eden bir tür hedonizm savunmuştur. Fakat Epikuros’un tanımına göre gerçek mutluluk, zihinsel sükûnet ve acısızlık hâliyle, aponia ve ataraxia durumunda mümkündür. Yani aşırı tutkular değil, ölçülü ve sade bir hayat özgür ruh halini getirir. Temsilci filozoflar Epikuros ve Roma sonrası Lucretius’tur. Vorländer, Epikürcülüğü hayata dönük ve bilimsel (evrende tesadüfçülük savunan) bir felsefe olarak ele alır.
Yeni Platonculuk, Geç Antik Çağ’da (2.–6. yüzyıllar) Platonizm’in mistik ve teolojik bir versiyonu olarak öne çıkar. Plotinos (MS 3. yy), Proclus, Porfiry gibi düşünürlerin kurduğu bu okul, Platon ile Aristoteles öğretilerini uzlaştırmaya çalışmıştırtır. Temel olarak bir “Teklik” (birinci Prensip) kavramı öne sürülür; varlıkların katmanlı hiyerarşi içinde tek bir Kaynak’a dayandığı savunulur. Yeni Platonculuk, Hristiyan ve İslam düşüncesi üzerinde de derin etki bırakmıştır. Vorländer, bu akımı Platoncu metafizik öğeler taşıyan “mystisizm” boyutuyla açıklar. Bu dönemde Helenistik felsefenin genel özellikleri olarak bireyin mutluluğuna odaklanma, dünyevi kaygılara karşı kayıtsızlık (ataraksiya) ve doğaya uyum gibi temalar ortaya çıkar. Vorländer’a göre Stoacılık ve Epikürcülük insanı ahlaki sorumluluk ve mutluluk açısından yeniden tanımlar; Yeni Platonculuk ise felsefeyi teolojik ve metafizik düzeye taşır.
Ortaçağ felsefesi
Ortaçağ felsefesi (MÖ 5. yy’dan Rönesans’a kadar) büyük ölçüde Hristiyanlık ve İslamiyet merkezliydi. Bu dönemde kilise babası filozoflar ile İslam filozofları öne çıkar. Augustinus (354–430), batı Hristiyanlığının en etkili filozoflarından biridir. Onun başlıca eserleri Tanrı’nın Şehri (De Civitate Dei) ve İtiraflar (Confessiones)’dır. Augustinus hem Platonculuktan hem Hristiyan doktrinlerinden esinlenmiş, özgür irade, günah ve Tanrı’nın lütfu konularına eğilmiştir. Vorländer, Augustinus’u Kilise Babaları arasında özel bir yere koyar ve Ortaçağ felsefesini Hristiyan teolojisi ile birleştiren düşünürü olarak tanıtır.
Thomas Aquinas (Aquinolu Thomas, 1225–1274) ise en önemli Skolastik filozoflardan biridir. Bir Dominikan rahip olan Aquinas, Aristotelesçi düşünceyi Hristiyan teolojisiyle uzlaştırmaya çalıştı. Epistemoloji, metafizik ve siyaset felsefesine yaptığı katkılar büyüktür. Vorländer, Aquinas’ın Tanrı varlığı, evrenin düzeni ve ahlak üzerine Aristoteles geleneğini kullanan yapısını vurgular. Aquinas 1322’de aziz ilan edilmiştir.
İslam filozofları Ortaçağ felsefesi içinde ayrıca önemli yer tutar. Örneğin İbn Sînâ (Avicenna, 980–1037), mantık, metafizik ve etik alanlarında toplu halde 200’e yakın eser vermiştir. “Şifa” (Mantık ve Felsefe Kitabı) ve El-Kanun fi’t-Tıb (Tıbbın Kanunu) onun başlıca eserlerindendir. İbn Sînâ, Aristoteles’i derinlemesine incelemiş, bazen eleştirmiş ve Ortaçağ’a Aristotelesçi düşüncenin İslam yorumu olarak çok etki bırakmıştır. İbn Rüşd (Averroes, 1126–1198) ise Endülüslü bir filozoftur ve özellikle Aristoteles’i yorumlayarak İslâm dünyasında Aristoteles’in eserlerini en iyi açıklayan kişi olmuştur. Çevirileri ve şerhleri ile Aristoteles’i İslam’dan Avrupa’ya yeniden tanıtmıştır. Vorländer, İbn Sînâ ve İbn Rüşd gibi İslam düşünürlerini hem İslam felsefesi hem Avrupa skolastiği açısından köprü görevi yapan kişiler olarak ele alır. Sonuç olarak Vorländer, Ortaçağ’ı Hristiyanlık (Augustinus, Aquinas) ve İslam (İbn Sînâ, İbn Rüşd vb.) sentezi içinde, dini ve akli geleneklerin bir araya geldiği bir dönem olarak yapılandırır.
Yeniçağ felsefesi
Yeniçağ Rönesans ve Aydınlanma dönemi filozofları rasyonalite ve bilimsel düşünceye vurgu yapar. René Descartes (1596–1650), analitik geometri ile modern felsefenin kurucusu sayılır. Descartes, akılcı yöntemini geliştirerek akıl yoluyla kesin bilgi aramış, tanımlanmış “Cogito, ergo sum” (Düşünüyorum, öyleyse varım) formülünü ortaya koymuştur. Vorländer, Descartes’ı “modern felsefenin babası” olarak değerlendirir; Descartes’ın düşünceleri 17. yüzyıl rasyonalizminin temellerini atmış, Spinoza ve Leibniz gibi takipçilerini etkilemiştir.
Baruch Spinoza ve Gottfried Leibniz de Descartes sonrası dönemin büyük rasyonalist filozoflarıdır. Spinoza panteist bir sistem geliştirip aklı tanrı kavramıyla özdeşleştirirken, Leibniz evrendeki monadları (ilksel parçacıklar) ve önkabul (pre-established harmony) fikirlerini savunmuştur. Vorländer bu filozofları Descartes’ın uzantıları olarak gösterir; özellikle Leibniz’i, her şeyin en iyi düzenine inanan teistik-akılcı bir sistem kurucusu olarak okur.
Yeniçağ’da bir diğer eğilim ampirizmdir. John Locke (1632–1704) bu akımın öncüsüdür. Locke’a göre insan zihni doğuştan boş bir levhadır (tabula rasa) ve tüm bilgi duyusal deneyimle kazanılır. Vorländer, Locke’u bilginin kaynağını deneyime bağlayan bir düşünür olarak sunar. David Hume (1711–1776) ise Locke’un ardından ampirizmin en uç noktasını temsil eder. Hume, nedensellik ve benlik kavramlarını sorgulamış, tüm bilginin deneyimden kaynaklandığını söyleyerek salt akılcı rasyonalizme karşı çıkmıştır. Vorländer, Hume’u rasyonalistleri eleştiren radikal bir kuşkulu (şüpheci) olarak ele alır. Bu bağlamda, Descartes, Spinoza ve Leibniz’in kurduğu kıtasal rasyonalizm, Locke ve Hume’un temsil ettiği ampirizmle karşı karşıya gelmiştir.
Yeniçağ felsefesi Vorländer’in eserinde tipik olarak Rönesans hümanizmi ve Aydınlanma bağlamında incelenir. Dönemin genel özellikleri arasında bilimsel yönteme güven, bireysel akla dayalı özgür düşünce, bilgi kaynağı olarak deney ve akıl arasındaki tartışmalar (rasyonalizm vs ampirizm) öne çıkar. Vorländer, bu dönemdeki filozofları kronolojik sırada ele alır ve her birinin temel eserlerini (örneğin Descartes’ın *Meditasyonlar’ı, Locke’un İnsan Anlığı Üzerine Bir İnceleme’si, Hume’un İnsan Doğası Üzerine İnceleme’si vb.) tanıtır. Aynı zamanda dönemin sekülerleşme yönelimini ve akıl-din ikiliğini de vurgular.
Klasik Alman felsefesi
19. yüzyıl başında Almanya’da ortaya çıkan Alman idealizmi, Vorländer’in ilgisini çeker. Bu akım Kant’la başlar ve Fichte, Schelling, Hegel’le gelişir. Immanuel Kant (1724–1804) Vorländer’e göre dönemin mihenk taşıdır. Kant’ın “Saf Aklın Eleştirisi” (1781) adlı eseri, anlayışın deney ile ilişkisini yeniden kavramsallaştırarak transandantal idealizm fikrini ortaya koymuştur. Vorländer, Kant’ın deneyim-düşünce dengesini kuran sistemi sayesinde felsefenin Yeniçağ’dan kopup modern çağa evrildiğini belirtir.
Kant’tan sonra Johann Gottlieb Fichte (1762–1814) “benlik” veya Ego’yu felsefenin merkezine almış, Wissenschaftslehre adlı öğretisiyle bilinen bir öznel idealizm kurmuştur. Friedrich Wilhelm Joseph Schelling (1775–1854) ise doğa-felsefesi alanında Nietzscheden çok önce tamamlayıcı bir sistem geliştirmiş, mutlak bir birliği (doğa ile akıl birliği) savunmuştur. Vorländer bu filozofları Kant’a bağlılık ve felsefenin bütünleştirilmesi çabası olarak yorumlar.
Georg Wilhelm Friedrich Hegel (1770–1831), Alman idealizminin son ve en sistematik temsilcisidir. Vorländer, Hegel’in tarihsel-diyalektik yöntemini ve Tinin Fenomenolojisi, Mantık Bilimi, Tinsel Felsefe Bilgisi gibi büyük eserlerini ele alır. Hegel’de düşüncenin ve tarihin sürekli aşama aşama geliştiği görüşü ön plandadır. Vorländer, Hegel’in Alman felsefesine evrensel bir tarih felsefesi getirdiğini vurgular. Kısaca, klasik Alman felsefesini Vorländer Kant’ta bir kilit taşı, Fichte ve Schelling’te idealist dönüşümlerin aracı, Hegel’de ise tarih boyunca gelişen bir akıl sistemi olarak anlatır. (Bu döneme ilişkin bilgiler klasik kaynaklara dayanmaktadır; Vorländer’in metninden doğrudan alıntılar sınırlıdır.)
Modern ve çağdaş yansımalar
Vorländer’in son dönemde ele aldığı akımlar arasında Nietzsche, pozitivizm, fenomenoloji ve eleştirel teori yer alır. Friedrich Nietzsche (1844–1900), “Güç İstenci” ve “Üstinsan” gibi özgün kavramlarıyla tanınan bir filozof olarak sunulur. Nietzsche, Hıristiyan ahlakını eleştirerek daha bireysel ve güç temelli yeni değerler sistemleri önerir. Vorländer, Nietzsche’yi çağdaş düşüncenin öncü isimlerinden sayar; özellikle geleneksel değerlerin sorgulanmasına yaptığı katkıyı belirtir.
Pozitivizm, 19. yüzyılda Auguste Comte’un önderliğinde şekillenmiştir. Comte’a göre yalnızca bilimsel (ampirik) bilgi gerçek bilgi kaynağıdır ve dinsel/metafizik açıklamalar terk edilmelidir. Vorländer, pozitivizmi bir “olguculuk” akımı olarak tanımlar ve bilimsel yöntemin topluma uygulanması anlayışını vurgular. Pozitivizmin sosyal bilimlere etkisini de değerlendirir; özellikle sosyolojinin bilim statüsünü kazanmasına Comte’un katkısını belirtir.
Fenomenoloji, Edmund Husserl (1859–1938) öncülüğünde 20. yüzyıl başında ortaya çıkan bir felsefi yöntemdir. Vorländer’e göre fenomenoloji, metafiziğe son verip düşünceyi yaşantının somut verilerine döndürmeyi amaçlayan yeni bir başlangıçtır. “Görüngü bilimi” olarak da adlandırılan fenomenoloji, bilinçte doğrudan verilen deneyimlerin betimlenmesine dayanır. Vorländer, Husserl’in öznel deneyimi temel alarak felsefeyi radikal bir şekilde yeniden başlattığını belirtir. Fenomenolojinin Heidegger, Sartre ve Frankfurt Okulu üzerinde de etkili olduğunu vurgular.
Eleştirel teori, özellikle Frankfurt Okulu bağlamında gelişen bir sosyal kuramdır. Vorländer, eleştirel teoriyi Kant ve Hegel gibi filozofların etkisiyle oluşmuş “toplum ve kültür eleştirisi” olarak tanımlar. Burada Max Horkheimer, Theodor Adorno, Herbert Marcuse gibi düşünürlerin Marksist ve Freudyen gelenekleri harmanlayan yaklaşımları incelenir. Eleştirel teori, Vorländer’e göre, toplumu normatif bir bakışla sorgulama ve baskıcı yapıları açığa çıkarma çabasıdır. Bu çerçevede, günümüz felsefesindeki pek çok tartışmanın (örneğin birey-toplum ilişkisi, kültür eleştirisi) eleştirel teorinin mirası üzerinden evrildiği ele alınır.
Vorländer’in çağdaş yansımalar analizinde, Nietzsche’nin gelenekleri yıkıcı rolü, pozitivizmin bilimsel rasyonalite vurgusu, fenomenolojinin öznel bilince dönüşü ve eleştirel teorinin toplumsal sorgulamaları öne çıkar. Bu son bölümde Vorländer, her akımı dönemin genel ruhuyla ilişkilendirir ve felsefenin kendi eleştirisini yapma kapasitesini vurgular. Örneğin, Nietzche’nin “güç istenci” kavramıyla bireysel özerkliğe, pozitivizmin bilimsel devrimiyle toplumsal ilerlemeye, fenomenolojinin bilinç dönüşümüyle yeni bilince, eleştirel teorinin ise teoriyi pratiğe çekme çabasına işaret eder.
Sonuç olarak Karl Vorländer’in Felsefe Tarihi eserinde antik çağdan modern döneme kadar her döneme ait felsefi özellikler kronolojik bir bütünlük içinde sunulmuştur. Her başlık altında dönemin genel eğilimleri, temsilci filozoflar ve başlıca eserleri kapsamlı biçimde işlenirken, Vorländer özellikle eleştirel tarihsel metodu ön planda tutar. Eserin hem dönemlere göre sınıflandırılmış yapısı hem de filozofları objektif bir perspektifle değerlendirmesi, dönemin akademik standartlarında kapsamlı bir felsefe tarihi sunmaktadır.
Kaynaklar (APA 7)
- Kitapburada.com. (n.d.). Felsefe Tarihi – Karl Vorländer [Ürün sayfası]. Kırmızı Yayınları. Erişim: 2025, https://www.kitapburada.com/urun/felsefe-tarihi-karl-vorlander-9786257706988
- 1000Kitap. (n.d.). Karl Vorländer – Felsefe Tarihi (Mehmet İzzet vd. çev.) [İnceleme]. Erişim: 2025, https://1000kitap.com/karl-vorlander--453252
Wikipedia entries (t.y.):
Stoacılık. Vikipedi. Erişim: 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/Stoac%C4%B1l%C4%B1k- Epikürcülük. Vikipedi. Erişim: 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/Epik%C3%BCrc%C3%BClk
- Yeni Platonculuk. Vikipedi. Erişim: 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/Yeni_Platonculuk
- Augustinus. Vikipedi. Erişim: 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/Augustinus
- Thomas Aquinas. Vikipedi. Erişim: 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/Thomas_Aquinas
- İbn Sînâ. Vikipedi. Erişim: 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0bn_Sin%C3%A2
- İbn Rüşd. Vikipedi. Erişim: 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0bn_R%C3%BC%C5%9Fd
- René Descartes. Vikipedi. Erişim: 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/Ren%C3%A9_Descartes
- John Locke. Vikipedi. Erişim: 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/John_Locke
- David Hume. Vikipedi. Erişim: 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/David_Hume
- Friedrich Nietzsche kronolojisi. Vikipedi. Erişim: 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/Friedrich_Nietzsche_kronolojisi
- Pozitivizm. Vikipedi. Erişim: 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/Pozitivizm
- Fenomenoloji. Vikipedi. Erişim: 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/Fenomenoloji
- Eleştirel teori. Vikipedi. Erişim: 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/Ele%C5%9Ftirel_teori
Leave a Comment