İsmail Gaspıralı’nın Fikrî Eserlerinde Eğitim, Modernleşme ve Türk Birliği Düşüncesi


İsmail Gaspıralı Seçilmiş Eserleri 2 - Fikri Eserleri


Stok Kodu
:
9789754374773
Boyut
:
13,5 cm x 21 cm
Sayfa Sayısı
:
380
Basım Yeri
:
İstanbul
Baskı
:
8
Basım Tarihi
:
Ağustos 2025
Kapak Türü
:
Karton Kapak
Kağıt Türü
:
60 Gr. Holmen
Dili
:
Türkçe


İsmail Gaspıralı’nın Fikrî Eserlerinde Eğitim, Modernleşme ve Türk Birliği Düşüncesi

İsmail Gaspıralı’nın Seçilmiş Eserleri 2 – Fikrî Eserleri Üzerine İnceleme

Giriş

İsmail Gaspıralı (1851–1914), Kırım Tatarı bir eğitimci, gazeteci ve fikir adamı olarak Rus İmparatorluğu’ndaki Türk-Müslüman topluluklarının yenileşme hareketine öncülük etmiştir. Seçilmiş Eserleri 2 – Fikrî Eserleri adlı eserinde bir araya getirilen yazıları; özellikle eğitim reformu, dil birliği, toplumsal dönüşüm ve İslam ile modernleşme ilişkisi gibi konularda öne çıkan fikirleri içermektedir. Bu inceleme yazısında Gaspıralı’nın Usûl-i Cedîd eğitim hareketinden başlayarak kadın hakları, dil birliği şiarı, basın-yayın faaliyetleri ve İslam-modernleşme dengesi gibi beş ana tema detaylı biçimde ele alınacaktır. Akademik bir üslupla kaleme alınan bu çalışma, her bölümde ilgili kaynaklardan yapılan alıntılarla Gaspıralı’nın düşünce dünyasını hem tarihsel hem fikirsel bağlamda aktarmayı amaçlamaktadır.

Usûl-i Cedîd Hareketi ve Eğitim Reformları

İsmail Gaspıralı’nın en önemli icraatlarından biri 19. yüzyıl sonlarında başlattığı Usûl-i Cedîd (“yeni usul”) hareketidir. Gaspıralı, 1884’te Bahçesaray’da açtığı ilkokulla bu harekete ilk adımını atmıştır. Burada geliştirdiği “usûl-i savtiyye” adlı yöntemle 40 gün içinde öğrencilere Türkçe okuma-yazmayı öğretmiştir. Bu başarılı deneme, Rus İmparatorluğu’ndaki Müslüman okullarında bir devrim olarak görülmüş ve usûl-i cedîd adıyla hızla yaygınlaşmıştır. Gaspıralı, eğitimde reform yaparak anadili üzerinden öğrenimi güçlendirmeyi hedeflemiş; “eğitim sistemi her şeyden önce ana dilin eğitimine hizmet etmeli” görüşünü savunmuştur. Usûl-i cedîd okullarının sayısı kısa sürede arttı; 1895’te Rusya’daki yeni yöntem okulları 100’ü geçerken, 1914 yılına gelindiğinde toplam sayı yaklaşık 5000’e ulaşmıştır. Bu okullar, maddî destek sağlayan zengin tüccar ve hayırseverlerin yardımıyla özellikle İdilboyu, Kafkasya ve Kırım’da köylere kadar yayılmıştır.

Gaspıralı, kız çocuklarının eğitimine de öncülük etmiştir. Kendisinin ablası Pembe Hanım Bolatukova’ya 1893’te Bahçesaray’da açtırdığı ilk usûl-i cedîd kız mektebi, diğer bölgelerde benzer okulların açılmasına örnek olmuştur. Ayrıca Gaspıralı, medreseleri de usûl-i cedîd eğitim kurumlarına dönüştürmeyi planlamış ve bunun programlarını hazırlamıştır; ancak döneminin muhafazakâr çevrelerinin tepkisi nedeniyle medreselerdeki başarı sınırlı kalmıştır. Eğitim reformu çerçevesinde Gaspıralı, Rusça ve Arapça yerine sadeleştirilmiş Osmanlı Türkçesinin kullanılmasını savunmuş, basın ve yayın faaliyetlerini de bu hedefle aktif olarak kullanmıştır. Özetle Gaspıralı’nın usûl-i cedîd hareketi, anadilde eğitim ilkesi doğrultusunda kısa sürede “milletin kalkınma ideali” haline gelerek Rusya Türkleri arasında bir eğitim inkılâbı gerçekleştirmiştir.

Kadın Haklarına Yaklaşım ve Toplumsal Dönüşüm

Gaspıralı, usûl-i cedîd kapsamında kadınların eğitilmesine ve sosyal hayatta güçlenmesine de özel önem vermiştir. Usûl-i cedîd hareketiyle birlikte kız okulları açılması “yenileşme çabaları içerisinde önemli bir yere sahiptir”. Gaspıralı, Tercüman gazetesinde kadın haklarına yönelik makaleler yayımlasa da bunun yetersiz kaldığını düşünmüş; bu eksikliği gidermek için 1906’da Âlem-i Nisvân adlı kadınlar dergisini çıkarmıştır. Âlem-i Nisvân, Gaspıralı’nın imtiyazında, kızı Şefika Gaspıralı’nın yönetiminde yayımlanan ilk Türkçe kadın dergisidir. Bu dergide kadınlara ev idaresi, çocuk terbiyesi, dikiş nakış gibi konular yanında “devlet nizamları ve şer‘an hukukları” hakkında bilgiler sunulmuş, diğer milletlerde kadınların durumu, bilim, sanat ve edebiyatta öne çıkan kadınların yaşamları gibi pek çok başlık işlenmiştir. Âlem-i Nisvân’ın yayımlanışı, Rusya’da Âlem-i Sibyan (çocuk dergisi) ve daha sonra Işık, Süyüm Bike, Azat Hanım gibi başka kadın dergilerinin de çıkmasına öncülük etmiştir.

Gaspıralı’nın kadın haklarına yaklaşımında toplumsal dönüşüm vurgusu belirgindir. O, eğitim ve gazetecilik yoluyla kadınların bilinçlenip toplumda daha etkin rol almasına çalışmıştır. Kendisinin “kadın hakları için savaş veren” bir edebiyatı öne çıkardığı vurgulanmıştır. Gaspıralı’ya göre kadının eğitimi ve özgürleşmesi, genel millet kalkınmasının vazgeçilmez parçasıdır. Bu anlayışla attığı adımlar (kız okulları açmak, kadın dergisi çıkarmak), Rusya’daki Türk topluluğunda kadınların sosyal statülerinin yükseltilmesi adına önemli katkılar sağlamıştır.

“Dilde Birlik, Fikirde Birlik, İşte Birlik” ve Pan-Türkizm

Gaspıralı’nın belki en meşhur sloganı olan “dilde, fikirde, işte birlik” ilkesi, ortak bir kültürel bilinç ve dayanışma çağrısıdır. Tercüman gazetesinin 1911’den itibaren slogan olarak benimsediği bu ifade, bir yüzyıldan fazladır Türk dünyasının en yaygın birlik şiarlarından biri olmuştur. Gaspıralı’ya göre Türk milletinin birliğinin ilk adımı, Balkanlar’dan Çin’e kadar tüm Türklerin anlayabileceği ortak bir yazı dilinin oluşturulmasıdır. Kendisinin ifadesiyle bu dil, “Balkanlar’dan Çin’e kadar her yerde anlaşılacak; Boğaziçi kayıkçıları ve Kaşgar devecilerinin de işine yarayacaktı”. Nitekim Tercüman’ın dili, sadeleştirilmiş Osmanlı Türkçesi temelinde, bazı bölgesel özellikler kazanan bir çeşitle, bu amacı büyük ölçüde gerçekleştirmiştir. Tercüman İstanbul’dan, Azerbaycan’dan, Kırım’dan aydınlar tarafından benimsenmiş; dolayısıyla Gaspıralı’nın “ortak dil” projesi ciddi bir yankı bulmuştur.

Bu perspektif, Pan-Türkizm fikirleriyle örtüşecek şekilde, Gaspıralı’nın Türk toplulukları arasında kültürel bir birlik kurma çabasını yansıtır. Ancak Gaspıralı’nın anlayışında bu birlik öncelikle dil ve kültür birliği temelinde gerçekleşmeliydi; siyasi emperyal sınırların ötesinde ortak bir edebiyat ve iletişim ağı kurulmasını öngörüyordu. Ona göre dil birliği de tek başına yeterli olmayıp, ortak bir edebiyat ürünü yaratılması ile anlam kazanır. Birlik fikrinin birinci vasıtası “ortak bir edebiyattır”. Gaspıralı’nın “dilde, fikirde, işte birlik” ilkesi bu bağlamda Türk dünyasının milli uyanışını hedefleyen geniş kapsamlı bir programı ifade ederken, siyasal dayanışmayı da içine alan bir vizyona işaret etmiştir. Bu bağlamda, onun fikirleri Osmanlı coğrafyası ile Rusya’daki Türk toplulukları arasında işbirliği ve dayanışma zemini oluşturma yolunda kilit rol oynamıştır.

Basın-Yayın Faaliyetlerinin Rolü ve Etkisi

Gaspıralı’nın fikirlerinin yayılmasında ve toplumları uyandırmasında basın-yayın faaliyetleri merkezi bir araç olmuştur. 1883’te ilk sayısını çıkardığı Tercüman gazetesi, başlangıçta haftalık olarak yayımlanmış; zamanla yayın sıklığı artırılmış, 1912’den itibaren ise günlük gazete haline gelmiştir. Tercüman, Kırım’da Türkçe yayınlanan ilk gazete olmasının yanı sıra bütün Rusya Müslümanları arasında üçüncü Türkçe gazete konumundaydı. Gazetede eğitim, din, ekonomi ve politika meseleleri hakkında yazılar yer aldı, devrin aydınlarına ulusal bir bilinç aşıladı. Basın yoluyla ulaştığı geniş okuyucu kitlesi sayesinde Gaspıralı, Rusya Müslümanlarının milli uyanışında önemli bir rol üstlenmiştir. Nitekim Tercüman, kısa sürede “bütün Rusya Müslümanlarının en önemli ve etkili yayın organı” hâline gelmiştir. Üstelik bu etkinlik, 1905 Devrimi sonrası yüzlerce benzer yayın kurulsa da Tercüman’ın önemini azaltmamıştır.

Gaspıralı yalnızca Tercüman’la kalmamış, medreselerde okutulacak ders kitapları, çocuk dergisi Âlem-i Sıbyân, kadın dergisi Âlem-i Nisvân gibi çeşitli yayınlar da çıkarmıştır. Bahçesaray’da Arap harfleriyle baskı yapabilen bir matbaa kurarak eserlerini yayıma hazırlayan Gaspıralı, özellikle eğitimle ilgili materyallerin üretilmesi ve gazete-eğitim içeriklerinin çoğaltılması konusuna önem vermiştir. Tercüman’ın dili ve içerikleri, Gaspıralı’nın “ortak Türk dili” hedefini destekleyecek şekilde belirgin bir sadeleştirme ve bölgesel çeşitlilik ilkesiyle şekillenmiş; bu da gazetenin Türk dünyasının farklı coğrafyalarında okunmasını sağlamıştır. Sonuç olarak basın-yayın çalışmaları Gaspıralı’nın milli fikirlerini geniş kitlelere ulaştıran, dayanışmayı besleyen bir mecra işlevi görmüştür.

İslam ile Modernleşme Arasındaki Denge Arayışı

Gaspıralı, İslamî değerlerle modernleşme fikirleri arasında denge kurmaya çalışan bir aydındı. Müslüman toplulukların geri kalmışlığını giderme hedefiyle eğitim ve kültür reformlarını savunurken, dini inanç ve gelenekleri tamamen dışlamamış; aksine İslam’ın yenilenmeyi destekleyeceği görüşünü taşımıştır. Şüphesiz o, “dini yenileşme” gerektiği fikrini eserlerinde vurgulamış, aynı zamanda kadın haklarını da bu kapsamda görmüştür. Medrese reformu örneğinde görüldüğü gibi, Gaspıralı İslamî eğitim kurumlarını çağdaş eğitim sistemine dahil ederek modernleştirmeyi planlamıştır. Bunu yaparken Rus otoritesinin tepkisinden kaçınmış ve oklarını doğrudan siyasete değil eğitime çevirmiştir. Örneğin (Zamanımız Meseleleri isimli eserinde) Gaspıralı, “İslam toplumlarına modernleşmenin yararlarını” anlatma gayreti göstermiş, Batılı tarzda eğitim almış Müslümanları örnek göstererek toplumlara ilham vermiştir. Gerçekten de o, her zaman ılımlı bir üslup benimsemiş, İslamî ilkeleri toplumsal ilerleme ile uzlaştırmaya çalışmıştır. Gaspıralı’ya göre modernleşme, dinî esaslarla çelişmez; tam tersine eğitimli, bilgiyle donanmış bir toplum, hem dinî açıdan hem maddî açıdan güçlü olur. Bu yönüyle Gaspıralı’nın düşünce dünyası, “Türk modernleşmesinde İslamî öz”ü koruyarak “yenileşme”ye öncülük eden bir yapıya sahiptir.

Sonuç

İsmail Gaspıralı’nın Seçilmiş Eserleri 2 – Fikrî Eserleri eserinde derlenen yazılar, onun eğitim, dil, toplumsal cinsiyet, basın ve modernleşme konularındaki bütüncül vizyonunu ortaya koyar. Gaspıralı, Usûl-i Cedîd ile eğitim sistemini anadilde sağlamlaştırırken kadınların toplumsal dönüşümde rolüne dikkat çekmiş, “dilde, fikirde, işte birlik” şiarıyla Türk dünyasında kültürel birlik çağrısı yapmış; Tercüman gibi yayın organlarıyla fikirlerini yaymış ve İslam’ı çağdaş yeniliklerle uyumlaştırmaya çalışmıştır. Her bir tema üzerinde yapılan analiz, Gaspıralı’nın Rusya Türkleri arasında millî uyanış hareketinin esas aktörü konumuna işaret etmektedir. Bu bakımdan Gaspıralı, döneminin şartları içinde Osmanlı-Türk dünyası ve Rusya Müslümanları arasında köprü vazifesi görmüş, “bilim ve ilim” yoluyla bir milletin yeniden doğuşuna katkıda bulunmaya çalışmıştır. Seçilmiş Eserleri 2’de toplanan metinler, onun bu çok yönlü mücadelesini belgelemesi ve gelecek kuşaklara aktarması açısından oldukça kıymetlidir.

Kaynakça

  • Ebüzzıya, Z. (1989). Âlem-i Nisvân. İslâm Ansiklopedisi.
  • Kirimli, H. (1996). Gaspıralı, İsmâil Bey. İslâm Ansiklopedisi.
  • Okçu, E. (2022). Rusya Türklerinde kadın hakları meselesi. Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, 4(8), 827–838. https://doi.org/10.53718/gttad.1109376
  • Gaspıralı, İ. (2004). Seçilmiş Eserleri 2: Fikrî Eserleri (Yayına hazırlayan Y. Akpınar). İstanbul: Ötüken Neşriyat.
  • Mürşitpınar, F. (Ed.). (2004). Türk Dünyası Edebiyat ve Kültür Ansiklopedisi (Cilt 5). İstanbul: Alkım Kitabevi. (Gaspıralı makaleleri)
  • Koraş, H. (2008). Yayın tanıtma: İsmail Gaspıralı eserleri. Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, 24(2), 309–324.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.