Ziya Gökalp’in Milli Tetebbular Mecmuası Yazıları Üzerine Akademik İnceleme
Milli Tetebbular"Milli Tetebbular Mecmuası" Yazıları
Stok Kodu:9786051555201Boyut:Ebat 12 cm x 19,5 cmSayfa Sayısı:176Basım Yeri:İstanbulBaskı:4Basım Tarihi:Haziran 2025Kapak Türü:Karton KapakKağıt Türü:60 Gr. HolmenDili:Türkçe
Ziya Gökalp’in Milli Tetebbular Mecmuası Yazıları Üzerine Akademik İnceleme
Giriş
Millî Tetebbular Mecmuası I. Dünya Savaşı yıllarında 1915’te Maarif Nazırı Ahmed Şükrü Bey’in girişimiyle kurulan Âsâr-ı İslâmiyye ve Milliyye Tedkîk Encümeni tarafından çıkarılan bir süreli yayındır. Encümen-i Tedkik, İslam medeniyeti ve Türk kültürüyle ilgili pek çok alanda araştırma yapmak üzere planlanmış; Mart–Aralık 1915 arasında beş sayı (yaklaşık 1000 sayfa) yayınlayarak dönemin en seçkin Türkçe dergilerinden biri sayılmıştır. Bu dergide Ziya Gökalp, bir etnoloji/sosyoloji çalışması sayılan “Bir Kavmin Tedkikinde Takip Olunacak Usul” ile “Eski Türkler’de İçtimaî Teşkilâtla Mantıkî Tasnifler Arasında Tenâzur” başlıklı iki makalesini yayımlamıştır. Bu makaleler, Gökalp’ın erken dönem yazıları olarak halk bilimi ve sosyoloji temelli yaklaşımını içerir. Bu çalışmada Gökalp’ın Millî Tetebbular’daki bu yazıları, onun halk bilimi ve edebiyat anlayışı (halk şiiri, destan, masal, gelenekler vb.), Türk milliyetçiliği bağlamındaki dil-kültür-tarih yorumları, sosyolojik yöntemi ve halk edebiyatı inceleme metotları temel alınarak incelenecek; bu çalışmaların milli kültür oluşturma sürecindeki önemi vurgulanacaktır.
Millî Tetebbular Mecmuası’nın Tarihsel Bağlamı
Milli Tetebbular Mecmuası 1915’te kurulan Âsâr-ı İslâmiyye ve Milliyye Tedkîk Encümeni’nin iki ayda bir yayımlanması planlanan dergisidir. Encümen’in amacı, din, ahlâk, hukuk, iktisat, dil, edebiyat, sanat, bilim ve sosyoloji alanlarında bilimsel araştırma yaparak Osmanlı-Türk kültürünü incelemekti. Bu kuruldaki ilk üyeler arasında Ahmet Ağaoğlu, Halim Sabit Şibay, Ziya Gökalp, Fuad Köprülü ve diğer dönemin önemli entelektüelleri yer almıştır. Dergi Mart-Mayıs 1915’te başlayıp Kasım-Aralık 1915’te sona eren beş sayı çıkarabilmiş, ancak toplam ~1000 sayfalık yüksek kaliteli içeriğiyle derin bir etki bırakmıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere bu beş sayıda Gökalp’ın iki önemli makalesi yanı sıra Fuad Köprülü’nün Türk edebiyatı ve medeniyetiyle ilgili öncü çalışmaları, Rauf Yekta’nın eski Türk musikisi yazıları ve yabancı kaynaklardan çeviriler (Barthold, Blochet vb.) gibi çok sayıda değerli araştırma yayımlanmıştır. Örneğin Yazıcı (2020) bu dergiyi “ileride çok sayıda çalışmaya kaynaklık edecek önemli makaleler” yayımlanmış bir yayın olarak niteler ve Gökalp’ın makalelerini de bu başlıca önemli eserler arasında sayar. Böylece Milli Tetebbular Mecmuası, Osmanlı’da ikinci Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e geçiş döneminde İslâm ve Türk kültürü üzerine bilimsel birikim oluşturma çabasının en çarpıcı ürünlerinden biri olmuştur.
Gökalp’ın Halk Bilimi ve Edebiyat Yaklaşımı
Ziya Gökalp, gelenek (anane) kavramını halk kültürünün özünü ifade eden temel ilke olarak görür. Ona göre halk (folklor) halkın kendi geçmişinden aktarılarak günümüze gelen düşünce ve yaşama tarzıdır. Masallar, efsaneler, atasözleri, türküler ve destanlar gibi sözlü halk edebiyatı ürünleri halk geleneğinin başlıca taşıyıcılarıdır. Gerçekten Gökalp, halk kültürü ürünlerini “anane” başlığı altında toplamış; “masal, efsane, atasözü, bilmece, türkü ve destan” gibi örnekleri “edebî ananeler” olarak nitelemiştir. Bu bakımdan halk şiiri (türkü), destan ve masallar Gökalp için milletin yaşadığı ortak ideallerin ve tarihî hafızanın taşındığı metinlerdir. Bir başka deyişle gelenek, halk bilimi çalışmalarının da merkezi olgusudur. Bir çalışmada vurgulandığı gibi Gökalp’ın folklor anlayışı bütünüyle gelenek üzerinedir; folklor ürünlerinin yaratılış ve aktarım bağlamındaki gelenekselliğine dikkat çeker ve bizzat bu ürünleri “anane” terimiyle adlandırır.
Gökalp’ın halk edebiyatına yaklaşımı aynı zamanda bunları millî uyanış için malzeme olarak görmesini de içerir. Halk edebiyatı çalışmaları yazılarında Gökalp, halk kültürünü inceleyen bilimsel metotlara riayet edilmesi gerektiğini sürekli vurgular. Nitekim halk masallarının toplanmasına ilişkin bir metninde “Halk masalı her söyleyenden alınmaz, çünkü masalın kendine mahsus tabirleri, kendine mahsus lisanı vardır” diyerek masalların ancak yetkin kaynaklardan derlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu yaklaşım onun araştırmada gösterdiği titizliğin işaretidir. Ayrıca geleneksel ürünün en olgun hâliyle kaydedilmesini öğütleyerek halk bilimcilerin elde ettikleri verinin kalitesine büyük önem vermiştir. Özetle Gökalp için halk şiiri, destan, masal gibi anonim eserler, milletin “mânevî mirası”dır ve bu mirasın bilimsel yöntemle tasnif edilmesi millî kültürün inşasında vazgeçilmezdir.
Dil, Kültür ve Tarih Yorumu (Milliyetçilik Bağlamında)
Gökalp’ın milliyetçilik anlayışında dil ve kültür ülkü birliğinin temel taşlarıdır. Bu doğrultuda dilde “sadeleştirme”ye büyük önem vermiş, yeni Batılı kavramlar için Türkçe karşılıklar üretmiştir. Bolay’ın belirttiği gibi Gökalp, “hars, mefkûre, halkiyat, kavmiyat” gibi pek çok kavramı Türkçeye kazandırmıştır. Örneğin “halkiyat” (folklor) ve “kavmiyat” (etnoloji) terimleri doğrudan onun çabasıyla yaygınlaşmıştır. Bu dilcilik hareketi sayesinde Gökalp’ın Türkçülüğü, “yenileşmekte olan Türk dilinin ve edebiyatının gelişmesine hizmet etmiş” ve millî edebiyat akımının önünü açmıştır.
Kültür açısından Gökalp, milleti esasen bir kültür birliği olarak görür. Tarihsel görüşünde, Türk tarihinin zengin örf-adet ve edebiyat mirasına vurgu yapar. Milliyetçi ideolojisinde Türk milletinin en büyük toplumsal bütün olduğu anlayışı belirgindir: Hem Vatan gazetesinde hem sonraki eserlerinde toplumun dil ve kültür birliğini her şeyin üzerinde tutmuştur. Dolayısıyla Gökalp’a göre Türk kültürü (hars) İslamî kültürden bağımsız olarak kendi başına millî kimliğin kaynağını oluşturur. Bu görüşler, Millî Tetebbular’daki yazılarda doğrudan aktarılmasa da onun bütün dünya görüşüyle örtüşür. Diğer yandan tarih bilinci açısından Gökalp, Türklerin derinlerde kök salan bir geçmişe sahip olduklarını vurgulamıştır. Örneğin minyatüroloji tarihine dair yazılarının yanı sıra folklor araştırmaları da Türklerin ve Müslümanların bin yıllık örf ve âdet geleneğini belgeleyerek o geçmişi hatırlatmayı amaçlamıştır. Neticede Gökalp, Türk milliyetçiliğini dil, kültür ve tarih temelinde ele almış; bu yönüyle Türkçülük hareketinin kurucu fikir adamlarından sayılmıştır. Bu anlayışın uygulamadaki karşılığı olarak, kendi döneminde Çukurova’da “millet malı” olarak derlediği halk şarkıları, masallar ve atasözleri; daha sonra Cumhuriyet’te Dil-Tarih Coğrafya Fakültesi gibi kurumlarda geliştirilecek halkiyat eğitimine zemin hazırlamıştır.
Sosyolojik Yöntem ve İnceleme Metodları
Gökalp, çalışmalarını yeni sosyoloji paradigmasıyla bütünleştirmeye çalışan bir düşünürdür. Kendisi de Millî Tetebbular’da yayımlanan yazılarında Emile Durkheim ve Marcel Mauss’un görüşlerinden etkilendiğini açıkça ifade etmiştir. Bu etki, yazıların hem toplumsal yapı hem de kabile/etnik çalışmalar içerikli olmasıyla ortaya çıkar. Örneğin “Bir Kavmin Tedkikinde Takip Olunacak Usul” adlı makalesinde bilimsel araştırmanın metodolojisine dair şu hükmü verir: “Âmelî bir gaye takip eden içtimaî bir sanat […] ilim, hakikati amelî ihtiyaçlara feda etmeyeceğinden […] hür ve sabûr bir surette çalışmakla mükelleftir”. Bu ifadelerde Gökalp, toplumsal reformların acelesiyle yapılan uygulamaların aksine, halk bilimi çalışmasında sabırlı, özgür ve gerçekçi bir bilimsel duruş önermektedir.
Halk edebiyatını inceleme metotları konusunda da benzer bir hassasiyet sergilemiştir. Bir yazısında masal toplama usullerine değinirken “Halk masalı her söyleyenden alınmaz” uyarısını yapar ve masalları ancak özgün söyleyişleriyle kaydetmek gerektiğini belirtir. Aynı yazıda geleneksel bir halk ürününün en olgun hâliyle derlenmesini öğütleyerek, derleyicinin gelenekle en sıkı ilişkiyi kurmasına önem verir. Millî Tetebbular makalelerinden sonra, Gökalp 1920’lerde Diyarbakır’da bir folklor ekibi kurarak gerçek uygulamaya da imza atmıştır. Bu ekiple Küçük Mecmua’da derlediği masalları yayımlamış ve “Usûllere Dair – Halkiyat I: Masallar” başlıklı yazısıyla halk masallarını tespit usullerini ayrıntılı biçimde ele almıştır. Yani Gökalp, sadece teori üretmekle kalmamış, topladığı folklor verilerini belgelerken bilimsel yöntemleri titizlikle uygulamıştır. Bu yönüyle Millî Tetebbular’daki çalışmaları, Türkiye’de halk bilimini sistematik bir bilim dalı hâline getirme çabası içinde atılmış ilk adımlardan sayılır.
Millî Kültür Oluşturma Sürecinde Önemi
Gökalp’ın Millî Tetebbular’daki yazıları, “milli kültür” oluşturma sürecine hem içerik hem de metot açısından ışık tutar. Türk milliyetçiliği hareketinde halk biliminin bilimsel temellerini atan bu eserler, halk şiiri, masal ve destan gibi anonim ürünleri millî kimliğin simgeleri olarak öne çıkarır. Yazıcı’nın da belirttiği üzere, dergide yayımlanan Köprülü, Gökalp ve Yekta makaleleri ileride sayısız çalışmaya kaynaklık etmiş, yol gösterici nitelikte olmuştur. Gökalp’ın kültür ve gelenek odaklı yöntemi, Cumhuriyet’in kuruluş döneminde Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde halkiyat ders programlarının şekillenmesine öncülük etmiş, halk edebiyatını bir ulusal miras olarak işlemeyi kurumsal hale getirmiştir. Örneğin Ansiklopedi’ye göre Gökalp, ilk halkiyat terimini kullanan bilim adamıdır; Cumhuriyet’in ilk yıllarında yayımlanan dergi ve kitaplarda halk masalları, destanlar ve türküler “millet malı” olarak sunulmuştur. Bu süreçte Gökalp’ın derlediği masalların yayımlanması ve derleme metodolojisini açıklayan yazıları, modern Türkiye’de halk kültürünün akademik çalışmalara dahil edilmesinde mihenk taşı olmuştur. Ayrıca dil ve kültürün birleştirici gücünü işaret eden kavram yenileştirmeleri (hars, halkiyat vb.) millî kimliğin inşasında ideolojik birer dayanak oluşturmuştur. Sonuç olarak, Millî Tetebbular’da yayımlanan bu yazılar Gökalp’ın Türk milliyetçiliğinin fikir temellerini halkbilimsel verilerle güçlendirme çabasını somutlaştırır ve Türk millî kültürü oluşturmaya yönelik entelektüel birikimin önemli kilometre taşlarından biri sayılır.
Sonuç
Ziya Gökalp’ın Millî Tetebbular Mecmuası yazıları, onun hem halk bilimci hem de sosyolog kimliğinin izdüşümünü gösterir. Bu yazılarda halk şiiri, destan, masal ve gelenek gibi halk edebiyatı ürünlerini millî kültürün taşıyıcıları olarak görmesi; araştırmalarda sağlam metodolojiye vurgu yapması; dil ve kültür meselelerini Türkçülük ekseninde ele alması dikkat çeker. Gökalp, Durkheim-Mauss etkisi altındaki sosyolojik perspektifi halkbilimsel malzeme ile birleştirerek, gelecekteki çalışmalara kaynaklık edecek kuramsal çerçeveler önermiştir. Aynı zamanda bu yazılar, I. Dünya Savaşı sonrasının arayışlarındaki millî uyanışa olumlu katkı yapmış, modern Türkiye’nin millî kültürünü şekillendirmeye dönük ilk bilimsel adımlardan sayılmıştır. Gökalp’ın Milli Tetebbular’daki makaleleri bugün hâlen Türk folklor araştırmaları ve milliyetçilik tarihi açısından yol gösterici önemdedir.
Kaynakça
- Bolay, Ş. H. (1996). Gökalp, Ziya. TDV İslâm Ansiklopedisi.
- Oy, A. (1997). Halkiyat. TDV İslâm Ansiklopedisi.
- Şahin, H. İ. (2013). Ziya Gökalp’in “Halk” ve “Halkbilimi” Terimlerine Bakış Açısı. Millî Folklor, 25(99), 93–108.
- Yazıcı, N. (2020). Millî Tetebbular Mecmuası. TDV İslâm Ansiklopedisi. (Erişim: 06.09.2025)

Leave a Comment