Selçuklular ve İslamiyet Üzerine Yüksek Lisans Seviyesinde İnceleme

 






Stok Kodu
:
9789754374834
Boyut
:
16,5x23,5
Sayfa Sayısı
:
765
Basım Yeri
:
İstanbul
Baskı
:
19
Basım Tarihi
:
Kasım 2023
Kapak Türü
:
Karton Kapak
Kağıt Türü
:
70 gr Ivory
Dili
:
Türkçe


Selçuklular ve İslamiyet Üzerine Yüksek Lisans Seviyesinde İnceleme

Osman Turan’ın Selçuklular ve İslamiyet Eseri Üzerine Akademik İnceleme

Giriş

Osman Turan (1914–1978), özellikle Türkiye Selçukluları tarihi alanındaki çalışmalarıyla Türk tarihçiliğinde öne çıkan bir isimdir. 1071 Malazgirt Savaşı’nın 900. yıldönümüne (1971) adanan Selçuklular ve İslamiyet adlı eseri, Selçuklular dönemini ve Türklerle İslamiyet arasındaki ilişkiyi irdeleyen makaleler derlemesidir. Turan’ın bu eserde ortaya koyduğu tez ve argümanlar, dönemin milliyetçi ve İslamcı tarih anlayışının izlerini taşır. Aşağıdaki incelemede eserin temel tezleri ve içeriği; Selçukluların İslam medeniyetine katkıları ile İslamiyet’in Selçuklu siyaseti ve toplumu üzerindeki etkisi; Turan’ın tarih anlayışı, kaynak kullanım biçimi; eserin Türk tarih yazımındaki yeri; son olarak metodolojik tutarlılık ve tarihî doğruluk açısından eleştirel değerlendirme ayrıntılı biçimde ele alınacaktır.

1. Kitabın Temel Tezleri ve İçeriği

Selçuklular ve İslamiyet, Turan’ın daha önce yayımlanmış bazı makalelerini bir araya getirdiği bir derleme eseridir. Giriş yazısında Turan, Selçuklu istilasının Anadolu’da “tarihinde ilk defa, ânî ve küllî bir inkılâba maruz” bıraktığını ve bu dönüşümle “kadîm devirlerde görülmemiş bir millî ve manevî birlik” sağlandığını vurgular. Bu sayede hem Türk hem İslam tarihinin şekillendiğini belirtir. Aynı girişte Turan, eserin Selçuklu devri üzerine sistemli bir tarih olmasa da ilgili konularda yapılmış araştırmaları toplayarak dönemi aydınlatmaya çalışacağını belirtir. Yani kitap, kapsamlı bir monografi olmaktan çok, düşünce ve araştırma yazılarının toplamıdır.

Kitap iki ana bölüme ayrılır. Birinci bölüm “Türkler ve İslamiyet” başlığını taşır; bu bölüm aslında 1946’da verilen bir konferans metninin yayımlanmış hâlidir. Turan burada eski Türklerin Şamanist inançlarından İslam’a geçiş sürecini, İslam’ın Türklere kazandırdığı özellikleri ve bu dönüşümün toplumsal sonuçlarını genel hatlarıyla irdeler. İkinci bölüm ise “Selçuklular Zamanında Türkiye” başlığı altında Anadolu Selçuklu tarihini ele alır. Bu bölümde Anadolu’nun Malazgirt Zaferi’nden Osmanlı beyliklerinin kuruluşuna kadar geçen asırların ana hatlı tarihi anlatılır. Bunun yanı sıra eser içinde Selçuklu toprak hukuku, kervansaraylar, Sivas şehri, Orta Çağ’da Anadolu–Kıbrıs münasebetleri, Satuk Buğra Han menkıbesi, Reşidüddîn ve Türk tarihi, Irak Türkleri vb. konularda çeşitli makaleler de yer almaktadır. Özetle, Selçuklular ve İslamiyet, Selçuklular dönemine ilişkin çok yönlü araştırmaları bir arada sunan bir çalışmadır.

2. Selçukluların İslamiyet’e Katkısı: Siyasi, Dinî ve Kültürel Boyutlar

Selçuklular İslam dünyasında XI.–XIV. yüzyıllarda çok kapsamlı etkiler yapmışlardır. Siyasî anlamda Safevî-Şii akımları bastırıp Hanefî Sünni mezhebini koruyarak Abbasi halifesini himaye etmiş; Selçuklu saltanatlarıyla İslam coğrafyasında yeniden birlik sağlanmıştır. Ergin Ayan’ın belirttiği gibi, “Selçukluların Türk-İslam tarihinde sosyal, siyasal ve kültürel anlamda çok derin tesirlerinin olduğu tartışılmaz bir gerçektir”. Nitekim Selçuklu beyleri, Abbasi halifeliğinin sembolik meşruiyetini devam ettirerek İslam dünyasının hâkim güçleri arasında yer almışlardır.

Kültürel ve dinî alanda Selçuklular, İslam medeniyetine büyük katkılar sağlamışlardır. Edebiyattan bilime, mimariden eğitim kurumlarına birçok yeniliği Anadolu’ya taşımışlardır. Turan’ın da altını çizdiği gibi Melikşah dönemi Selçuklu İmparatorluğu’nda “ilmî ve kültürel faaliyetler zirveye ulaşmış, Nizâmiye medreseleri dünya çapında şöhrete kavuşmuştur”. Bu medreseler, İslam düşüncesini teşvik eden eğitim kurumları olarak sadece Anadolu’da değil, geniş bir coğrafyada ilim geleneğinin sürdürülmesini sağlamıştır. Ayrıca kervansaray, han ve cami külliyeleri inşa ederek İslam’ın sosyal ve ekonomik kurumlarını Anadolu’ya kazandırmışlardır. Örneğin Selçuklu kervansarayları hem İslam ticaret geleneğinin devamını sağlamış hem de Müslüman tüccar ve yolculara güvenlik sunarak İslamâniyetinin ekonomik yaşamını desteklemiştir. Mimaride Selçuklular, İran ve Orta Asya kökenli İslami süsleme sanatlarını Anadolu’ya taşıyıp geliştirmiş, cami ve türbelerde İslamî motifleri kullanarak sanat ve mimaride yeni sentezler meydana getirmişlerdir. Bu sayede Selçuklular, İslam medeniyetine hem merkezî otoriteleri koruyan bir güç hem de İslam kültürünü zenginleştiren bir aktör olarak katkıda bulunmuştur.

3. İslamiyet’in Selçuklu Siyaseti, Toplumu ve Kurumları Üzerindeki Etkisi

Selçuklu Devleti’nin yapısı temelde Sünnî-İslamî usullere göre şekillenmiştir. Dinî meşruiyetin önemli bir kaynağı olarak Abbasi halifesine bağlılık sürdürülmüş, sultanlar hutbeyi Arapça okutarak Selçuklular’ın İslam dünyasındaki yerini pekiştirmiştir. Hukuk ve adalet alanında İslam Şeriatı esas alınmış, Divan sisteminin yanı sıra kadı mahkemeleri önemli bir işlev görmüştür. Bu durum TDV İslâm Ansiklopedisi’nde de belirtildiği üzere şu şekilde ortaya konur: “Şer‘î yargı sisteminde davalara kadılar bakmaktaydı. Kadı… camileri ve bunlara ait tesisleri, vakıfları yönetir, vakfiyeleri tanzim ederdi”. Yani selçuklu toplumunda İslâmî hukuk eliyle toplumsal düzen sağlanmış, evlilikten mirasa, ticaretten vakıf işlerine kadılar (kadılar kâtibiyle birlikte) bakmıştır. Baş kadı (Kadı‘ül-kudât) makamı sultan tarafından tayin edilmiş, Anadolu Selçuklu Devleti’nde Konya kadısı genellikle bu görevi üstlenmiştir. Ayrıca valilik, sancak beyliği gibi yönetim kademeleri de İslam âdetleriyle uzlaşacak biçimde teşkilatlanmıştır.

Toplumsal yapı da İslamî kurumlarla şekillenmiştir. Halkın vergilendirilmesinde ve askerî teşkilatta vakıf mal varlıkları önemli rol oynamış, medreseler aracılığıyla din eğitimi yaygınlaşmıştır. Özellikle Nizâmülmülk’ün kurduğu Nizâmiye medreseleri, Anadolu’nun her yanında Hanefî-İslam ilimlerini öğretmiş ve devlet bürokrasisi için eğitimli kadrolar yetiştirmiştir. Ekonomik hayatta da zekât ve fetva gibi İslâmî ilkelere uygun düzenlemeler yapılmış; örneğin hayır işleri vakıflar vasıtasıyla örgütlenmiştir. Sonuç olarak, Selçuklu siyaseti ve toplumu, İslam dinî-ahlakî yapısı içinde örgütlenen kurumlarla yürütülmüş; İslamiyet, hem yöneticilere meşruiyet hem de topluma istikrar kazandıran temel unsur olmuştur.

4. Osman Turan’ın Tarih Anlayışı ve Kullandığı Kaynaklar

Turan, tarihî olayları yorumlarken büyük ölçüde Fuad Köprülü geleneğinden beslenen bir görüş sergilemiştir. Milliyetçi ve İslamcı bir perspektifle, Türk kültürünün sürekliliğine vurgu yapar. TDV Ansiklopedisi’ne göre Turan, tıpkı Köprülü gibi “Türk millî kültürünün temellerinin Orta Asya’da atıldığına ve İslâmî dönemde yeni unsurlarla takviye edilip korunduğuna… inanmış bir tarihçidir”. Dolayısıyla eserlerinde Orta Asya’dan getirdikleri unsurları İslam ile birleştiren bir sentez yaklaşımı gözlemlenir. Tarih metodolojisi olarak ise analitik, çok-sebepli bir yaklaşımdan yanadır. Çalışmalarında “olayların sebep ve sonuçlarını belirlerken daima çok sebeplilik ilkesini benimsemiş, özellikle maddî ve mânevî âmillere eşit derecede önem vermiştir”. Bu bağlamda, askerî fetihler ya da dinî dönüşümlere tek taraflı açıklamalar getirmektense iç ve dış faktörleri birlikte değerlendirmeye gayret etmiştir.

Kaynak kullanımı yönünden Turan’ın titizliği dikkat çeker. Anadolu Selçukluları tarihini ele aldığı eserinde “müellifin görmediği ve kullanmadığı hemen hemen hiçbir kaynak kalmamıştır” şeklinde övülmüştür. Türkçe, Arapça, Farsça ve ayrıca batılı araştırma eserleri olmak üzere çok sayıda birincil ve ikincil kaynağa başvurmuştur. Örneğin Osmanlı arşiv belgeleri, vakıf defterleri, Çağatayca metinler ve seyahatnameler gibi çeşitli yazılı kaynakları okuyarak çalışmalarını zenginleştirmiştir. Bu yüzden eserde iddia edilen pek çok görüş, çok geniş bir kaynak temeline dayanmaktadır. Buna karşın Turan’ın tarih anlayışında ideolojik unsurlar da vardır. Bir tarihçi olarak katı bir pozitivizmden çok, inançlı bir Müslüman Türk bakışını yansıtan çalışmalarıyla tanınır; tarihsel olayları yorumlarken kendi dinî-millî kimliğini açıkça belli eder. Netice itibarıyla Turan’ın tarih anlayışı, Köprülü’nün “Anadoluculuk” geleneğine bağlı kalarak geniş kaynak kullanımı ve nedensellikçi yaklaşımı birleştiren, ama milliyetçi ve İslamcı vurgu taşıyan bir formüle oturmaktadır.

5. Eserin Tarih Yazıcılığındaki Yeri ve Akademik Katkısı

Selçuklular ve İslamiyet, Türkiye Selçuklu tarihçiliğinde önemli bir yer tutar. Osman Turan, Türkiye Selçukluları alanında sayılı uzmanlardan biri sayıldığından, eseri akademik açıdan dikkat çeker. Çalışma, Selçuklular dönemine dair kapsamlı monografiler kadar meşakkatli birikim içermese de, Türklük-İslamlık sentezi ekseninde kaleme alınan bir düşünce kolleksiyonu olarak Türk tarih literatüründe nadir bir örnektir. Güler’e göre Turan, Türk Selçuklu tarihçiliğinde “Türkiye Selçukluları sahasının önde gelen ismidir”. Ayrıca, onun The Cambridge History of Islam (1970) adlı uluslararası eser için “Selçuklular ve Beylikler Dönemi’nde Anadolu” bölümünü yazması, dünya çapında da Tanınmışlığını göstermektedir. Selçuklular ve İslamiyet, Selçuklu tarihine odaklanan Turan’ın daha büyük eserleri (Selçuklular Zamanında Türkiye, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti gibi) ile düşünüldüğünde küçük ama özlü bir katkıdır. Eser, Cumhuriyet dönemi tarih yazıcılığının Türklük-İslam birlikteliği anlayışını taşıyan bir belge olarak değerlendirilir. Türk tarih medeniyetinde Selçuklular’ı merkeze alan bu çalışmalar, sonraki nesiller için birer kaynak teşkil etmiş ve Selçuklu Tarihi’nin milliyetçi yorumunu kurumsallaştırma yolunda etkili olmuştur.

6. Eleştirel Değerlendirme: Tutarlılık, Doğruluk ve Metodolojik Yaklaşım

Turan’ın çalışmaları kapsamlı kaynak taraması ve analitik tahlillerle olumlu puan alırken, kimi noktalarda ideolojik önkabullerle hareket ettiği de eleştirilmiştir. Özellikle Selçuklular ve İslamiyet’in girişinde açıkça vurguladığı gibi, Turan’a göre “İslam yüce, ilerici bir dindir ve medenileştirici özelliğe sahiptir”. Bu belirleme, eser boyunca İslamiyet’e dair tesbitlerinin hep olumlu bir çerçevede yapılmasına neden olmuş, tarihî olayları yorumlarken tarihi nesnellikten ziyade “inanmış bir Müslüman tarihçi” tutumu ön plana çıkmıştır. Bıçak’ın ifadesiyle, Turan’ın eserleri aynı zamanda milliyetçi-romantik bir renk taşır. Bu yönleriyle Turan’ın düşünsel tutarlılığı, bilimsel titizlikle birlikte bazen taraflı bir vizyon olarak algılanabilir.

Diğer yandan metodolojik açıdan Turan güçlüdür. Olayları çokboyutlu görmesi ve İslam’ın toplumsal etkilerini analiz ederken «maddî» kadar «manevî» etmenleri de hesaba katması dikkat çekicidir. Kaynakları ele alışındaki titizlik, onun tarihi doğru aktarma konusunda gayretini gösterir. Kullandığı belgeler genellikle güvenilir olmakla birlikte yorumlarında zaman zaman ideolojiden kaynaklanan önyargılar gözlemlenebilir. Sonuçta Turan’ın eseri, tarihî gerçekleri tespit etme konusunda geniş bir veri sunduğu ölçüde değerlidir; ancak yazarın inanç ve milliyet vurgularının, yorumlamalarda belli oranda rol oynadığı dikkate alınmalıdır. Bu bakımdan Selçuklular ve İslamiyet, akademik açıdan zengin içerikli olmakla birlikte düşünsel renk bakımından öznel bir nitelik taşımaktadır.

Sonuç

Osman Turan’ın Selçuklular ve İslamiyet adlı eseri, Selçuklu dönemine ve Türklük-İslam ilişkisine dair milliyetçi tarih anlayışının tipik bir temsilcisidir. Kitap, Selçukluların Anadolu’daki inkılâbını ve İslamiyet’le bütünleşmelerini vurgulayan tezleriyle döneme ışık tutmaya çalışır. Selçukluların İslam dünyasına katkılarını geniş kaynaklarla ortaya koyarken, aynı zamanda İslam’ın Selçuklu siyaset ve toplumuna tesirini İslami kurumlar üzerinden inceler. Turan’ın tarihî analizleri, çok-sebepli anlatım ve geniş kaynak taramasıyla güçlü bir akademik niteliğe sahiptir; ancak eserdeki romantik milliyetçi-İslamcı bakış, düşünsel tarafsızlığı zayıflatabilir. Dolayısıyla bu çalışma, Türk-İslam sentezine dair görüşleri derinleştirmesi ve dönemi şekillendiren hususları vurgulaması bakımından önem taşır, fakat her türlü tarihî bilgi ve yorumun ideolojik tercihlerden bağımsız olması gerektiği de akılda tutulmalıdır.

Kaynakça

  • Ayan, E. (2012). Büyük Selçuklu Devleti’nin Temelleri Atılırken Siyasi Meşruiyet Süreci. Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 3(5), 1-21.
  • Biçak, A. (2011). Türkiye tarihçiliğinde Türkler ve İslamiyet. İstanbul: İSAM.
  • Güler, C. (2022). Prof. Dr. Osman Turan’ın Türkiye Selçukluları Sahasına Yönelmesi. Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, 6(1), 1–27.
  • Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. (t.y.). Selçuklular. Erişim adresi: https://islamansiklopedisi.org.tr/selcuklular
  • Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. (t.y.). Turan, Osman. Erişim adresi: https://islamansiklopedisi.org.tr/turan-osman
  • Turan, O. (2005). Selçuklular ve İslamiyet (6. bas.). İstanbul: Ötüken. (Orijinali 1971)

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.