Mehmet Fuad Köprülü’nün Edebiyat Araştırmaları 2 Üzerine Akademik Bir İnceleme
Kitabın Adı:Mehmet Fuad Köprülü Külliyat 6 Edebiyat Araştırmaları 2
Yazar :Mehmet Fuad Köprülü
Sayfa:235 Cilt:Ciltsiz Boyut:14 X 21 Son Baskı:07 Ağustos, 2023 İlk Baskı:07 Mayıs, 2014 Barkod:9786051068213 Kapak Tsr.:Editör:Kapak Türü:Karton Yayın Dili:Türkçe Orijinal Dili:
Orijinal Adı:
Mehmet Fuad Köprülü’nün Edebiyat Araştırmaları 2 Üzerine Akademik Bir İnceleme
Mehmet Fuad Köprülü ve Edebiyat Araştırmaları 2: Disiplinlerarası Edebiyat İncelemesi
Giriş
Türk edebiyat tarihi sahasında kuramsal ve metodolojik açılımların öncüsü sayılan Mehmet Fuad Köprülü (1890–1966), eser ve makalelerini derleyip yayımladığı Edebiyat Araştırmaları dizisinin ikinci cildi (Edebiyat Araştırmaları 2, 2000) ile de önemli bir külliyat sunmuştur. Bu eser temelinde yapılan inceleme, Köprülü’nün halk hikâyelerine yaklaşımını, İslami Türk edebiyatına dair değerlendirmelerini, şair biyografilerindeki tutumunu ve metin çözümlemesine getirdiği metodolojik yenilikleri kapsamlı biçimde ele almalıdır. Köprülü, yalnızca edebiyat metinleriyle değil; tarih, sosyoloji, kültür ve din gibi disiplinlerden beslenen çok yönlü bir yöntem benimsemiştir. Bu kapsamlı değerlendirme yazısı, kuramsal çerçevede Köprülü’nün yöntemini ortaya koyacak, ardından halk hikâyeleri, İslami edebiyat ve şair biyografileri bağlamında tematik analizler yapacak ve sonuçta onun disiplinlerarası yaklaşımının edebiyat bilimine katkılarını vurgulayacaktır.
Kuramsal Çerçeve
Köprülü’nün edebiyat incelemesine getirdiği temel yenilik, tarihsel-genetik bir yöntemdir. 1929 tarihli “Türk Edebiyatı Tarihinde Usûl” başlıklı çalışmasında, yalnız Türk edebiyatı tarihine değil hukuk ve sanat tarihi dahil diğer kültür müesseselerine de uygulanabilecek geçerli bir yöntemin temeli atılmıştır. Köprülü, her çalışmasında ele aldığı olguyu kaynaklarından başlayarak tarihsel gelişimi içinde incelemeyi esas almıştır. Ona göre bir edebî eser veya olay ancak ait olduğu medeniyetin genel çerçevesi içinde anlaşılabilir; bu nedenle Türk edebiyatını, Orta Asya’dan Adriyatik kıyılarına kadar tüm Türklüğü kapsayan geniş bir zaman-mekân perspektifi içinde görmüştür. Örneğin Yunus Emre ve Ahmed Yesevî’yi birlikte ele aldığı Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar adlı eserinde, bu sufilerin biyografileriyle yetinmeyip mensup oldukları tasavvufî çevreyi, tarihî şartları ve dinî görüşlerinin yayılmasındaki etmenleri geniş bir sosyolojik bilgi birikimiyle analiz etmiştir.
Köprülü’nün yöntemi dönemsel kesitlere değil uzun süreli gelişimlere odaklanır. Eserlerinde Osmanlı-Türk dönemini Orta Asya geleneğinin devamı olarak ele almış, Anadolu’da edebiyatın şekillenmesini siyasî, toplumsal ve dinî kurumlarla ilişkilendirerek göstermiştir. Onun tarihî-literatür ilme yaklaşımı, Fransız Annales Okulu’nun etkisiyle benzerlik taşır: sosyal ve kültürel arka planı hesaba katar, olayları geniş bir perspektifte değerlendirir. Erhan Aktaş’ın belirttiği gibi, Köprülü halk edebiyatı çalışmalarında “kuru bir metin neşrinden uzak durarak” eserleri tarih, sosyoloji, iktisat ve siyaset zemininde anlamaya çalışmıştır. Bu disiplinlerarası bakış, hem halk hem de klasik edebiyatı kapsamına alan çok geniş bir saha sunar. Özetle, Köprülü’nün metodolojik çerçevesi; genetik tarih metodu, geniş kültür perspektifi ve disiplinlerarası sosyal bilim yaklaşımı üzerine kuruludur.
Köprülü’nün Metodolojik İlkeleri
- Tarihsel-Genetik Yaklaşım: İncelenen konuyu kökeninden itibaren tarihî seyri içinde izler. Bir sosyal kurum ya da kültürel olguya, orijinalliğini ve geldikçegeçtikçe maruz kaldığı etkileşimleri vurgulayarak bakar.
- Geniş Zaman-Mekân Çerçevesi: Her edebî konuyu sadece belirli bir coğrafya veya döneme indirgemez, tüm Türklüğü kapsayan uzun soluklu bir “kül” perspektifiyle irdeler. Böylece, Orta Asya’dan Anadolu’ya geçen süreç içinde ortak kültürel mirası ortaya koyar.
- Sosyolojik ve Kültürel Bağlam: Metinleri, ait oldukları toplumun sosyal, ekonomik, dinî yapılarıyla ilişkilendirir. Örneğin Anadolu’da Osmanlı öncesi edebiyatın “Hayat ve Medeniyet” başlığı altındaki konularda incelenmesi, Köprülü’nün eserlerinde edebiyatla günlük hayat arasındaki bağa verdiği önemi gösterir.
- Disiplinlerarası Bakış: Edebiyat tarihini sentez bir bilim gibi görerek tarih, sosyoloji, din tarihi vb. alanlardan beslenir. Böylece ele aldığı metin ve şahısları yalnızca edebî özellikleriyle değil, çok yönlü bir toplumsal süreç içinde yorumlar.
Bu çerçeve, Köprülü’nün hem klasik hem halk edebiyatı alanındaki eserlerine nüfus eder. Şimdi, bu metodolojiyi pratiğe döken konulara göre inceleyelim.
Tematik Çözümleme
Aşağıda Köprülü’nün Edebiyat Araştırmaları 2 kapsamındaki başlıca temalar ele alınacaktır: ilk olarak halk hikâyeleri ve meddahlık, sonra İslami Türk edebiyatı, ardından şair biyografileri ve genel metin inceleme yöntemleri. Ayrıca çalışmada ele aldığı edebî türler ve dönemsel yaklaşımlar açıklanacaktır.
- Ele Alınan Edebi Türler: Köprülü, klasik Osmanlı-Türk edebiyatı kadar halk edebiyatına da eğilmiştir. İslâm öncesi ve sonrası Orta Asya edebiyatlarından, Çağatay (Özbek) edebiyatına, Kıpçak-Âzeri-Osmanlı klasik edebiyatına kadar geniş bir yelpazede eserler incelemiştir. Aynı biçimde halk edebiyatı içinde de saz şairleri (âşıklar), meddahlar, tasavvufi halk şiiri, tekke edebiyatı ve mutasavvıf halk şairleri gibi dalları araştırmıştır. Bu çok disiplinli yaklaşım, Türk edebiyatının hem zengin çeşitliliğini hem de tarih boyunca geçirdiği evreleri birlik içinde kavrama imkânı sağlamıştır.
- Halk Hikâyelerine Yaklaşımı: Köprülü’nün halk hikâyelerine bakışı, dönemsel olarak değişiklik göstermiş olsa da genelde bu türü tarihî bağlamda yorumlama eğilimindedir. Geleneksel olarak “halk hikâyesi” terimi çoğunlukla kahraman biyografik hikâyeleri kapsayacak şekilde kullanılırken, Köprülü de bu sınıflandırmanın etkisindedir. İsmet Çetin’in belirttiği gibi, Köprülü ve çağdaşları genellikle halk hikâyelerini “biyografik hikâyeler” kapsamında ele almışlardır. Öte yandan Köprülü, halk hikâyelerini incelemekle kalmayıp meddah hikâyeleri ve diğer halk anlatılarının kaynaklarını da araştırmıştır. Örneğin “Meddahlar: Türklerde Halk Hikâyeciliğine Dair Notlar” (1925) başlıklı makalesinde, halk hikâyeciliğinin özgün bir koluna dair yeni bilgiler ortaya koymuş, zengin malzeme kazandırmıştır. Erhan Aktaş’ın ifadesiyle Köprülü, halk edebiyatındaki sözlü türlerin tamamını çalışmış, ancak bunları kuru metin yayını olarak vermek yerine tarihî ve sosyal zeminde anlamaya çalışmıştır. Bu bakış, halk hikâyelerini folklorik birikim kadar toplumun dinî, kültürel dönüşümleriyle birlikte değerlendirmeyi öngörür.
- İslami Türk Edebiyatına İlişkin Değerlendirmeleri: Köprülü, tasavvufî unsurları içeren halk edebiyatından, klasik döneme kadar uzanan İslami-Türk edebiyatı metinleri de araştırmıştır. Özellikle Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar (1919) adlı eserinde Ahmed Yesevî ve Yunus Emre’yi birleştirerek ele almış, bunların eser ve şöhretlerini yalnızca bireysel biyografilerle değil, bağlı oldukları tasavvufi geleneğin Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan bir kültür birliği içinde yorumlamıştır. Burada iki mutasavvıfın yaşadığı devirlerin koşulları, mensup oldukları tasavvufi akım ve bunların görüşlerinin yayılmasındaki tarihî tesirler, “güçlü bir sosyoloji birikimi” eşliğinde geniş bir tarihî çerçevede açıklanmıştır. Bu yaklaşım, İslami-Türk edebiyatını ele alırken de Köprülü’nün genel metodunu gösterir: bir metin veya şahsiyetin dinî kimliğini, mensup olduğu toplumsal ve kültürel zemin bağlamında bütüncül biçimde tahlil etmiştir. Ayrıca Köprülü, Anadolu’da Bektaşîlik gibi İslâmiyet’in çeşitli yorumlarını inceleyen çalışmalara da girişmiş, bu heterodoks akımları tarihsel gelişimleri içinde doğru yöntemlerle incelemiştir.
- Şair Biyografileri: Köprülü, edebiyat tarihi çalışmalarında şair biyografilerine genellikle kısmi yer vermiştir. Büyük monografilerinde biyografi detayı vermekten kaçınmakla birlikte, Divan Şiiri Antolojisi gibi derlemelerde seçkin şairler hakkında biyografik bölümler hazırlamıştır. Örneğin Ahmed Paşa, Şeyh Galib ve Bâkî hakkında çeşitli tezler ve makaleler ortaya koymuş ancak bunları tam bir seri halinde tamamlayamamıştır. Bu şairlerin Divanları başına yazdığı Fuzûlî ve Nedim biyografileri ise önceki dönem kaynaklarına göre oldukça özet tutulmuştur İbnülemin Mahmud Kemal Paşa gibi klasik tezkire yazarlarının yaptığı kapsamlı biyografik incelemeler yerine Köprülü, bu metinleri daha kısa mukaddime tarzında vermiş; dolayısıyla her şairin hayatı ve eserine giriş mahiyetinde sunmuştur. Sonuç olarak Köprülü, şair biyografilerini detaylı tarihselliğe boğmak yerine, asıl ilginin mensup oldukları entelektüel akım ve dönem koşullarında olduğuna inanmıştır. Bu yaklaşım, klasik şairlere dair ansiklopedi maddeleri yazarken de devam etmiştir: köklü meseleleri tercih edip, teferruatı ikinci plana almıştır.
- Metin İnceleme ve Yorumda Metodolojik Katkılar: Köprülü’nün metin çözümlemelerinde getirdiği en temel katkı, genetik tarih perspektifidir. Herhangi bir edebî konu, onun için önce menşei, sonra geçirdiği değişim seyri içinde ele alınmalıdır. Bu nedenle bir halk hikâyesini veya klasik eseri, ait olduğu dönemin siyasi, sosyal ve ekonomik koşullarıyla ilişkilendirerek anlamaya çalışmıştır. Köprülü’ye göre bir problemin gerçek doğasını kavramak, o problemi büyük tarihî ve medenî bağlamı içinde incelemekle mümkündür. Bu bakışla metin incelemeleri, yalnızca filolojik tahlilden ziyade bir entellektüel tarihleştirmenin parçası olmuştur. Kendisinden sonra Türk edebiyat tarihi yazımında bu “menşe-temelli” yöntem yaygınlaşmış, sosyal bilimlerle yakınlaşma eğilimi güçlenmiştir. Özetle Köprülü, metinleri darbir dönem veya biyografi zannından çıkarıp, Türklüğün kesintisiz 13-14 asırlık kültürel seyri içinde yorumlama ilkesini benimsemiş; bu da hem edebiyat hem de kültür tarihine yeni ufuklar açmıştır.
- Dönemsel Yaklaşım: Köprülü, dönemleri keskin sınırlarla ayırmaktan kaçınmış, edebiyatı büyük bir bütün olarak görmüştür. Örneğin Osmanlı dönemini önceki Türk kültürünün devamı olarak ele almış; Anadolu sahasında Türk edebiyatının şekillenmesini, o dönemin dinî, sosyal ve siyasî altyapısıyla birlikte incelemiştir. Türk Edebiyatı Tarihi ders notlarında da Anadolu’daki edebiyat ve medeniyetin temaslarını, siyaset, ordu, tekkeler, tarikatlar gibi başlıklar altında inceleyerek, edebiyatın toplum hayatının tamamına nasıl nüfuz ettiğini göstermiştir. Bu yaklaşımda edebiyat tarihi, sosyal hayatın bir parçası olarak ele alınmış, Osmanlı öncesi ve sonrası arasındaki süreklilik vurgulanmıştır. Böylece Köprülü, dönemleri izole terimlerle değil, Türk kültürünün uzun vadeli gelişimi perspektifiyle yorumlamış, Edebiyat Araştırmaları 2 ile yayımlanan makalelerinde de bu bütüncül vizyonu sürdürmüştür.
Sonuç
Mehmet Fuad Köprülü’nün Edebiyat Araştırmaları 2’ye yansıyan çalışmalarında görülen ortak payda, disiplinlerarası ve tarihsel-genetik bir metodun tutarlı biçimde uygulanmasıdır. Halk hikâyeleri ve meddahlık araştırmalarından yola çıkarak edebi türleri toplum ve tarih zemininde anlamaya çalışmış, İslami-Türk edebiyatını tasavvufî metinler bağlamında geniş bir perspektifle ele almış, şair biyografilerini ideolojik veya kronolojik ayrıntılardan arındırarak vermiştir. Ele aldığı edebi türler klasik şiirden halk masallarına, kutsal okumalardan mehâbâtlara kadar uzanırken, her dönemi geniş bir kültürel arka plana dayandırmıştır. Sonuç olarak Köprülü, Türk edebiyat tarihi yazımını bölgesel/ dönemsel parçalar yerine “örgüsel” bir bütün olarak kurgulamış, bu sayede ulusal edebiyatın gelişimini entelektüel bir bağıntılar silsilesi içinde değerlendirmiştir. Edebiyat Araştırmaları 2 bu kapsamlı yaklaşımın bir parçası olarak, Köprülü’nün metodolojik mirasını ortaya koyan önemli bir kaynak işlevi görür.
Kaynakça
- Aktaş, E. (2013). Mehmet Fuat Köprülü’de folklor ile halk edebiyatı algısı ve bunlar üzerine yaptığı çalışmalar. Türk Dünyası İncelemeleri, 13(1), 151-172.
- Çetin, İ. (n.d.). Türk halk hikâyeleri konusunda yapılan çalışmalar hakkında düşünceler. Milli Folklor, 50, 59-66.
- Köprülü, M. F. (2000). Edebiyat Araştırmaları 2 (Külliyat 6). Ankara: Akçağ Yayınları.
- TDV İslâm Ansiklopedisi. (n.d.). Mehmed Fuad Köprülü. Erişim adresi: https://islamansiklopedisi.org.tr/mehmed-fuad-koprulu (erişim tarihi: 30 Ağu 2025).
Leave a Comment