Marx Plajda: Şezlongda Kapital Üzerine Yüksek Lisans Düzeyinde Tez İncelemesi


 


Kitabın Adı:
Marx Plajda Şezlongda Kapital 
Yazar             :
Jean - Numa Ducange
Çevirmen:
Sayfa:
152 
Cilt:
Ciltsiz 
Boyut:
12 X 20 
Son Baskı:
04 Ekim, 2022 
İlk Baskı:
04 Ekim, 2022 
Barkod:
9786254496769 
Kapak Tsr.:
Kapak Türü:
Karton 
Yayın Dili:
Türkçe 
 
 
Orijinal Dili:
İngilizce 
Orijinal Adı:
Marx sur le sable: Lire Le Capital à la plage 


Marx Plajda: Şezlongda Kapital Üzerine Yüksek Lisans Düzeyinde Tez İncelemesi

Giriş

Jean-Numa Ducange’in Kapital kitabını halk için yeniden anlatma çabası, Marx Plajda: Şezlongda Kapital adlı eserinde somutlaşır. Ducange, Karl Marx’ın zor ve otoriter olarak algılanan metinlerini plaj rahatlığında okunabilir hâle getirmeyi hedeflemiş; onun da dediği gibi, Marx “Bermudada okunabilir” bir düşünürdür. Nitekim Kapital, Marx tarafından işçi sınıfının anlayabileceği somut ve akıcı bir dille kaleme alınmıştır. Bu bağlamda Ducange’ın eseri, Dunod yayınevinin “À la plage (Plajda)” serisinin bir parçası olarak, akademik jargon yerine sade bir üslupla Marx’ı günümüz okuruna tanıtmayı amaçlar. İnceleme boyunca görüleceği gibi, Ducange Kapital’in katmanlı ekonomi-politiğini ve ideoloji eleştirisini, çağdaş toplumsal sorunlarla ilişkilendirerek popüler düzeye taşımaya çalışmıştır.

Kuramsal Çerçeve

Karl Marx’ın düşünce dünyasını kavramak için önce temel kavramlarına değinmek gerekir. Marx’a göre üretim biçimleri, insan topluluklarının gelişimini belirler; her üretim biçimi kendi içindeki sınıf mücadeleleriyle bir sonraki biçime evrilir. Kapitalizmde kâr, işçi sınıfının emek gücünden el konan artı-değerden kaynaklanır. Başka bir deyişle, kapitalist sistem üretim sürecinde işçinin yarattığı değerin bir kısmını ücret olarak verip geri kalanını (artı-değeri) mülkiyet sahibi kapitaliste alır. Marx, bu sömürü ilişkilerini “sömürücülerin sömürülenleri ezmesi” biçiminde özetlerken, aynı zamanda işçiyle kapitalist arasındaki uzlaşmaz çelişkinin daimi olduğunu vurgulamıştır. Tarihsel süreç, Marx’a göre bir dizi üretim biçiminin (köleci, feodal, kapitalist vb.) ardı ardına gelmesiyle ve her aşamada sınıf mücadeleleriyle ilerler; nihayetinde bütün sınıf ayrımlarının ortadan kalkacağı komünizm aşamasına doğru evrilir. Bununla birlikte Marx, komünist düzenin ayrıntılarını önceden tasarlamak yerine, üretim ilişkilerinin diyalektik dönüşümünün bu sonucu yaratacağını savunmuştur.

Marx’ın toplumsal eleştirisi ideoloji sorununa da odaklanır. Marx’a göre, egemen sınıfın inançları ve fikirleri toplumu olduğu gibi sunarak gerçekteki sömürü ilişkilerini gizler; örneğin meta fetişizmi kavramı, mallar arasındaki ilişkiyi gerçek toplumsal ilişki yerine koyar. Marx, toplumun gidişatını yanlış algılamayı (örneğin “kapitalizm işçileri sömürür” gibi doğru cümleleri bile) meşrulaştıran ideolojik araçların işlediğini ileri sürmüştür. Althusser bu noktada Marx’ı ileri götürmüş; her birey, toplumun ideolojik baskıları (aile, okul, medya vb. kurumlar) tarafından “hitap edilip” (Çağrılma – interpellation kavramı) egemen düzen içinde doğal bir konumda olduğuna inandırıldığını belirtmiştir. Dolayısıyla günümüz toplumunda da, Marx’ın tanımladığı “üstyapı” kurumları işleyişini sürdürerek mevcut çıkar ilişkilerinin devamını sağlar. Althusser’e göre bir “proletarya diktatörlüğü”ne (kapitalist ideolojik aygıtların yerine yeni toplumsal özne yetiştirilmesi) ancak bu mekanizmalar değiştirildikten sonra ihtiyaç duyulacaktır.

Marx’ın mirası üzerine geliştirilen çağdaş yorumlar da onun bu temel teorik hatlarına dayanır. David Harvey, uzun süredir Kapital dersleri veren bir iktisatçı olarak, Marx’ın analizini küresel sermaye birikimi bağlamında ele alır; Harvey’in sözlerine göre Kapital bir soğan gibi katmanlıdır ve metnin bütününden koparıldığında anlaşılması güçleşir. Harvey, Marx’ın kapitalizmi açıklama gücünü bugün de doğrular; kendisinin “Marx’ın Kapital’i için kılavuz” adlı kitabı, Marx’ı bütünüyle öğrenmek gerektiğini vurgulayan bir anlatıdır. Slavoj Žižek ise Marksizmi psikanaliz ve ideoloji eleştirisi temelinde günceller; o, ideolojik cümlelerin (örneğin “Krallık kutsaldır” vb.) topluluklarda birlik duygusu yarattığını, fakat bu tür ifadelerin Marx’ın deyimiyle “şeyler arasındaki ilişkiyi insanların aralarındaki ilişkileri gizleyen bir ilişki” olarak sunduğunu belirtir. Zizek’e göre günümüz insanı ideolojik mesajları çoğunlukla “bilmektedir ama yine de uygulamaktadır” – yani modern “ideolojik alaycılık” içindedir. Louis Althusser de ideolojik cihazlara değinirken, toplumsal pozisyonların doğal olduğu inancının bireylere enjekte edildiğini öne sürmüştür. Dolayısıyla Marx’ın sınıf analizine bakış, egemen sınıfın çıkarlarını gizleyen fikir-bakışlar karşısında emekçi sınıfın kendi konumunu fark etmesini gerektirir. Bu bağlamda, Marx’ın devrimci çözümlemesi hala günümüz toplumsal çelişkilerini anlamada temel bir çerçeve sağlamaktadır.

Jean-Numa Ducange’ın Kapital Plajda Eseri

Ducange’ın kitabı, Marx’ı biyografik anlatımla sunarak başlar ve ardından Kapital’in temel kavramlarını sırayla ele alır. Örneğin işçi sınıfının sömürülmesi, değerin ortaya çıkışı, artı-değerin işlevi, sermaye birikimi süreçleri gibi konular, Marx’ın orijinal anlatımından çok, modern örnekler ve akıcı bir dille özetlenir. Gaudin’in incelemesine göre Ducange, Marx’ın eserlerini küçük parçalara ayırıp kolay okunabilir hale getirme stratejisini uygulamış; hatta Kapital’i okumada “soğanın en sonuna kadar” yani kitabın son bölümlerine bile bakmayı önermektedir. Bir anlamda Ducange, okuyucuya önce büyük resmi (kapitalizmin bütünü) sunup sonra katman katman ayrıntılara inmeyi telkin eder.

Kitapta Marx’ın bazı tarihsel yanılgıları da açıkça dile getirilir. Örneğin Marx’ın Paris Komünü’nün hemen ardından kısa sürede sosyalizmin geleceğini ümit etmesi ve Rus Devrimi’ni ön görememesi Ducange tarafından eleştirilir; bunlar, Marx’ın ütopik heveslerinin birer sonucu olarak gösterilir. Buna rağmen Ducange, Marx’ın tarihçiliğine saygı duyarak onun kapitalizmin “sömürü ve kriz mekanizmalarını” doğru kavradığını vurgular. Hatta eser, Kapital’in kopuk ve karanlık kısımlarını okuma ipuçlarıyla aydınlatmaya çalışır: Örneğin Marx’ın “çalıntı zaman” (işçinin zihinsel ve fiziksel emeğinin çalınması) ve “ölü emek” (geçmiş üretim süreçlerinin sermayeye dönüşümü) gibi kavramlarını, günümüz çatışmalarına paralel örneklerle açıklar.

Kitapta ayrıca Marx’ın meşhur “proletarya diktatörlüğü” kavramı da yeniden tanımlanır. Ducange’a göre Marx, bunun totaliter bir yönetim değil, Roma’daki en yüksek mevkiden ilham alan bir “radikal demokrasi” biçimi olduğunu savunur. Bu bakış Marx’ın yaklaşımını, Sovyet tipi tek parti yönetimlerinden ayırarak “işçi demokrasisi” vurgusuna oturtur. Ducange, buraya değinerek, ideolojik aygıtlar bir kenara bırakıldığında bile işçi sınıfının konumunu anlamakta “bilinç” eksikliği olduğunu gösterir.

Ducange’ın kitabı, Marx’ın düşüncesinin tarihî dönüşümlerini de ele alır. Yazar, 1917 Devrimi’nden sonra Marx’ın hızla popülerleşip daha sonra Sovyetler’in baskıcı rejimiyle itibarsızlaştığını anlatır. Sovyetlerin çöküşüyle Marx’ın fikirlerinin geçersiz sayıldığı bir dönem yaşansa da, finansal krizlerin ortaya çıkmasıyla Marx’ın analizleri yeniden önem kazanmıştır. Gaudin’e göre Ducange, Marx’ın düşüncesinin 20. yüzyıl boyunca Rosa Luxemburg, Troçki, Gramsci, Mao gibi sosyalist kuramcılar tarafından taşınarak farklı biçimler aldığını gösterir; hatta Marksizm’in ilk yayımlanmasında katkısı olmuş Auguste Blanqui gibi erken dönem sosyalistler bile anılır  Bu bağlamda eser, Marx’ın fikirlerinin çeşitli coğrafyalarda ve dönemde nasıl yorumlandığını, Batı’daki Weber, Bourdieu, Aron gibi düşünürlerin de ondan nasıl etkilendiğini özetler.

Sonuç bölümünde Ducange’ın tutumu kararlıdır: Marx, toplumsal çelişkileri “demistifiye” etme gücüne sahiptir ve kapitalizm değiştikçe bu güce daha çok ihtiyaç duyulacaktır. Eserin kapanışında vurgulandığı gibi, eğer geleceğin meselesi kavrayış ve mücadele ise, bu geleceğin Marksist olacağı öngörülür. Bu iyimser kapanış, kitabın genelinde Marx’a dair ortaya çıkan karışıklıkları giderme, dogmatik yanlış anlamaları düzeltme çabasıyla uyumludur. Ducange, hem Marx’ın daha az bilinen yönlerini hem de klişelerini düzelterek, günümüz okuruna Kapital’in neden hâlâ hayati olduğunu göstermiştir.

Tartışma

Ducange’ın Marx Plajda eseri, akademik düzeyde ağır ve karmaşık bir metin olan Kapital’i sade bir üslupla sunma arzusunu yansıtır. Kitap, Marx’ın temel fikirlerini olabildiğince özlü biçimde özetleyip, çağdaş örneklerle ilişkilendirir. Örneğin, Kapital’de yer alan emeğin değer üretimi, artı-değerin gaspı ve kriz mekanizması gibi kavramları günlük hayattan somut örneklerle ele alır. Böylece Marx’ın salt XIX. yüzyıl İngiltere’sine özgü verili altüst dünyasından çıkıp evrensel ilkeler sunma çabası, günümüz endüstri ve finans dünyasına uygulanır. Bu açıdan kitap, Choonara veya Harvey gibi diğer popüler Kapital kılavuzlarının yöntemlerine benzer: Marx’ın temel analizlerini modern kapitalizmin yeni fenomenleri (örneğin finansallaşma, küreselleşme) ile bağdaştırarak açıklar. Özbay’ın belirttiği gibi, Kapital’e artan ilgi özellikle ekonomik kriz dönemlerinde gözlenir; 2008 krizinden sonra birçok popüler Marx kılavuzu yayımlandı ve bu eser de bu talebe yanıt verir.

Ducange ayrıca, sol düşüncenin halkla buluşma yolları konusundaki örneklerden biridir. Marx’ın fikirleri tarih boyunca çeşitli şekillerde popülerleştirildi; örneğin Komünist Manifesto kısa bir üslup kullanırken, Kapital’ın önsözlerinde Marx okuyucu olarak Fransız işçilerini hedeflediğini belirtmiştir. Ducange’ın eseri, benzer bir çizgide, akademik dili sıyırıp halkın anlayabileceği bir dil kullanır. Gaudin’e göre, kitap okuyucuya Marx’ın yaşam öyküsünü rahat bir anlatımla sunmakta ve kavramsal açıklamaları rahatlatmaktadır. Böylelikle Marx’ın düşünülen sert, ulaşılmaz kimliği yumuşatılmakta, Marksist düşüncenin halk katmanlarına ulaşması kolaylaştırılmaktadır.

Kapital’in çağdaş toplumsal yapılarla ilişkisi de Ducange’ın önemsediği temalardandır. Kitapta, Marx’ın döngüsel kriz tahlilleriyle örneklenen kapitalizmin dinamik yapısına güncel göndermeler vardır. Örneğin, Sovyetler’in deneyiminin “devlet kapitalizmi” olgusuyla açıklanması, Marx’ın öngörülerinin yanlış yorumlandığına işaret eder. Yine Kapital’te işçi-işveren uzlaşması ya da “çıplak işgünü” tartışmaları yapılırken, bu kavramlar günümüz çalışma hayatındaki esnek çalışma biçimleri, gig ekonomisi gibi yeni olgularla ilişkilendirilir. IPS Journal yazısının da vurguladığı gibi, Marx’ın analizleri dijital kapitalizmde de geçerlidir; örneğin otomasyon ve bilgi teknolojilerinin yükselişinin yarattığı yeni sömürü biçimleri Marx’ın “Makine Üzerine Fragman”ında öngörülmüştür. Dolayısıyla Ducange’ın eseri, Marx’ın kavramsal araçlarının günümüzde de geçerliliğini savunan Harvey gibi düşünürlerin çizgisini sürdürür; kapitalizmde özel mülkiyet, pazar ve kâr odaklılık gibi kategorilerin önemini vurgular.

Sınıf analizi boyutunda, Marx’ın işçi-burjuva ayrımının bugün yeni biçimlerle karşılık bulduğu söylenebilir. Marx sonrası düşünürler, alt sınıfın kültürel ve psikolojik yönlerine yoğunlaşmış; Weber ve Bourdieu gibi isimler sınıf yerine statü ve sermaye türleri üzerine tartışmıştır. Yine de Ducange, Marx’ın dönemsel koşullarına bağlı öngörülerini (örneğin kapitalizmin kendi içine kapanarak sona ereceği inancı) eleştirirken, onun sınıf mücadelesi vurgusunu ve siyasal dönüşüm vizyonunu canlı tutar. Marx’ın “tüm somut olan uçup gider” sözü, global teknoloji tekelleri için bile geçerli kılınarak; dijital şirketlerin dünya çapında hâkimiyet kurmasının Marx’ın uluslararasılaşma tahliliyle örtüştüğü işaret edilir. Böylece kitap, hem geleneksel işçi sınıfı analizini hem de günümüzün çok katmanlı emeğini kapsayan bir perspektif sunmaya çalışır.

Akademik dilin sadeleştirilmesi bağlamında, Ducange’ın üslubu önemli bir rol oynar. Marx Plajda, tezin ve atıfların ötesine geçerek yaşam öyküsü anekdotları ve çizimlerle okuyucuya sıcak bir anlatım sunar. Bu açıdan eser, Marksist düşüncenin yeni ‘pop-Marxist’ kanallarından biri olarak görülebilir. Jean-Numa Ducange gibi tarihçiler, Marx’ın karmaşık kavramlarını gündelik dille açıkladıkça, sol fikirlerin daha geniş kitlelere ulaşmasına imkân tanınır. Özbay’ın da belirttiği gibi, Marx’ın kendisi zaten Kapital’in işçiler için yazılacağını kabul etmişti; Ducange’ın katkısı, bunu bir kez daha vurgulayarak Marx’ın “kitaplarındaki damarları” (aydınlatıcı fikirlerini) halka sunmaktır.

Sonuç

Jean-Numa Ducange’ın Marx Plajda: Şezlongda Kapital çalışması, Marksizmi akademik tartışmaların dışına taşıyarak halkın anlayabileceği bir dille sunma çabasının somut örneğidir. Kitap, Marx’ın Kapital’deki temel kavramlarını özetlerken, günümüz kapitalizminin dönüşen biçimlerine ve sınıf yapısına dair ipuçlarıyla zenginleştirilmiştir. Ducange’ın yaklaşımı, Marx’ı “demistifiye” ederek onun düşüncesini yalınlaştırır; güncel sorunları analiz ederken Marx’ın sınıf, sermaye ve ideoloji çözümlemelerini temel almayı önerir. Bu tutum, Marx’ın analizinin değerini vurgulayan Harvey’in ve çağdaş düşünürlerin yaklaşımlarıyla örtüşür. Zaten Kapital’in temel dinamiklerinin dijital çağda bile geçerli olduğunu, Marx’ın “tüm somut olan uçup gider” sözüyle özetlediği gibi, modern sermayenin uçuculuğu ve küreselliğiyle doğrular. Sonuç olarak, Ducange’ın eseri hem bir eğitim aracı hem de ideolojik bir hatırlatma niteliğindedir: Marx’ın kapitalizm eleştirisi, çatışmaların ve krizlerin arttığı günümüzde hâlâ geçerlidir ve sol düşüncenin halkla yeniden buluşması için önemli bir temel sunar.

Kaynakça

  • Gaudin, F. (2021). Jean-Numa Ducange, Marx à la plage. Le Capital dans un transat. Lectures, Les comptes rendus. doi:10.4000/lectures.47735.
  • Özbay, Ö. (2018, 17 Aralık). Marx’ın Kapital’i için rehber. Agos. Erişim: https://www.agos.com.tr/tr/yazi/21725/marxin-kapitali-icin-rehber.
  • Krell, C., Meyer, T., & Scherer, K.-J. (2018, 5 Haziran). Karl Marx and digital capitalism. IPS Journal. Erişim: https://www.ips-journal.eu/regions/global/karl-marx-and-digital-capitalism-2769/ .
  • Karl Marx. (2025). Stanford Encyclopedia of Philosophy. (E. N. Zalta, Ed.) Erişim: https://plato.stanford.edu/entries/marx/ .
  • Louis Althusser. (2022). Stanford Encyclopedia of Philosophy. (E. N. Zalta, Ed.) Erişim: https://plato.stanford.edu/entries/althusser/.
  • Slavoj Žižek. (t.y.). Internet Encyclopedia of Philosophy. Erişim: https://iep.utm.edu/zizek/.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.