Müzik Üzerine Görüşler Kitabı Üzerine Yüksek Lisans Düzeyinde İnceleme Yazısı
Kitabın Adı:Müzik Üzerine GörüşlerYazar :Edward W. Said
Çevirmen:Çevirmen:Sayfa:192 Cilt:Ciltsiz Boyut:12 X 20 Son Baskı:02 Eylül, 2021 İlk Baskı:02 Eylül, 2021 Barkod:9786254490248 Kapak Tsr.:Kapak Türü:Karton Yayın Dili:Türkçe Orijinal Dili:İngilizce Orijinal Adı:Musical Elaborations
Müzik Üzerine Görüşler Kitabı Üzerine Yüksek Lisans Düzeyinde İnceleme Yazısı
Edward W. Said’in Müzik Üzerine Görüşler Adlı Eseri Üzerine İnceleme
Giriş
Edward W. Said, edebiyat ve kültür eleştirisi alanında Orientalism vb. çalışmalarıyla tanınan Filistinli-Amerikalı entelektüel bir akademisyendir. Ancak Said’in müziğe dair ilgisi de derin ve köklüdür: Kendisi yetişmiş bir piyanisttir ve İsrailli besteci Daniel Barenboim ile birlikte İsrail, Filistin ve diğer Arap ülkelerinden gençlerden oluşan Batı-Doğu Divan Orkestrası’nı kurmuştur. Müzik Üzerine Görüşler (1991, orj. Musical Elaborations) Said’in müzik eleştirisiyle ilgili eserlerinden biridir. Kitabın tanıtımına göre, Müzik Üzerine Görüşler “çağdaş kültür çalışmalarında önemli bir boşluğu doldurarak” müziğin kamusal ve özel anlamlarının kesişimini ele alır. Bu kısa kitapta Said, Adorno’nun müzik eleştirisinden, Proust’un edebiyatındaki müziksel göndermelerden, Walter Benjamin ve Paul de Man gibi düşünürlerin eleştirilerinden yararlanarak; Beethoven, Wagner, Strauss gibi besteciler ile Glenn Gould, Arturo Toscanini, Alfred Brendel gibi yorumcular üzerinden müzik estetiği ve yorumlama üzerine orijinal değerlendirmelerde bulunur. Bu çalışma, Said’in müzik estetiğine ve müzik-düşünce ilişkisine getirdiği yeni bakış açılarını ortaya koyması açısından önemlidir. Giriş bölümünde bu kitabın kapsamı, Said’in müzikle ilişkisi ve eserin özgün yönleri kısaca aktarılacak; sonraki bölümlerde ise kuramsal çerçeve, tematik çözümleme, eleştirel değerlendirme ve sonuç yer alacaktır.
Kuramsal Arka Plan
Said’in müzik üzerine düşünceleri, genel olarak metin yorumlama (hermeneutik), estetik teori ve yorum pratiği konularını içerir. Hermeneutik bağlamda Said, bir müzik eserini yorumlarken metinçevre ilişkisini göz önünde bulundurur; müziği salt noter görüntüsü olarak değil, tarihî, toplumsal ve söylemsel bağlamıyla bütünlük içinde ele alır. Estetik açıdan, Said Batı klasik müziğini “modern sanatın en ileri örneği” olarak görür ve konser salonunu karmaşık toplumsal süreçlerin bir mekanı kabul eder. Örneğin, klasik müziği “sanatın nadirliğini, biricikliğini ve mutlak bireyselliğini temsil eden” bir form olarak tanımlar. Yorum pratiği bağlamında ise, müzikteki yorumun (yani icranın) salt sadık bir aktarma değil, eserin yeniden yaratılması olduğuna dikkat çeker. Said’in bu konulardaki yaklaşımını özetle şu noktalar altında görebiliriz:
- Hermeneutik ve Yorum (Yorumlama): Said, tıpkı bir metni yorumlarken uygulanan yaklaşımları müziğe de uygular. Müziğin dinleyici üzerindeki etkisini, tarihî ve toplumsal bağlamla ilişkilendirerek “karşıt-düzeyli” (counterpointal) okuma anlayışı geliştirir. Buna göre bir müzik parçasının anlamı, eserin notalarında yazılı olanın ötesinde; icrada, dinleyicide ve kültürel bellekte oluşan çok katmanlı bir süreç olarak değerlendirilir.
- Estetik: Said, klasik müzik eserlerini eleştirirken hem biçimsel (formal) hem de içerimsel (yürekten-duygusal) boyutları inceler. O, Bach’ın müziğindeki matematiksel düzenin yarattığı akılcılıktan etkilenir ama bu düzenin dinleyicide mistik bir heyecan uyandırdığını da vurgular. Benzer şekilde, Beethoven’ın Aydınlanma geleneğini taşıyan akla dayalı bir besteci olduğunu; ancak eserlerinin aynı zamanda coşkulu ve mistik bir ilhamla yazıldığına dikkat çeker. Bu, Said’in estetikte akıl ve tutkunun iç içe geçtiği bir yaklaşımı benimsediğini gösterir. Ayrıca Said, bir performansın estetiği tartışırken “konser salonu olgusu”na dikkat çeker: Profesyonel icracılar ile seyirciler arasındaki katı ayrımın dinleyicide “dokunaklı bir suskunluk” yarattığını; performansın tek taraflı uzmanlığı karşısında seyircinin “içinde bulunduğu bedenin çaresizliğini” hissettiğini yazarsu.diva-portal.org. Said’e göre bu, yüksek düzeydeki bir müzik icrasının seyircide yarattığı kendini frenleme çabasının sonucudur; o bunu “sadomazoşistik bir deneyim” olarak tanımlarsu.diva-portal.org. Özetle, Said’in estetik bakışı hem müzik eserinin iç yapısına odaklanır hem de bu eserin icrasında ve dinleyicide yarattığı toplumsal-dramatik etkiye vurgu yapar.
- Müzik ve Kültürlerarası Etkileşim: Said, müzik aracılığıyla kültürlerin etkileşimini de irdeler. Batı klasik geleneğine yakın durmasına rağmen, farklı coğrafyalardan müzik pratiklerine de ilgi duyar. Örneğin, Filistin-Arap şarkıcısı Umm Kulthum’un müziğine dair yorumlarında, onun “ezilerek dönüşümlü varyasyonlar”tan oluşan kendine özgü bir estetiği olduğunu belirtmiştir. (yani doğu vokal geleneğiyle batı klasik arasındaki farklara dikkat çeker). Ayrıca West-Eastern Divan Orkestrası deneyimi, farklı kültürlerden genç müzisyenleri bir araya getirerek müzikte diyaloğu güçlendirir. Said’in kendisi “birden çok eşzamanlı hayata sahip” olduğunu söyler; coğrafi ve disipliner olarak birden fazla yerde birden rahat eden, “karşıt sesler” (karşıt düzeyli) metaforuyla hayatını okuyan bir düşünürdür. Bu da müzikteki çok sesliliğin (polifoni) toplumsal ve entelektüel hayata uygulamasının ipuçlarını verir.
Bu çerçevede, hermenötik, estetik ve yorum kuramları Said’in müzik düşüncesinde iç içe geçmiştir. Kitapta Adorno gibi müzik eleştirmenlerinin, Proust, Benjamin, de Man gibi yazarların görüşleri müziksel bir perspektifle tartışılır. Ayrıca, yeni müzikolojinin (critical musicology) eleştirel kuram ve kültür çalışmalarıyla beslenen yaklaşımını takip eden Said, klasik müzik icracılığı ve dinleyici geleneğini de eleştirel okuma ile karşılaştırır. Bu kuramsal zemin üzerinde eserdeki tematik analizler daha derinlemesine ele alınacaktır.
Kitabın Tematik Çözümlemesi
Said’in Müzik Üzerine Görüşler kitabında odaklandığı başlıca temalar arasında, Beethoven, Wagner ve Glenn Gould gibi figürlerin değerlendirilmesi, entelektüel duruş ve kültürel temsil sorunları yer alır. Her biri üzerinden yapılan yorumlama, kitabın eleştirel merkezini oluşturur. Öne çıkan başlıklar şunlardır:
- Beethoven: Said’e göre Beethoven hem Aydınlanma değerlerini hem de mistik tutkuları aynı anda içinde barındıran bir bestecidir. Beethoven’ın sanatına dair yorumlarında, bestecinin rasyonel yapıya sahip bir geleneğin ürünü olduğunu ama eserlerinin aynı zamanda olağanüstü duygusal derinlik içerdiğini vurgular. Bu bağlamda Beethoven, “entelektüel duruş” ve “azizleşme” ikilemini temsil eder. Örneğin Beethoven’ın geç dönem eserlerinin yoğun ideolojik mesajlara sahip olduğunu savunmaz; aksine, bu eserlerin sanatsal formun evrensel bilgelik iddiasından beslenen bir deneyim olduğunu öne sürer. Said, Beethoven’ın müziğini analitik bir yaklaşımla incelerken, aynı anda bu müziğin dinleyicide yarattığı mistik coşkuyu da tanımlamaya çalışır. Bu yönüyle Beethoven, Said’in Batı klasik müziği hakkındaki yorumlamalarının kilit figürlerinden biridir.
- Wagner: Wagner, Said için musiki tarihinde ideoloji ve estetiğin içiçe geçtiği tartışmalı bir konudur. Said, Wagner’in eserlerindeki antisemitik ve milliyetçi unsurları görmezden gelmeyi reddeder; aynı zamanda Adorno’nun izinden giderek, Wagner’in “anlaşılmaz” ya da “yanlış” bulunan ideolojik yüklerini sahnelemeyi savunur. Adorno’nun dayişiyle “Wagner’e sadık kalmak, onu Wagnerleştirmemektir”; yani Wagner’in çok katmanlı yapısını açığa çıkarmak için anachronizm içeren, ironik yorumlamalar yapmak gerektiğini belirtir. Örneğin Said, Wagner operalarındaki Yahudi karakterlerin antisemitik stereotiplerle betimlenmesini sahneden kaldırmanın mümkün olduğunu öne sürer; bu tartışmayı canlandıran performansların, Wagner’in “ulusalcı” motiflerini açığa çıkarmak için gerekliliğine işaret eder. Bu yönüyle Wagner analizi, müziğin tarihsel bağlamla ilişkisini ve yorumcunun sorumluluğunu gündeme getirir.
- Glenn Gould: Said’in müzik yorumlamasına dair en çok söz ettiği modern yorumculardan biri, kanadalı piyanist Glenn Gould’dur. Gould’un performanslarını “entelektüel bir virtüöz” olarak gören Said, onun müziğe yaklaşımını örnek gösterir. Said’e göre Gould, klasik eserleri yorumlarken sürekli olarak yeni bakış açıları getiren bir yaratım süreci içindedir. Rokus de Groot’un ifadesiyle, Gould’un çaldığı kontrpuanlı parçalar “doğrudan, zeki, canlı bir biçimde konuşur; dinleyicinin fikirlerini ve deneyimlerini beklemeye almasına yol açar” ve böylece “kompleksite çözümlenir, ama asla evcilleştirilmez”. Görüldüğü üzere Said, Gould’un müzikteki “yeniden icra” eylemini öne çıkarır. Gould’un tekniğini dahi mizahi bir yaklaşımla ele alabildiğini memnuniyetle gözlemler. Kısaca, Said’e göre Gould’un yorumculuğu “sonsuz kere yeniden yorumlama” (re- yorumlama) sürecidir ve dinleyiciye eserle hâlâ yürütülen bir diyalog sunar. Bu bakımdan Gould, müzik yorumlama pratiğini epistemolojik bir model olarak sunar.
Bu üç örnek temelinde kitabın tematik analizinde ayrıca şu başlıklar bulunur: Batı klasik geleneğinin bugünkü temsili, kültürel kimlik ve temsil (örneğin Hitler dönemi Almanya’sında Wagner dinlenmesi gibi konular), ve müzik-edebiyat ilişkileri (Said, Proust ve Mallarmé’deki müzik motiflerine değinir). Said, müziği entelektüel kimlik bağlamında da ele alır; kendisi hem eleştirmen hem de uygulamacı bir müzisyen olarak (sıfat olarak “piyano çalan bir eleştirmen” ve “eleştiri yazan bir piyanist”) canlı bir karşıt-düzeyli örnek oluşturur. Genel olarak Said, hem besteci hem yorumcu figürleri üzerinden, müzikteki entelektüel duruşu ve bunun toplumsal yansımalarını irdelemeye çalışır.
Eleştirel Değerlendirme
Said’in Müzik Üzerine Görüşler kitabının öne çıkan güçlü yönleri, eserin disiplinlerarası yaklaşımı ve zengin yorumlama çeşitliliğidir. Said, müziği toplumsal, tarihî ve politik bağlamda ele alarak, sadece teknik detaylarla sınırlı kalmayan kapsamlı bir bakış açısı sunar. Örneğin, müzikte “karşıt-düzeyli” (contrapuntal) analize önem verir; Adorno’nun “estetik ile politik kaynaşması” risklerinin farkında olduğunu belirtirken, müziğin çok sesli yapısından yararlanarak hem estetik hem eleştirel-kültürel katmanları birlikte değerlendirir. Bu, kitabın günümüz müzik eleştirisi ve kültür çalışmalarına katkısını gösterir. Ayrıca Said’in müzik-eleştiri terminolojisine kattığı yeni kavramlar dikkat çekicidir. Mesela eser boyunca “dünyevilik” (weltlich), “biçim” ve “transgresyon” gibi terimlerin anlamını müziksel örneklerle zenginleştirir. Rokus de Groot’un yazdığı gibi, Said’in metinlerindeki birçok temel kavram müzikal analogilerden türemiştir; örneğin “dünyevilik” kavramı Beethoven’dan, “kantatik” öğeler, “yorumlama” kavramı icradan, “toplumsal bağlam” Mastersinger’dan gelir. Bu yaratıcı yaklaşım, Said’i sadece edebiyat eleştirmeni değil, müzik düşünürleriyle de diyalog kuran orijinal bir entelektüel yapar.
Bununla birlikte eserin bazı sınırlılıkları da vardır. İlk olarak, Said’in müzikle ilgili ilgi alanı ağırlıklı olarak Batı klasik geleneğiyle sınırlıdır. Lambropoulos’a göre Said’in “müzik” dediği şey tamamen klasik müziktir ve başka herhangi bir müzik türüne ilgi duymaz. Gotik müzikten (Henze) minimalist öğelere (Glass) uzanan geniş bir yelpaze içinde, ilgilendiği besteciler hep “kanonik” kabul edilen figürlerdir. Bu, kitabın perspektifini daraltan bir etken olarak görülebilir. Oysa günümüz müzikolojisi çok daha çeşitli türleri ve popüler formları da incelemekte, müzikle kültürel etkileşimleri daha geniş açılarla ele almaktadır. Dolayısıyla Said’in çalışması, bu açıdan, küresel müzik sahnesinde eksik kalan yönlere işaret eder. Ayrıca, kitap toplam 109 sayfa olan bir derleme olduğu için, bazı konular derinlemesine irdelenmeden yüzeysel geçilmiş olabilir. Örneğin her eserde olduğu gibi burada da yer yer daha geniş analizlere dönüştürülebilecek kısa denemeler bulunur.
Günümüz müzik düşüncesiyle ilişkisine gelince, Said’in “karşıt-düzeyli” yaklaşımı ve müziği kültürel bir bütün olarak ele alış biçimi hâlâ etkili bir perspektif sunar. O, müziği salt estetik bir nesne olarak değil, politik ve toplumsal boyutları olan bir kültür olayı olarak değerlendirdiği için, kültürel çalışmaların ve eleştirel teorinin müziksel uygulamalarına önemli bir katkı yapmıştır. Ancak aynı zamanda, özellikle 21. yüzyıldaki post-metne göreceli esneklik, dijital müzik teknolojileri ve popüler müzik araştırmalarının giderek yükselişte olduğu bir dönemde, Said’in popüler ve elektronik müzik üzerine kayda değer bir görüş sunmaması bir eksik olarak görülmüştür. Buna karşın, birçok eleştirmen bugün de Müzik Üzerine Görüşler’i, klasik müzik anlayışına kültürel eleştiriyi entegre eden nadir ve özgün bir çalışma olarak değerlendirmektedir.
Sonuç
Özetle, Edward W. Said’in Müzik Üzerine Görüşler adlı eseri; Batı klasik geleneğinden örnekler ve teorik perspektiflerle müzik estetiği, yorumlama pratiği ve kültürel etkileşim üzerine derinlemesine bir tartışma sunar. Kitap, Said’in entelektüel mirasında müzik ve kültür eleştirisinin nasıl iç içe geçebileceğini gösteren özgün bir katkıdır. Said’in “karşıt-düzeyli” (contrapuntal) okuma kavramı, bu eserde müziğin hem biçimsel hem içeriksel anlamını bir arada ele alacak şekilde genişletilmiştir. Ayrıca, yazarın kişisel biyografisi ve dünya görüşüyle müzik deneyimini kaynaştırması; başka bir deyişle, kendi yaşamını bile müzikal metaforlarla yorumlaması, entelektüel kimliğinin müzikten ne denli beslendiğini gösterir. Sonuçta, Müzik Üzerine Görüşler, Said’in genel düşünce dünyası içinde müziğe yaptığı katkıyı ve müziğin entelektüel eleştiriye olanaklarını açıkça ortaya koyar. Bu çalışma, müziğin kültürel tezahürlerini eleştirel bir mercekten incelemenin değerini vurgulayarak Said’in entelektüel mirasına özgün bir boyut kazandırmıştır.
Leave a Comment