Troya Savaşı Anlatısının Yeniden İnşası: Stephen Fry’ın Troya: En Büyük Hikâyemiz Üzerinden Bir Değerlendirme
Kitabın Adı:Troya - En Büyük Hikâyemiz
Yunan Mitleri 3 Yazar :Stephen FryÇevirmen:Sayfa:464 Cilt:Ciltsiz Boyut:12 X 20 Son Baskı:04 Ocak, 2023 İlk Baskı:04 Ocak, 2023 Barkod:9786254497209 Kapak Tsr.:Editör:Kapak Türü:Karton Yayın Dili:Türkçe Orijinal Dili:İngilizce Orijinal Adı: Troy: Our Greatest Story RetoldTroy: Our Greatest Story Retold
Troya Savaşı Anlatısının Yeniden İnşası: Stephen Fry’ın Troya: En Büyük Hikâyemiz Üzerinden Bir Değerlendirme
Giriş bölümünde, Stephen Fry’ın Troy: Our Greatest Story Retold (Troya: En Büyük Hikâyemiz) adlı eseri çerçevesinde, Truva Savaşı anlatısının mitolojik, edebi ve tarihsel yönleri ele alınacaktır. Truva Savaşı, Paris’in Helen’i kaçırmasıyla başlatılan efsanevi bir çatışmadır ve Homeros’un İlyada destanı da dahil olmak üzere pek çok antik kaynaktan aktarılır. Bu destanın on yıllık kuşatmasının son yılında geçen bölümleri Homeros anlatır, ancak savaşın nedenleri ve sonuçları İlyada’da yer almaz. Fry’ın anlatısı ise Homeros’un sınırlarının ötesine uzanarak savaş öncesi mitler ve sonrasındaki olayları da kapsamlı biçimde içerecek şekilde kurgulanmıştır. Bu yazıda, Fry’ın modernleştirilmiş üslubu Homeros, Euripides ve Vergilius gibi klasik kaynaklardaki anlatımlarla karşılaştırılacak; kahramanlık, savaş, kader ve tanrı-insan ilişkisi temaları derinlemesine incelenecektir. Giriş ve sonuç bölümleri dışında, yazı “Kuramsal Çerçeve” ile “Ana Tartışma” bölümleri altında yapılandırılacaktır.
Kuramsal Çerçeve
Kuramsal çerçevede, Truva Savaşı anlatısının mitolojik ve tarihsel kaynaklardan türemiş çok katmanlı bir yapı olduğu vurgulanacaktır. Yunan mitolojisinde önemi büyük olan bu savaş, yalnızca İlyada ve Odysseia gibi epik şiirlerde değil, daha sonraki Yunan tragedyalarında ve Roma şairleri Vergilius ile Ovidius’un eserlerinde de geniş biçimde işlenmiştir. Örneğin İlyada, kuşatmanın onuncu yılındaki birkaç günlük süreci dramatize ederken, Euripides’in Truva Kadınları gibi trajediler savaşın sonuçlarına (esir kalan kadınların akıbetine) odaklanır. Vergilius’un Aeneis eseri ise savaşın sonunda Aeneas’ın Truva’dan kaçışını anlatır. Dolayısıyla, Truva Savaşı anlatısı tarih boyunca farklı bakış açılarıyla yorumlanmıştır. Fry’ın ele aldığı modern anlatı da bu zengin gelenek içinde konumlandırılmalıdır.
Akademik açıdan, Truva Savaşı hikâyeleri hem bir efsane hem de olası bir tarihi olaya odaklanır. Arkeolojik kazılar, Troya kentinin Hisarlık’ta olduğu ve MÖ 13. yüzyılda yıkıldığına dair kanıtlar bulmuşturg. Birçok akademisyen, savaşın mitlerin çekirdeğinde bir tarihsel gerçeklik olabileceğini savunur; örneğin, Truva VII katmanının MÖ 1194–1184 yıllarında yıkılması sıklıkla bu efsanenin tarihsel zemini olarak gösterilir. Fry da eserinde, efsanelerin doğruluğunu tartışmak üzere bu tarihsel temele vurgu yapar; örneğin, eklerinde ve notlarında savaşın coğrafi-mitolojik temellerine dair tartışmalara yer verir. Kuramsal çerçevede, bu tür tarihî-kaynak incelemeler, mit anlatılarının “tarihsel gerçeklik” ile nasıl iç içe geçtiğini anlamaya yarar. Aynı zamanda mitoloji ve edebiyat teorileri, destanın kahramanlarını ve temalarını (kahramanlık, kader, tanrılar vb.) analiz etmek için kullanılır. Stephen Fry’ın çalışması ise hem bu akademik gelenekleri hem de bir anlatı uzmanının perspektifini birleştirmekte, mitleri hem hikâye olarak hem de olası tarih bağlamında ele almaktadır.
Ana Tartışma
Kahramanlık Teması
Truva Savaşı anlatısında kahramanlık (aretē) merkezi bir temadır. Destandaki iki en önemli kahraman, Yunan tarafında Akhilleus ve Truva tarafında Hektor’dur. Britannica Ansiklopedisi’ne göre Akhilleus, Yunan ordusunun “en güçlü savaşçısı ve kahramanı” olarak tanımlanır. Akhilleus, insan ile tanrı arasındaki geçişken bir kimliğe sahiptir: Peleus adlı ölümlü bir kralın oğlu, deniz tanrıçası Thetis’in oğludur. Fry’ın anlatısında da Akhilleus, olağanüstü savaş gücü ve onur anlayışıyla öne çıkar; ancak Fry, bu “efsanevi” kahramanın insanî yönlerini de vurgular. Tonkin’in değerlendirmesine göre, Fry destanda bu “devasa karakterlerin” hem ölümlü hem ölümsüz yanlarını içtenlikle işleyerek onların insanlığını öne çıkarır. Örneğin Fry, Akhilleus’un ölümsüzlük arayışını, annesi Thetis’in Stiks nehrine daldırma hikâyesi ile birlikte aktarır; bu efsaneye göre Akhilleus yalnızca topuğu açık kalarak yaralanabilir hale gelmiştir.
Truva’nın başlıca kahramanı Hektor ise Priamos’un oğlu olarak Truva’nın en başarılı savaşçısı, Andromakhe’nin fedakâr eşi ve sapasağlam bir baba figürüdür. İlyada’da Hektor ideal bir kahraman olarak resmedilirken, Fry da Hektor’un cesaretini ve insanlığını önemli bir yer tutar. Örneğin Fry, Homeros’tan farklı olarak kuşatma sonrası Hektor’un cenazesine kadar anlatısını sürdürür (Homeros destanı Hektor’un cenaze töreniyle sonlanır). Bu sayede Hektor’un kaybı, Truva’nın düşüşü bağlamında da sunulur. Her iki kahramanın hikâyesi karşılaştırıldığında, Homeros daha çok bireysel onur ve öfke temaları etrafında dönerken Fry, kahramanları bütünlüklü olarak ele alır. İngiliz yazar Madeline Miller’ın Song of Achilles adlı eserinde Akhilleus ve Patroklos arasındaki romantik ilişki vurgulanırken, Fry anlatısında bu ilişki daha kardeşçe ve askerî bağlamda ele alınır. Tonkin’in de işaret ettiği gibi, Fry mizahi ve öğretici üslubuyla klasik destanları genç okuyuculara daha cazip kılar. Böylece kahramanlık teması, hem klasik bir ideal olarak sunulur hem de modern duyarlılıkla yeniden irdelenir.
Savaş ve Şiddet
Truva Savaşı’nın on yıllık kuşatması, antik çağın en kanlı ve uzun soluklu muharebelerinden biri olarak anlatılmıştır. Örneğin Tarih-Kesitleri kaynağı, savaşın on yıl sürdüğünü ve iki tarafın da ağır kayıplar verdiğini belirtir. Fry’ın eserinde de savaş, dehşet verici ayrıntılarla işlenir: On yıllık uzayan mücadele, kahramanlar arasında geçen düello ve kıyasıya çatışmalar ayrıntılı biçimde anlatılır. İlyada’da pek çok savaş sahnesi yer almasına rağmen Homeros, Truva’nın yıkılışına İlyada’da yer vermez. Fry ise Homeros’un ötesine geçerek, Tahta At’ın içine girme anını canlı bir şekilde tasvir eder. Tonkin’in yorumuna göre Fry, Truva atının içindeki bekleyişi ve kenti işgal eden Yunan askerlerini “nefes kesici ayrıntılarla” betimler. Bu anlatım, okuyucuda savaşın gerginliğini ve dehşetini hissettirir.
Şiddet konusu, klasik kaynaklarda çok daha kabadır. Örneğin İlyada, Hektor’un cesedinin Akhilleus tarafından arabasına bağlanıp kentin önünden sürüklenmesi gibi aşırı şiddet sahnelerini içerir. Fry ise ailece okunabilir bir anlatı için bazı özellikle uygunsuz unsurları baskılar. Tonkin’in belirttiği gibi Fry, “mizahi” üslubunu korumak adına bazı korkunç sahneleri metne eklemekten kaçınmıştır; mesela Akhilleus’un Penthesileia’nın cansız bedenini rencide etme sahnesini eklemediği not edilir. Yine de Fry, savaşın trajik tarafını sakınmaz; savaş sonrası Truva kadınlarının acılarını (örneğin Hekabe, Kassandra gibi) ve toplu katliamları yumuşatmadan aktarır. Edebiyatta bu bakışa Euripides’in tragedya örnekleri yakındır: Truva Kadınları oyununda savaş sonrası Hekabe ve diğer kadınların gördüğü işkenceler ön plandadır. Fry’ın anlatısı ise bu trajik perspektifin yanı sıra savaşın tüm seyrini epik biçimde sunar. Savaş teması, hem İlyada’daki kahraman düelloları hem de sonraki dönemde işlenen savaş sonrası dramlarla karşılaştırıldığında daha geniş bir çerçevede ele alınır. Fry, Yunan edebiyatında savaşa dair hem cesur savaşçılar hem de mağdur kadınların bakış açısını bir arada sunar.
Kader ve Kehanet
Troya efsanesinde kader teması, antik anlatılarla örtüşen şekilde sürekli olarak vurgulanır. Kahramanların yaşamları tanrılar tarafından önceden belirlenmiş gibi görünür. Örneğin Wikipedia kaynaklı Türkçe anlatımda, Akhilleus’un doğumunun ardından deniz tanrıçası annesinin kehaneti gerçekleşir: Akhilleus’un Truva’da savaşırken öleceği kehanetini almak için tanrıların tepkisinden saklanmak amacıyla kız kılığına gizlendiği anlatılır. Britannica’ya göre Peleus’a gelen bir kehanet Akhilleus’un Truva’da öleceğini bildirmiştir. Fry bu mitolojik zemini de es geçmez; anlatısında Akhilleus’un kaderini belirleyen anne-kahraman ilişkisini ve kehanetleri detaylandırır. Paris’in kaderini ise Truva’nın çöküşüne yol açan trajik jüri hikâyesi üzerinden açıklar. Tonkin’in ifadesiyle Fry, Paris’in kaderini önceden belirleyen ilahî müdahalelere geniş yer ayırır. Örneğin Paris, doğduğu anda bırakılıp büyütülmüş ve Eris’in altın elmasını tartacak hakem olarak kullanılmıştır; Fry, bu “özel görev”e ve Afrodit tarafından Paris’e verilen Helen vaadine dikkat çeker. Tanrılar arası mücadeleler de bir nevi kader belirleyicidir: Yunanca “Moira” kavramı (kader) İlyada’da sürekli işlenir. Truva bağlamında, tanrıların kıskançlıkları ve çekişmeleri savaşın akışını doğrudan etkiler. Fry’ın anlatısı, bu bakımdan Homeros’un geleneksel kader-vurgu anlayışını korur ve güçlendirir.
Karşılaştırma açısından, Vergilius’un Aeneis eserinde kader, Truva’nın yıkılmasından sonra Roma’nın kuruluşuna uzanan evrensel bir yazgı olarak ele alınır. Fry da bu geleneksel bağlantıyı hissettirecek şekilde, savaşın sonunda Aeneas’ın öyküsüne işaret eder. Gerçekten de Fry, hikâyeyi Odysseus’un eve dönüşü ve Aeneas’ın Roma’ya yolculuğu gibi sonraki yolculuklara açık bırakarak tamamlar (bu husus Tonkin tarafından da vurgulanmıştır). Böylece Fry, Truva destanını tek seferlik bir olaydan öteye taşıyan kader temasını edebi bir bakış açısıyla bütünler.
Tanrı-İnsan İlişkisi
Eski Yunan mitolojisinde tanrılar savaşın en aktif oyuncularıdır. Homeros’un İlyada destanında Olimpos tanrıları insanları desteklemek ve savaşı şekillendirmek için kıran kırana çatışır. Bu geleneği Fry da tam olarak sürdürür. Tonkin’in ifadesiyle, Fry “tanrılara tam yetki verir”; onların taraf tutmaları, kavgaları ve intikamları insanlar arasında kaos yaratır. Yani Fry’ın anlatısında, ölümlüler tanrıların elinde birer piyondur. Örneğin Zeus, Athena, Hera, Afrodit gibi tanrılar sürekli olarak savaşta müdahil olur ve kahramanlara akıl verir ya da onları cezalandırır. Bu bakımdan Fry’ın anlatısı Homeros’un destanlarına sıkı sıkıya bağlıdır. Tanrılarla insan arasındaki ilişki motifini vurgulamak üzere Fry, demigod kahramanlar ve tanrı soyundan gelen figürlerin de altını çizer. Peter Tonkin’in belirttiği gibi, Fry “tanrıların, ölümlü soyundan gelen demigodların ve giderek daha da insanlaşan ilahî nesillerin tam katılımını” içerir. Örneğin Akhilleus’un öteki kahramanlardan üstünlüğü kısmen annesinin bir deniz tanrıçası olmasından kaynaklanır. Fry, bu yorumu açıklarken ilahların insanları nasıl süper-kahramanlara dönüştürebildiğini ve aynı zamanda ne denli zalimleştirebildiğini ortaya koyar.
Modern anlatımlarla karşılaştırıldığında, Fry’ın dini unsurlara yaklaşımı gelenekseldir. 2004 tarihli Troy filminde tanrılar tamamen dışlanmıştı; buna karşın Fry’ın destanı, tanrıları merkezde tutar. Tonkin bu noktayı özellikle vurgulamıştır: Petersen’in sinema uyarlamasının “kılıçlı-sandalet” (“swords and sandals”) tarzını benimsediği halde, Fry’ın versiyonunda “tam ilahî donanım” vazgeçilmezdir. Bu açıdan Fry’ın anlatısı Homerik şiirin ruhuna daha sadık kalır. Aynı bağlamda, Euripides’in eserlerinde tanrılar genellikle evrensel güçler veya acımasız kader olarak soyutlanır; örneğin Hekabe oyununda Athena’nın alçakgönüllü bir girişimi, tüm Troyalı kadınlar için trajik sonuçlar doğurur. Fry ise bu trajik etkiyi, tanrıların hikâye içindeki rolünü detaylandırarak okura gösterir. Sonuçta Fry’ın anlatısı, tanrı-insan ilişkisinde antik mitolojiyi çağdaş bir üslupla yeniden yorumlar: Tanrılar hâlâ işleri ellerinde tutar, fakat bu müdahale herkes için hem öğretici hem trajik yeni anlamlar içerir.
Sonuç
Bu incelemede Stephen Fry’ın Troya: En Büyük Hikâyemiz adlı eserinin, Truva Savaşı anlatısını mitolojik, edebi ve tarihsel çerçevelerle ele almanın yolları araştırılmıştır. Fry’ın anlatısı, Homeros’un kısıtlı perspektifinin ötesine geçerek savaşın başından sonuna kadar geniş bir zaman çizgisine yayılır. Bu açıdan Fry, Homeros’un İlyada ve Odysseia’sını tek bir “tapiseri” içinde birleştirmeye çalışır. Kahramanlık teması ele alındığında, Fry Akhilleus ve Hektor gibi klasik kahramanların gücünü vurgularken onların insani yanlarını da ön plana çıkarır. Savaş teması kapsamında, on yıllık kuşatma, Tahta At’ın hilesi ve kent yıkımının dehşeti detaylı bir biçimde aktarılır; Fry bu sırada bazı aşırı şiddet öğelerini kısmen filtreleyerek (örneğin Penthesileia sahnesi gibi) anlatımını dengeler. Kader teması, Homeros’un mitolojik anlayışını sürdüren bir şekilde işlenir; akahilleus’un ölümü için gelen kehanet ve Paris’in kaderi tanrılar aracılığıyla Truva’nın sona erdirilmesiyle bağlantılı kılınır. Tanrı-insan ilişkisi ise klasik destanda olduğu gibi Fry’ın anlatısında da merkezidir; tanrılar savaşın sonucunu belirlemeye devam eder, ve Fry bu ilahi etkiyi tarihsel bir yazgı ve anlatı unsuru olarak sunar.
Fry’ın modern üslubu, klasik anlatılara mizahi ve açıklayıcı bir dokunuş katarak hikâyeyi bugünün okuyucusuna çekici kılmıştır. Örneğin İlyada’nın eksik bıraktığı kısımları araştırırken, Homer’ın hazmedilmesi zor ayrıntılarını bile notlarda okuyucuyla paylaşır. Sonuçta, Fry’ın bakışı hem eski Yunan destanlarının ruhuna sadık hem de çağdaş edebiyat okumasına uygundur. Truva Savaşı’nın kültürel mirası, Homer ve Euripides gibi klasiklerin eserleriyle birlikte Fry’ın çalışmasıyla da günümüzde yeni yorumlara açıktır. Bu incelemenin gösterdiği gibi, kahramanlık, savaş, kader ve tanrı-insan ilişkisi gibi temalar, Fry’ın anlatısında diğer antik metinlerle paralel işlenerek zenginleştirilir.
Kaynakça (APA stilinde):
- Stephen Fry (2020). Troy: Our Greatest Story Retold. Penguin Books. Homer (Orijinal M.Ö. 8. yy; Çev. Robert Fitzgerald, 1990).
- Iliad. Bantam Classics. Vergilius (M.Ö. 19). Aeneis. (Çev. Robert Fitzgerald, 1983).
- Vintage Classics. Euripides (M.Ö. 415).
- The Trojan Women (Çev. David Kovacs, 1994).
- University of Minnesota Press. The Editors of Encyclopædia Britannica (2025, 29 Temmuz). Achilles. Encyclopædia Britannica. Erişim: https://www.britannica.com. The Editors of Encyclopædia Britannica (2025, 10 Ocak).
- Hector. Encyclopædia Britannica. Erişim: https://www.britannica.com. Truva Savaşı. (t.y.). Vikipedi, özgür ansiklopedi. Erişim: https://tr.wikipedia.org/wiki/Truva_Sava%C5%9F%C4%B1. Peter Tonkin (t.y.).
- Troy: Our Greatest Story Retold, by Stephen Fry. Aspects of History. Erişim: https://aspectsofhistory.com/book_reviews/troy-our-greatest-story-retold-by-stephen-fry/.
Leave a Comment