Dumézil’in Mitra-Varuna Kuramı Üzerine Akademik İnceleme
Kitabın Adı:Mitra Varuna
Hükümranlığın İki Hint-Avrupa Temsili Üzerine Yazar :Didier EribonÇevirmen:Sayfa:240 Cilt:Ciltsiz Boyut:12 X 20 Son Baskı:23 Temmuz, 2024 İlk Baskı:23 Temmuz, 2024 Barkod:9786254498374 Kapak Tsr.:Editör:Kapak Türü:Karton Orijinal Dili:Fransızca
Orijinal Dili:İngilizce Orijinal Adı: Mitra-Varuna: Essai sur deux représentations indo-européennes de la souveraineté
Dumézil’in Mitra-Varuna Kuramı Üzerine Akademik İnceleme
Giriş: Dumézil’in Hint-Avrupa mitolojisi ve egemenlik kavramına yaklaşımı
Georges Dumézil, Hint-Avrupa mitolojilerinin karşılaştırmalı incelemesiyle tanınan Fransız bir dilbilimci ve dinbilimcidir. Araştırmalarında üç işlev (tripartite) hipotezi adı verilen bir model geliştirmiş; toplumun kutsal egemenlik, savaşçılık ve verimlilik olmak üzere üç ana işlev veya kademe üzerine kurulu olduğunu ileri sürmüştür. Mitra-Varuna adlı eserinde, bu hipotezin en temel ayağı sayılan birinci işlev – egemenliğin sorunu – üzerinde yoğunlaşır. Dumézil’e göre egemenlik ilk işlev kapsamındadır ve burada da aynı ideolojik sistemin iki farklı yanını oluşturan türdeş tanrılar vardır. O, Hint (Veda), Roma ve Germen mitolojilerindeki örüntüleri kıyaslayarak egemenliğin iki yönünü çözümlemiş, bu ikili modeli Mitra ile Varuna kavramlarıyla somutlaştırmıştır. Dumézil’in çalışması, Mitra’nın rasyonel ve hukukçu krallığı, Varuna’nın ise mistik ve cezalandırıcı krallığı temsil ettiği görüşünü ortaya koyar ve bu sayede arkeik Hint-Avrupa toplumlarında egemenlik ideolojisinin nasıl yapılandırıldığına dair derin bir bakış sunar.
Prefasın da belirttiği gibi, Dumézil araştırmasının hareket noktası Hindistan ve Roma’da ortaya çıkan simetrik sorular olmuştur: “Mitra ne olacak?” ve “Dius Fidius ne olacak?”. (Dius Fidius, Romalıların antlaşma ve yemin tanrısıdır.) Bu simetri, Hindistan’daki Mitra ile Roma’daki Dius Fidius’un işlev bakımından örtüştüğünü düşündürmüştür; böylece Dumézil, Hint-Avrupa soyut düzeyde ortak bir dinsel mekanizma bulunduğunu varsaymış ve bunu açığa çıkarmak için karşılaştırmalı mitoloji yöntemini uygulamıştır. Böylece dumézil’in yaklaşımı, mitolojiyi sadece geleneksel bir anlatı olarak değil, toplumun ideolojik yapısını yansıtan bir sistem olarak anlamayı amaçlar. Mitra-Varuna çalışması ile o, önceki dönemlerde es geçilmiş bu ikililiği belgeler aracılığıyla ortaya koymuş, egemenliğin kutsal boyutunu iki parçaya ayırarak analiz etmiştir.
1. Mitra ve Varuna figürlerinin sembolik anlamı: Düzen ve korkunun ikili yapısı
Mitra ile Varuna, eski Hint dininde çift olarak ortaya çıkan iki tanrıdır. İlk Veda metinlerinde (Rigveda, Atharvaveda vb.) bu ikili neredeyse her zaman birlikte anılır; örneğin “Rigveda’da yer alan ilahiler arasında sadece bir tanesi Mitra’ya adanmış olmasına rağmen, mitra birçok yerde Varuna ile birlikte anılır ve Varuna ile birlikte yakarışlarda bulunulur.”. Bu birliktelik, onların işlevlerinin birbiriyle sıkı ilişki içinde olduğunu gösterir. Dumézil de “Rigveda’da, Mitra Atharva-Veda’da olduğu gibi Varuna’dan ayrı düşünülemez; Mitra’ya yönelik bütün Rigveda ilahileri, Varuna’ya da yöneliktir” diyerek bu vurguya işaret eder. Yani Mitra-Varuna bağıntılı bir ikilidir ve birinin sembolik özelliği genellikle ötekiyle tamamlanır.
Mitra, adından da anlaşılacağı üzere (“mitra” Sânskritçe “dost” anlamına gelir) dostluk, uyum ve antlaşma kavramlarına yakındır. Hint mitolojisinde Mitra, sözleşmelerin ve meşru düzenin koruyucusu olarak görülür. Bir hikâyede Mitra’nın, Vrtra (kaos simgesi) ile savaşmak yerine barış yolunu seçtiği, hatta törenlerde et gerektiren Soma tanrısını öldürmeyi reddettiği anlatılır; bunun sonucunda Vrtra’lılar, Mitra’nın isteğiyle süt ve süt ürünlerinden oluşan kurbanla yatıştırılırlar. Dumézil bu metni incelerken “Mitra özünde şiddete, kutsal bile olsa kan dökmeye düşmandır; o, ‘dost’ olduğu için düzen, anlaşma ve barışçı çözümleri taraftardır” şeklinde yorum yapar. Böylece Mitra, çatışmadan kaçınan, barışçı, hukuksal ve akılcı tarafıyla anılır.
Öte yandan Varuna, ilkel Hint kozmolojisinde gökyüzü ve okyanusların tanrısı olarak başlıca idareci konumundadır; her şeyi kapsadığı, kainatın yöneticisi olduğu kabul edilir. Varuna’nın adı Sânscritçe “kuşatmak” fiil kökünden gelir, bu da onun her şeyi örten, düzenleyen yanı ile ilişkilidir. Rigveda’da Varuna on kadar ilahide tanrı olarak tek başına anılırken, birçok farklı öbeğin de merkezi figürüdür. O, kozmik rta (doğal düzen/etik düzen) ile ilişkilendirilir; Evrenin doğruluğunu ve ahlakî düzeni sağlar. Ancak Varuna, aynı zamanda korkutucu, cezalandırıcı bir tanrı olarak tasvir edilir. Mitra’nın bile kendisine yalvarmasından çekindiği, suçluları karanlık sularda boğan veya geceye iliştiren bir güce sahiptir. Dumézil, “Mitra akılcı ve aydın egemenliğini; Varuna ise saldırgan, karanlık, ilhamlı ve şiddetli egemenliğini” temsil eder diye özetler. Türk kaynaklarda da buna benzer bir biçimde “Mitra’ya ışıltılı, iyi yürekli, güneş ve barış; Varuna’ya gece ve büyü görevi verilmiştir” denir.
Mitra ile Varuna arasında “düzen” ve “korku” ikiliği vardır. Mitra hukukun, barışın, aydınlık düzenin simgesi iken; Varuna gece, yıldızlar, gizem, ahlaksal yaptırım ve cezalandırmanın temsilcisidir. Örneğin Mitra’ya beyaz, kutsal kurbanlar (süt ürünleri) sunulurken; Varuna’ya genellikle siyah veya kan içeren kurbanlar gider. Romalılar da benzer ikileme şahit olmuştur: Dumézil’e göre Roma’da Dius Fidius/ Semo Sancus gibi yemin tanrıları (güvenilirliği koruyan) ile Summanus gibi geceyle ilişkili yıldırım tanrıları bu yapı içinde okunabilir. Bir başka deyişle, egemenliğin “yumuşak” (hukukî/barışçı) yönü bir yandan Mitra’ya, “sert” (mistik/otoriter) yönü ise Varuna’ya aittir. Bu düzen-korku ikiliği, her iki tanrıye atfedilen semboller ve anlatılarla açıkça görülür (örneğin Mitra’nın gözü Güneş ile, Varuna’nın gözü ise geceyle ilişkilendirilmiştir). Böylece Mitra-Varuna çifti, düzeni sağlayan meşru iktidar ile korku ve cezalandırmayı elinde tutan mistik iktidar arasında bir kutupsallığı ifade eder.
2. Egemenliğin iki yüzü: Yumuşak hukuki düzen ile sert mistik kontrolün karşıtlığı
Dumézil’e göre egemenlik ilk işlev içinde ikiye bölünmüştür: bir yanda “yumuşak”, hukuki ve rasyonel yön; diğer yanda “sert”, mistik ve otoriter yön. Mitra, egemenliğin hukukî ve barışçıl cephesine tekabül ederken, Varuna korku ve büyü yoluyla düzeni sağlayan tarafı temsil eder. HAU baskısının girişinde Stuart Elden’in aktardığı üzere Dumézil, bir yandan “daha yumuşak, akılsal, sözleşmeye dayalı bir düzen”, diğer yandan “korkunç, büyülü ve savaşçı bir temel” olduğunu belirtir. Bu anlamda, egemenlik doğası gereği ikidir: “Mitra egemenliği aklî, ışıltılı, düzenli, sakin ve iyicil; Varuna ise saldırgan, karanlık, ilhamlı, şiddetli, korkunç ve savaşçı” (Dumézil).
Pratikte bu ikilik örneğin bir hükümdarın iki yönünü yansıtır. Bir tarafta yazılı kanunlar, töreler ve yönetmelikler ile meşru gücü uygulayan kral veya tanrı figürü; diğer tarafta ise gerektiğinde kutsal korku, kehanet ve cezalandırma gücü ile toplumu dizayn eden mistik figür vardır. Eski Hint metinlerinde Mitra, “sözleşme”yi kişileştirip insanların anlaşmalarında her şeyi gören bir göz olarak güveni tesis ederken; Varuna tüm evreni kuşatan otoritesiyle suçluları cezalandırır. Babillilerde Eski İran’daki yazılı antlaşmalardaki iki tanrı olan Mitra-Anaîsh Anahita ve Sruva-Varuna ikilileri de benzer işlevleri üstlenmiştir. Roma’da Dius Fidius’un ve Vestala bakirelerinin korunması, aynı “yumuşak” tarafı; Summanus’un gece yıldırımları, “sert” tarafı hatırlatır. Germen geleneğinde ise Odin/Wotan (cezalandırıcı savaş gücü ve kehanet) ile Tyr (daha düzenci hukukî figür) mitralarını akla getirir. Tüm bu örneklerde “egemenliğin iki yönü” ortak temayla yinelenir.
Dolayısıyla Dumézil’in egemenlik anlayışında politika iki boyutludur: yumuşak iktidar olarak tanımlanabilecek hukuki otorite, mitralık tarafındadır; sert iktidar olan mistik-cezalandırıcı otorite ise Varuna’nın soyundan gelmektedir. Modern siyaset teorisiyle paralel söylemek gerekirse, Mitra egemenliği daha çok “normatif düzen” veya “yumuşak güç” unsurlarıyla kurarken; Varuna egemenliği “sert güç”, korku salan ritüeller ve kutsallık iddiasıyla gösterir. Dolayısıyla egemenlik, salt bir yüzeysel yönetimden ibaret olmayıp, bu iki kutbu arasında gerilerek anlam kazanır.
3. Hint, Roma ve Germen mitolojilerinde Mitra-Varuna temsilleri
Dumézil’in modelini test etmek için çeşitli Hint-Avrupa kültürlerinde Mitra-Varuna ikilisine denk düşen öğeleri araştırmak gerekir. Hint mitolojisinde Mitra ile Varuna doğrudan ikilinin kendisidir. Rigveda’da her ne kadar sadece bir ilahi Mitra’ya münhasır olsa da, “Mitra’ya seslenilen ilahilerden hiçbirinde onu Varuna’dan ayırmadan söz edilir”. Yine Türkçe kaynağa göre Mitra ile Varuna sık sık birlikte anılır (Varuna için 10 ilahi, her ikisi için 24 ilahi). Bir efsaneye göre her sabah Güneş (Surya) dünya semasına çıkarken Mitra ile Varuna’yı “ortasında" aydınlatır, yani her ikisinin de gözü olur. Bu, ikilinin ortak bakış açısını sembolize eder. Hint panteonunda Varuna başlangıçta baş tanrıdır; ancak Vedalar çağında Varuna’nın önemi azalmış, Mitra’nın ise barışçı ve hukukçu karakteri vurgulanmıştır. Zaten bizzat Kızıl (2013) mitoloji incelemesine göre Mitra, “bir anlaşmayı koruyan adil egemen kral” olarak doğmuş, merhametli ve lütuf dolu bir tanrı şeklinde tasvir edilir.
İran mitolojisinde Mitra adıyla tanrıyı “Mithra” olarak buluruz; Varuna ise Mitanni belgelerinden başlayarak Avestaca “Ahura”yla yan yana zikredilir. Dumézil, Avestik Mithra-Ahura formülünü incelemiş, burada Mithra’yı Varuna’nın işlevine benzeyen bir Asura tipi ile eşleştirmiştir. Yani İran’da da bir zamanlar Mitra (ait olduğu sözleşme, ahit tanrısı) ile Ahura (evrendeki düzen gücü) birbirine yakın düşünülmüştür. Zerdüştlükte Ahura Mazda’nın öne çıkışıyla Varuna-Ahura motifleri dönüşüme uğramışsa da, eski ikilik kalıntıları mitolojiye sinmiştir.
Roma mitolojisinde ise Mitra-Varuna benzer dualite farklı figürlerde karşımıza çıkar. Dumézil’e göre Dius Fidius (Semo Sancus) ile Summanus (gecenin yıldırımı) ya da Janus şeklinde iki ayrı yön bulunabilir. En ünlü örnekler, Roma’nın efsanevi kralları Romulus ve Numa Pompilius’un karşıtlığıdır: Romulus (asker-savaşçı figür) ile Numa (barışçı-yazıcı figür) ikilisi, Varuna-Mitra modellerine paraleldir. Katolik öncesi Roma’da ayrıca Jupiter’in “diurnal” yönü ile Summanus’un “nocturnal” yönü arasında bir ayrım yapılırken, yeminlerin Varuna tarzı korkutucu yönünün Dius Fidius aracılığıyla, sözleşmenin ise Mitraçı yumuşak yön üzerinden korunduğu görülür. Roma hukukunda da buna işaret eden bir ipucu vardır: Latin dilinde nexum (“borçta bağlı kalma”) ile mutuum (“ödünç verme”) terimleri sırasıyla Varuna’nın bağlama kökünden ve Mitra’nın değiş-tokuş kökünden türemiştir; bu iki kelime, dual tanrı modeliyle paralel bir eski borç bağlaması sunar. Özetle, Roma’da Mitra-Varuna’yı Mitanni tapınak senedindeki gibi bir ritüel formda değil de, yemin tanrılarında ve efsanevi kahramanlarda yeniden kurgularız. Örneğin Gaius Mucius Scaevola’nın fedakârlığı “egemenlik sözleşmesine sadakat” tarafına, Horatius Cocles’ın kahraman köprükoruma mücadelesi ise “askeri sertlik” tarafına benzeyen unsurlar taşır.
Germen mitolojisinde de benzer bir ikilik görülür. Dumézil, Germen panteonunda egemenlik rolünü tek bir tanrıya verme eğilimi olmadığını vurgular. İskandinav kaynaklarında Odhinn (Odin) sihirbaz-yargılayan, Thor savaşçı ve Yngvi-Freyr bereket tanrısı olarak trifonksiyonel üçlemenin temsilcileridir. Oysa Dornik İskandinav’ın Varuna-Mitra dengesi, Odin (cezalandırıcı anlayış) ile Tyr/Ullr (sözleşmeci anlayış) arasında kuruludur. Nitekim Tacitus’un Germaniasında Germenler’i ziyareti sırasında söz ettiği “Mercurius” (Odin/Wodan) ile “Mars” (Tyr), “Hercules” (Thor) üçlüsü incelendiğinde de aynı model ortaya çıkar: Tacitus’a göre Oskanya’da Mercury günü bir seferde insan kurbanı isterken, Mars ve Hercules sadece hayvan kurbanı kabul etmektedir. Bu, tıpkı Hindular’daki Varuna (“insan/kan kurbanıyla beslenen korkunç egemen”) ile Mitra’nın (“sadece hayvan sunularla yetinen kurallı egemen”) farkına çok benzerdir. Dolayısıyla Germen örneğinde Wodan/Tyr ya da Odin/Tyr/Ullr ikilisi, Roma’daki Jupiter/Fidius veya Hint’teki Varuna/Mitra analojilerine denk düşer.
Bu karşılaştırmalardan görüldüğü gibi, Dumézil’in tespite göre Hint, Roma ve Germen kültürlerinde egemenliğin ikili yüzü benzer temalarla dile getirilmiştir. Hindistan’da Mitra-Varuna çift tanrı olarak mevcuttur, Roma’da mitrilik/kuralcı (sözleşme-töre) ile mistik-cezacı (yıldırım-ilahi) ayrışmalarında yansır, Germenlerde ise Odin/Tyr gibi iki tanrı üzerinden sürdürülür. Her kültürde “düzen (sözleşme)” ile “korku (yıkım)” kutupları mitolojik olarak kodlanmıştır. Bu da Dumézil’in karşılaştırmalı mitoloji yaklaşımının temel iddiasıdır: farklı halkların mitolojileri, çok eskilere uzanan ortak bir kalıbı yansıtır.
4. Üç işlev kuramı çerçevesinde Mitra-Varuna’nın yeri
Dumézil’in üç işlev hipotezi, Hint-Avrupa topluluklarının mitolojilerini sistematik olarak inceleyen bir ana çerçeve sunar. Üç işlev şu şekildedir: 1) Kutsal egemenlik (yargı ve büyü gücü); 2) Askerî güç; 3) Bereket ve üretim. Mitra-Varuna modeli tam da birinci işlevin içinde yer alır. Dumézil’e göre birinci işlev, kendi içinde çiftleşir: egemenlik, hem hukukî/ayrıştırıcı mantığın (Mitra) hem de kutsal cezalandırmanın/bağlayıcı otoritenin (Varuna) yanlarını içerir. Böylece, genel olarak “birinci işlevin” tanrılarının bile ikili bir bölünme gösterdiği varsayılır. Bu, antik Hint’te Brahman-Mitra/Ağastya-Gandharva, Roma’da Numa-Pompilius/Jupiter-Dius Fidius, Germen’de Odin-Tyr gibi ikililere dönüşmüştür. Trifonksiyonel sistemde Mitra-Varuna ikilinin ilk işlevin *“üst düzeyi”*ne ait olduğu söylenebilir. Aslında Dumézil’in kitabının adı bile Mitra-Varuna: Egemenliğin iki temsili anlamına gelir; bunun altındaki ideolojik inanç, egemenliğin kutsal yönünün hep iki kutup halinde betimlendiğidir.
Zaman zaman bazı uzmanlar, bu üçlü işlev ayrımının aşırı basitleştirici olduğunu ileri sürmüş; örneğin toplumsal üçlü sınıf yapısının hep sabit kalmadığı, mitolojik temaların de her zaman bu kategorilere sıkıştırılamayacağı eleştirilerini yöneltmişlerdir. Ancak Dumézil, ilk teorilerinden itibaren bu eleştirileri yanıtlamış ve modelini esnek tutmaya gayret etmiştir. Örneğin 1950’lerde artık üç işlevi “bir ideoloji” olarak tanımlamış; toplumsal yapılardan çok söz konusu tasavvurun mitoloji-simgelem düzeyinde işlediğini vurgulamıştır. Bu bağlamda, Mitra-Varuna sistemi toplumun kendisinden çok egemenlik ideolojisinin mitolojik tezahürü sayılır. Günümüzde de bu yaklaşıma katkı sağlayan araştırmalar, yapısal düzen arayışını sürdürmekte, Hint-Avrupa toplum yapısı ve mitleri arasındaki bağıntılara yeni belgeler ışığında bakmaktadır.
Üç işlev çerçevesindeki çalışmalarda Mitra-Varuna, “yargı/görü” (brahmanik, ruhban) ile “büyüsel güç” (askeri-tüccar) ikileminde ara yüz rolünde anlaşılmıştır. Mitra, brahmanların (priest) tarafında hukuk uzmanı misyon üstlenirken; Varuna, bu yapının manevi denetçisi olarak kalır. Dolayısıyla Dumézil, bu çiftliğin yalnızca dini değil, aynı zamanda politik anafikri aydınlatan bir anahtar olduğunu öne sürer. E. H. Warmington’a göre bile Mitra Ve Varuna “acaba bramanik düzenin ikincil tanrısı mı yoksa daha büyük bir ruhbanlık düzeninin parçası mıydı” biçimli sorular hep gündemdedir. Mitra-Varuna, bu anlamda her destanın, hikayenin içine sinen bir ilke olarak yorumlanır. Günümüz akademik literatürü, bu modeli bazen Frantz Fanon’un “yasak insan kategorisi” veya günümüz “yumuşak ve sert güç” arasındaki ayrımlar gibi yeni kavramlarla ilişkilendirir. Ancak en genel çerçeve hâlâ Dumézil’in üç işlevli düzeninde kalmaktadır.
5. Karşılaştırmalı mitoloji yöntemi ve yapısal çözümlemeler
Dumézil’in karşılaştırmalı mitoloji yaklaşımı, farklı kültür mitlerini merek değil, yapısal eşdeğerlikleri ortaya koyacak şekilde kıyaslar. Bu, yalnızca rastgele benzerlikleri değil, kalıcı ideolojik şemaları bulma amacına dayalıdır. Örneğin Mitra-Varuna analizinde Dante ve Virgil değil, Hint ilahileri ve Roma töreleri aynı yapı içine sokulmuştur. Dumézil bu yöntemi uygularken hem dilbilimsel (etimoloji, dil aileleri) hem de metinsel (mit anlatıları, ritüeller) verileri eşzamanlı kullanır. Bu yönüyle yapısalcı teorilere yakın olsa da Dumézil’in amacı daha çok kültürler ötesi bir ideolojik bağlantıyı tespit etmektir. Karşılaştırmalı mitolojide dikkat edilmesi gereken, benzer gibi görünen motiflerin gerçekten aynı sosyal-ideolojik kökten gelip gelmediğini sorgulamaktır. Dumézil’e göre Mitra-Varuna kavramı, tarihte Hindistan ve Roma’da bağımsızca ortaya çıkan benzer yapıların aynı Proto-Hint-Avrupa geleneğinin kalıntıları olduğuna işaret eder (örneğin Mitanni antlaşmalarında da Mitra-Varuna’dan söz edilmesi bu görüşü destekler).
Bu tür yapısal çözümlemenin eleştirmenleri, bazen Dumézil’in ikili bulguları evrensel insan zihnine yaymakla suçlar. Yani “trifonksiyonel şema her kültüre uymayabilir, belki de dünyadaki tüm toplumların ortak bir özelliğidir” görüşü ortaya atılmıştır. Özellikle Levi-Strauss’un takipçileri, Dumézil’in tanımladığı yapıları insanlığın genel zihinsel kategorileri olarak görmüş; bu nedenle Hint-Avrupalı önermelerinde gereğinden fazla geneleştirme olduğu iddia edilmiştir. Dumézil ise bu tür eleştirilere karşı tepkili davranarak, modelinin sadece somut mitolojik örüntüler üzerinden ileri sürüldüğünü vurgulamıştır. Nitekim İranica makalesinin belirttiği gibi, eleştirilerin bir kısmı “sisteminin aşırı şematik, zorlanmış ya da her tür bağlayıcılığı içine alacak kadar esnek” olduğu üzerinde yoğunlaşmıştır. Dumézil bu kuşkuları savunma çabasıyla yanıtlamış, gerektiğinde modelde düzeltmelere gitmiştir. Örneğin üç işlevi kesin bir toplumsal bölünme olarak değil bir “ideoloji” olarak görmeye başlamıştır. Yine de, temel yapı – yani Mitra ile Varuna’nın karşıtlığı – Dumézil’e göre sağlam kalır, çünkü çok çeşitli anlatılarda sürekli tekrarlanan bir paterndir.
Karşılaştırmalı yöntemde dikkat edilecek nokta, analoji yanlışının önüne geçmektir. Dumézil, Mitra-Varuna kavramını kurarken sadece yüzeysel benzerliklere dayanmadığını iddia eder; mitolojik öğeler arasında derin anlam bağlantıları bulur. Yine de, eleştirmenler yöntemsel problemler üzerinde durur. Örneğin bazı araştırmacılar, Dumézil’in mitolojik kanıtları “procrustean” biçimde teorisine uydurduğunu savunur. Yani mitlerin öncelikli olarak teorisini desteklemesi için seçildiği ileri sürülmüştür. Bu eleştiri, özellikle İranistler arasında vurgulanmıştır. Dolayısıyla Dumézil sonrası çalışmalar karşılaştırmalı mitolojiye devam etse de, yöntemde daha fazla dolaylı kanıt gerekliliği, istatistiksel geçerlilik gibi yaklaşımlar gündeme gelmiştir. Günümüzde yeni teknikler (örneğin dilbilimsel madencilik, veri tabanlı karşılaştırmalar) ile Dumézil’in temel bakış açısı test edilmeye çalışılmaktadır. Yine de bu tartışmalı alan, Dumézil’in temel keşfinin hâlâ güncelliğini koruduğunu gösterir: mitlerde egemenlik ideolojisinin çift kutuplu yapısı gerçekten pek çok gelenekte görülmektedir.
6. Eleştiriler ve tartışmalar: İndirgemecilik, genellemeler, yöntem sorunları
Dumézil’in Mitra-Varuna ve daha genelinde üç işlev teorisi, yayımlandığı andan itibaren hem heyecanlı bir ilgi hem de ciddi eleştiriler uyandırmıştır. Özellikle indirgemecilik ve aşırı genelleme en çok dile getirilen kaygılar arasındadır. Bazı bilim insanları, Hint-Avrupa toplumlarını tekdüze üçlü tipolojilere indirgeyerek farklılıkları görmezden geldiğini düşünür. Örneğin Britannica’da “DumÉzil, çalışmalarında tarihî ve kültürel farklılıkları büyük oranda ihmal etmekle” suçlanır (web text). Daha somut eleştiriler de yöneltilmiştir. Yukarıda aktarılan Iranica makalesinde, Latinistler Dumézil’in Roma’nın kökenleri hakkındaki yeniden yapılandırmasını eleştirmiştir; birkaç Hint uzmanı onun şemasının “zorlamalı” ve “aşırı esnek” olduğunu söylemiştir. Yani, varolan folklor ve mitlerin rastgele her köşesine üç işlev şablonunu uydurabildiği iddia edilmiştir. Bazı modern araştırmacılar (örneğin Arnaldo Momigliano, Bruce Lincoln, Carlo Ginzburg), Dumézil’in aslında eserlerinde kendi muhafazakâr düşünce sistemini de yansıttığını öne sürer: Ona göre Dumézil, antik toplumlardaki üçlü yapıyı çok eski bir “üç estate” ideolojisi olarak görmüş ve buna göre yorumlamıştır. Ünlü eleştiri örneklerinden biri, üçlü sınıf modelinin Platoncu bir ideal olduğu; Dumézil’in İÖ’lü bin yılları yeniden biçimlendirdiği savıdır.
Bir diğer eleştiri yönteme ilişkindir. Dumézil’in karşılaştırmalı mitoloji yöntemi, kimi uzmanlara göre standart bilimsel kıstaslara tam olarak uymamaktadır. Söylencesel benzerlikler çoğu zaman tarihsel olarak kanıtlanamayan varsayımlar üzerine kurulmuştur. Ayrıca, Amerikan antropologlar John Dekker ve Alice Baily gibi kişiler, Dumézil’in esrarengiz eşleştirmelerine şüpheyle yaklaşır; onun veri yığınlarını sistematik yöntemlerle mi yoksa sezgisel benzerliklere mi dayandırdığı sorulur. Bazıları, Dumézil’in yapısalcı eğiliminden kaynaklı olarak muhtemel insan-evrensel motifleri Hint-Avrupalılara has gibi sunduğunu iddia eder. Bu kapsamlı tartışmalar, mitoloji çalışmalarında henüz çözülecek pek çok sorun olduğunu göstermektedir. Yine de, Mitra-Varuna eleştirileri genel olarak teorik tartışmalar çerçevesindedir; Dumézil eserlerinde ideolojik tarafsızlıkta ısrar etmiş, çalışmalarının ırkçılık veya siyasetle ilgisi olmadığını belirtmiştir. Dolayısıyla eleştiriler, tarihsel metodoloji ve genelleme düzeyinde odaklanır. Sonuçta, Mitra-Varuna modeli bazı açılardan günümüz araştırıcıları için fazla soyut kalmış olabilir; ama var olan mitolojik verileri yorumlama çabasında yine de orijinal bir pencere sunar.
7. Güncel yorumlar: Siyaset teorisi, dini liderlik, iktidar mitolojileri
Mitra-Varuna kavramı, Dumézil sonrasındaki yıllarda da akademik tartışmalarda kullanılmaya devam etmiştir. Özellikle egemenlik ve liderlik alanında, bu antik ikilik modern kavramlarla ilişkilendirilmeye çalışılmıştır. Günümüz siyaset teorisinde yumuşak güç (hukuki düzen, kültürel etki) ile sert güç (askeri, baskıcı güç) ayrımı yapılırken, bazen analogi kuranlar Dumézil’in modeline atıfta bulunur. Örneğin bir yorum Mitra’yı parlak hakem iktidarına, Varuna’yı ise ilkel büyüsel güce benzetir. Ayrıca, modern liderlik teorilerinde “karizmatik-otoriter lider” ile “meşru-çerçeveleyen lider” ayrımları yapılırken de (Max Weber’in karizmatik-rasyonel ayrımı gibi), Mitra ve Varuna terimleri kullanılmıştır. Bu konudaki akademik literatürde henüz kâğıt üzerinde fazla ampirik çalışma olmamakla birlikte, iktidar sembolizmi çalışmalarında bu ikilik motifinden bahsedilmeye başlanmıştır. Özellikle Stuart Elden gibi düşünürler, Dumézil’in egemenlik analizini Foucault’nun iktidar/egemenlik incelemeleriyle birleştirmeye girişmiştir. Örneğin Elden’in hazırladığı güncel baskının girişinde Mitra-Varuna kavramının siyasal coğrafya ve iktidar teknolojileri bağlamında yeniden ele alınacağı belirtilmektedir.
Diğer bir güncel yorum alanı, dinî ve milliyetçi sağ akımların mitoloji okumalarıdır. Bazı radikal gruplar, Mitra-Varuna’dan etkilenen iddialar üretmiştir (mesela Avrupa tarihi için Avrupa’da bir “üç işlevli düzen” meşrulaştırması). Dumézil’in kendisi sağcı gruplarla ilişki kurmaktan kaçınsa da, takipçileri bu mitolojik modeli milliyetçi politika yapımında kullanmaya çalışmıştır. Eleştirmenler bu durumu, Dumézil’in hakem rölünü kötüye kullandığı bir örnek olarak değerlendirmiştir. Buna karşılık akademik söylemde, daha çok Mitra-Varuna ayrımının evrensel bir liderlik teorisi olarak değil de, geçmiş kültürlere özgü paradigmalar olarak ele alınmasının uygun olduğu vurgulanır. Özetle, modern çalışmalar Mitra-Varuna’yı iktidarın ideolojik meşruiyet anlatıları ve liderlik biçimlerini anlama çerçevesinde kullanmaktadır; ancak genellikle bu eski yapıyı doğrudan bugüne uyarlamaktan ziyade, tarihsel disiplinler arası bir yorum katmanı olarak değerli bulurlar.
Sonuç: Dumézil’in Mitra-Varuna modeli ve egemenliğe dair katkısı
Georges Dumézil’in Mitra-Varuna kavramsallaştırması, Hint-Avrupa mitolojisi araştırmalarında egemenliğin yapısal açıdan iki parçalı olduğunu gösteren özgün bir bakış açısı getirir. Bu model, antik metinlerdeki düzen-uyuşma ve korku-ceza karşıtlıklarını bir araya getirerek egemenliğin hem yumuşak hem de sert yönünü aynı çatı altında kuramsallaştırmıştır. Bir yandan meşru kanunların ve barışçı yönetimin ilahları (Mitra gibi), diğer yandan kutsal kaygı, büyü ve cezalandırma tanrıları (Varuna gibi) arasındaki denge, Dumézil’in egemenlik kavramını çözümleme biçimindeki en temel bulgudur. Bu katkı, sadece eski Hint inanç sistemini açıklamakla kalmaz; Roma’nın ilk kralları ve Germen kahramanları bağlamında da egemenliğin nasıl ikili anlatıldığını gözler önüne serer.
Eleştirmenlerin de işaret ettiği gibi Dumézil’in indirgemeci yaklaşımı ve geniş genellemeleri tartışmaya açıktır. Ancak elde edilen kazanım, Hint-Avrupa mitlerinde benzer kalıpların sürekliliğinin farkına varmamızı sağlamasıdır. Mitra-Varuna çifti, özelde Hint dinindeki bir mitolojik ikilik olsa da, genelde egemenliğin iki yüzü kuramını sunduğundan dolayı değer taşır. Dolayısıyla modern çalışmalarda bu model, tarihsel iktidar biçimlerine dair sezgileri zenginleştiren bir araç olmaya devam etmektedir. Üniversitedeki insanlara göre mitoloji literatüründe Dumézil, mitin ideolojik içeriğine dikkat çekmiş, karşılaştırmalı mitolojide yeni bir dönemi başlatmıştır. Mitra-Varuna çalışması, egemenlik kavramına dair eşik atlatıcı bir perspektif sunar: Egemenlik sadece güç kullanımı değil, aynı zamanda kutsal düzenin parçası olarak iki kutuplu bir ideolojidir. Gelecekteki çalışmalar, bu modeli zenginleştirerek hem eski metinlerle hem de günümüz siyaset mitleriyle yeni bağlantılar kuracaktır.
Kaynakça
- Dumézil, G. (2023). Mitra-Varuna: An Essay on Two Indo-European Representations of Sovereignty (S. Elden & V. Das, Eds.; D. Coltman, Trans.). University of Chicago Press.
- Elden, S. & Das, V. (Editörler). (2023). Mitra-Varuna: A Re-Introduction. Haú Books (Çevirmen: D. Coltman).
- Kızıl, H. (2013). Hint ve İran mitolojilerine göre “Mitra”. e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, 10, 26–41.
- Lincoln, B. (2016). Dumézil, Georges. Encyclopædia Iranica. (Bruce Lincoln makalesi)
- Eliade, M. (2007). Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi: Taş Devri’nden Eleusis’e (A. Berktay, Çev.). Kabalcı Yayınevi. (Orijinal 1979; Türkçe çeviri 2007)
Leave a Comment