Aydınlanma ve Devrim: Modern Yunanistan’ın Kuruluşu Üzerine İnceleme


 

Kitabın Adı:
Aydınlanma ve Devim Modern Yunanistan’ın Kuruluşu  
Yazar             :
Paschalis M. Kitromilides

Çevirmen:
Sayfa:
520 
Cilt:
Ciltsiz 
Boyut:
14 X 21 
Son Baskı:
14 Temmuz, 2021 
İlk Baskı:
14 Temmuz, 2021 
Barkod:
9786254492686 
Kapak Tsr.:
Editör:
Kapak Türü:
Karton 
 
 
Orijinal Dili:
İngilizce 
Orijinal Adı:
Enlightenment and Revolution: The Making of Modern Greece   



Aydınlanma ve Devrim: Modern Yunanistan’ın Kuruluşu Üzerine İnceleme

Yunan Aydınlanması ve Modern Yunanistan’ın Kuruluşu

Paschalis M. Kitromilides’in Enlightenment and Revolution: The Making of Modern Greece adlı eserine göre, Yunan Aydınlanması (Neohellenistik Aydınlanma) on sekizinci yüzyılın sonlarından ondokuzuncu yüzyılın başlarına dek süren, Osmanlı yönetimi altındaki Rum toplumunda ilerici fikirlerin yaygınlaştığı bir dönemdir. Bu süreçte Osmanlı İmparatorluğu içindeki Rum burjuvazisi ve aydın sınıfı, Avrupa Aydınlanması’nın özgürlük, eşitlik, akılcılık ve bilimsel gelişim ideallerini benimsedi. Kitromilides, Aydınlanma’yı “insan zihninin otoritenin gözetiminden kurtulmasının siyasi sonuçları” olarak tanımlar; bu bağlamda bireyin haklarını, despotizm ve bağnazlığa karşı mücadeleyi, akılcı düşünceyi ve “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” ideallerini savunan bir hareket olarak görür.

Türk yönetimi altındaki Rum toplumu, özellikle Osmanlı ağırlıklı sosyal yapıyı sorgulayan aydınlarca Avrupa Aydınlanması etkisiyle eleştirilmeye başlandı. Fransız Devrimi sonrasında bu etki daha da güçlenerek Batı’dan ithal edilen siyasal modellerin benimsenmesine yol açtı. Kitromilides, Fransız Devrimi’nden sonra Aydınlanma düşüncesinin “temelde toplumun temel değerleri ve kurumlarına odaklanan politik bir hareket”e dönüştüğünü vurgular. Bu dönemde Yunan aydınları, Avrupa’da yayımlanan akılcı ve özgürlükçü eserleri Yunancaya çevirdiler, yeni eğitim kurumları açtılar ve fikirlerini yayımlamak için dergiler çıkardılar (örneğin Hermes o Logios).

Avrupa Aydınlanması’yla İlişki

Yunan Aydınlanması, Avrupa Aydınlanması ve Fransız Devrimi’nin ideallerinden yoğun biçimde etkilenmiştir. Onyedinci ve onsekizinci yüzyıl düşünürlerinden John Locke, Voltaire, Rousseau gibi isimlerin eserleri, Osmanlı İmparatorluğu içindeki eğitimli Rum burjuvazisi arasında hızla yayılmıştır. Özellikle İngilizler’in Locke’a, Fransızlar’ın Voltaire’e ve Almanlar’ın Newton’a dayanan felsefi ve bilimsel birikimi, Rum entelektüelleri tarafından benimsendi. Kitromilides’in belirttiği üzere Avrupa’dan gelen bu fikirler, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki “sınırlı fakat önde gelen seküler Rum aydınlar” çevresinde yankı bulmuş; Newtoncu bilimsel devrim, modernitenin habercisi olarak kilise-destekli gelenekçi kesimler ile rasyonalist kesimler arasında büyük bir fikir çatışması başlatmıştır.

Osmanlı Rumlarının tüccar sınıfı, bu batı kaynaklı fikirlerin taşınmasında kilit rol oynadı. Batı’da eğitim görmüş Rum tüccarlar, birikimlerini akrabalarının ve genci gençlere eğitim desteği olarak kullandı. Yunan aydınlarının önemli bir kısmı İtalya, Almanya gibi Avrupa üniversitelerinde eğitim almıştır. Bu sayede Aydınlanma düşünceleri Osmanlı sınırları içindeki Rum entelektüellere doğrudan ulaştı. Örneğin, Makedonyalı damat Nikiforos Fenekoglu gibi Rum aydınları, Avrupalı bilim adamlarından John Locke’un liberal fikirlerini ve Montesquieu’nun kuvvetler ayrılığı tezlerini inceleyerek Osmanlı Rum toplumu için dönüştürücü projeler geliştirmiştir.

Aydınlanma fikirleri, aynı zamanda Osmanlı Rum Cemaatinin basın-yayın organlarıyla da yayıldı. 1811–1821 yılları arasında Viyana’da yayımlanan Hermes o Logios dergisi, bilim, felsefe ve kültür yazılarına yer vererek Aydınlanma ideallerini Rum diasporasına ulaştırdı. Derginin künyesinde “Yunan bilimine, felsefesine ve kültürüne öncülük etmek” gibi hedefler yer alıyordu. Bunun yanı sıra Velestinli Rigas Feraios’un 1797’de yayımladığı Rigas Şarkısı (To Thourios) gibi bildiri ve ilham verici şiirler ile 1806 tarihli anonim Hellenik Yasa (Hellenic Nomarchy) broşürü, Rum halkında ulusal bilinç ve bağımsızlık arzusu uyandırdı. Sonuç olarak, Avrupa Aydınlanması’ndan devşirilen bu fikirler, Rum toplumu içinde milliyetçi duyguların ve cumhuriyetçi düşüncelerin kökleşmesine zemin hazırlamıştır.

Ortodoks Hristiyanlığın Entelektüel Dönüşümü

Onyedinci yüzyıl sonlarından itibaren Osmanlı Rum cemaatinin eğitim sistemi, Katolik ve Ortodoks kiliselerce desteklenen skolastik Korydalizm öğreti tarzından kopmaya başladı. Korydalizm, Aristo ve Plato’ya sıkı sıkıya bağlı bir felsefi gelenekti. Bunun karşısında çıkan entelektüeller (örneğin Methodios Anthrakites, Vikentios Damodos, Antonis Katiphoros) Batı’da yayılan yeni bilimsel ve felsefi düşünceleri Yunan öğretimine sokmaya çalıştı. Bu çabalar bazen kilise otoriteleriyle çatışmaya yol açtı. Kitromilides, 1600’lerden itibaren Yunan aydınlarıyla kilise mensupları arasında derin bir fikir mücadelesi görüldüğünü vurgular; Newtoncu bilimsel devrim, Osmanlı Rum toplumunda “modernler” ile “geleneği savunan muhafazakâr” gruplar arasında keskin tartışmalar başlatmıştır.

Bu entelektüel mücadele, Yunan toplumunda din ile akıl arasındaki sınırları yeniden tanımladı. Bazı Osmanlı Rum aydınları, Hristiyanlık ile aydınlanma değerleri arasında uyumlu bir sentez arayışına girdi. Evgenios Voulgaris örneğin Locke ve Voltaire’in eserlerini Yunancaya çevirerek kilisenin geleneksel dünyasına meydan okudu. Fransız Devrimi’nin radikal laiklik ve özgürlük vurgusu, özellikle aydın gençlerin ilgisini çekti. Bu süreçte Ortodoks Kilisesi, yayımlar yoluyla yeni fikirleri frenlemeye çalıştı (örneğin 1798’de İstanbul Patriği’nin “Pederler Öğretisi” adlı risalesi).

Kitromilides’e göre Osmanlı Rumları içinde yükselen yeni ideoloji, seküler bir devlet yapısını idealleştirmeyi de içeriyordu. En önemli temsilcilerden Adamantios Korais, bağımsız bir Yunan Kilisesi kurulmasını savunarak İstanbul Patrikhanesi’nden ayrı bir ulusal kilisenin altını çizdi. Korais, aslında Hristiyanlık karşıtı değildi ama yeni kurulacak devletin seküler (dünyevi) temellere dayanması gerektiğini önermiş, Protestan modellerden ilham aldığını belirtmişti. Bu fikirler, Osmanlı etkisinden arınmış “Hellas” adlı laik bir ulus ideali taşıyordu. Aydın Korais, Bizans ve Osmanlı mirasının aydınlanma yolunda engel olduğunu düşündüğünden, eski Yunan kültürünün canlandırılmasını, eğitim ve dil reformunu vurgulamış; Ortodoksluk’u “milli kimliğin zorunlu unsuru olmayan” bir kurum olarak değerlendirmiştir.

Milliyetçilik ve Sekülerleşme

Yunan Aydınlanması’nın en karakteristik özelliklerinden biri, eski Rum kimliğinin yerini modern “Yunanlık” fikrine bırakmaya başlamasıdır. Bu dönemde Rum entelektüeller, klasik Yunan medeniyetini yeniden keşfederek kendi geçmişlerine özlem duymaya başladılar. Kitromilides, Charles Rollin’in on altı ciltlik Histoire ancienne (Antik Tarih) çevirileri gibi çalışmaların, modern Rumların kendilerini antik Yunan’ın doğal varisleri olarak görmelerinde belirleyici olduğunu vurgular. Bu örneklerin “Neo-Helenik benlik anlayışının unsurları” olarak farklı kaynaklarda yüzyıllardır yer aldığını ve nihayetinde ondokuzuncu yüzyıl tarihçilik anlayışına dönüştüğünü belirtir. Modern Yunan Aydınlanması, “tarihi doktrin” niteliğinde düşünceler ortaya koyarak ulusal benlik kavramının zeminini hazırlamıştır. Eski Yunan ahlakı, bilim ve sanat mirasının günümüzle bağlantısı vurgulanmış; bir tarih ders kitabının sayfalarından çıkmışçasına akılcılık, yurttaş erdemi ve adalet gibi aydınlanmacı öncelikler irdeleme kazanmıştır.

Öte yandan, milliyetçilik fikriyle beraber sekülerleşme de hız kazandı. Korais gibi aydınlar, Osmanlı yönetimi altındaki Rumların “Rum” (Romioi) kimliğinden sıyrılıp Hellen ulusuna dönüştüklerini savunuyordu. Dinî kimlik, yerini kültürel kimliğe bıraktı. Dışarıda, İstanbul’daki Patrikhane ve padişah yönetiminin yerine meşruiyetini tarihsel mirasa ve hukuka dayandıran laik devlet hayalleri yayıldı. Erman’a göre bu dönemde “Yunanca konuşan Ortodokslar arasında yeni kimlik ve kolektif bir anlayış gelişmiş, Hristiyan olmaktan çok Yunan olma bilinci ön plana çıkmıştır”. Yeni kurulacak Yunan devleti fikri, seküler temeller üzerine yükseldi; monarşi yapıları bile şüpheyle karşılanırken Fransız Devrimi’nin cumhuriyetçi idealleri bir ütopik ülkü olarak benimsendi.

Devrimci Fikirlerin Yayılması

On sekizinci yüzyılın sonlarından itibaren ideallerini pratiğe dönüştürme çabaları büyüdü. Kardeşlik Öğretisi gibi liberal öğretiler, Kitromilides’e göre modern Yunan Aydınlanması’nın ilk politik bildirgesiydi. Bu öğreti, Osmanlı teokratik düzenini zalim ve yozlaşmış olarak tanımlıyor; adaletsizlikle mücadeleyi gerçek bir Hristiyanın görevi olarak nitelendiriyordu. Bu fikirler, aydınları Osmanlı’ya karşı harekete geçmeye çağırıyordu. Örneğin Adamantios Korais, 1800’de yayımladığı “Savaş Şarkısı” adlı şiirde Türkleri tiranlıkla suçlayıp antik Yunan’a övgüler dizerek ulusal bir ayaklanma çağrısı yaptı. Onu 1801’de yayımladığı Harp Borusu adlı 3000 kelimelik risaleye kadar Fransızların “özgürlük getiricisi” olarak sunan Korais, Osmanlı vergi zulmünü kınadı ve Rum halkına “kurtuluşun kendi ellerinizde” olduğunu hatırlattı.

Korais gibi aydınlar ayrıca Batı siyasi düşüncesini Rum toplumuna kazandırmak için çaba gösterdiler. 1802’de Cesare Beccaria’nın Suçlar ve Cezalar ile J. J. Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi adlı yapıtlarını Yunancaya çeviren Korais, radikal Cumhuriyetçi fikirlere yakınlığını ortaya koydu. Onun bu çevirileri ve yazıları, Yunan aydınlarının Fransız Devrimi’nin sözcüsü haline gelmelerine yol açtı. Örneğin, Korais Osmanlı despotizmine karşı özgürlük mücadelesine katılmanın “her gerçek Hristiyanın görevi” olduğunu savunmuş, bu sayede devrim öncesi ortamın uyanışa hizmet edeceğine inanmıştır.

Bunların dışında, Rigas Feraios’un ulusal bağımsızlık vizyonu da büyük ilham kaynağı oldu. Fransa’da yaşayan Rigas, Rumları Türk egemenliğine karşı ayaklanmaya çağıran manifestolar yayımladı; Balkan halklarını birleştiren bir cumhuriyet hayal etti. Filiki Eteria (Yunanca “Dostlar Cemiyeti”) gibi gizli örgütler, 1814’te Odessa’da kurularak Rum subayı ve tüccar çevrelerinde örgütlenmeye başladı. Bu cemiyetin amacı, Osmanlı yönetimini devirip Avrupa Aydınlanması insan hakları idealleriyle biçimlenmiş bağımsız bir Yunan devleti kurmaktı. Yine Filomusoi Eteria adlı dernekler de Rum çocuklarının eğitimine yatırım yaparak aydınlanma fikirlerinin yayılmasına katkı sağladı. Ticaret yolları ve diasporadaki Rum toplulukları aracılığıyla Avrupa’dan getirilen kitaplar, gazeteler ve dergiler Osmanlı içindeki Rumlar arasında hızlıca çoğaldı.

Başlıca Aydınlar ve Yazılı Kaynaklar

Bu ideolojik devrimin öncüleri arasında Adamantios Korais en önde gelir. Sakız kökenli bir tüccar ailesinin çocuğu olarak 1748’de İzmir’de doğan Korais, Fransız Devrimi’ni Paris’te yaşayarak tanıdı. Aydınlanmayı mümkün olduğunca Yunan kültürüyle harmanlamaya çalışan Korais, Yunancayı sadeleştirip Klasik Yunanca’dan arındırarak halkın anlayacağı bir dil oluşturmayı hedefledi. Çok sayıda klasik eser çevirisinin yanı sıra, tarih ve edebiyat derlemeleri yayımladı. Bu çalışmalar “Yunanların geçmişle kuracağı tarihsel bağı kuvvetlendirmiş, ulusal bilinçlenmeyi derinleştirmiştir”. Korais, Patrikhane ve Osmanlı yönetimini eski rejimin kalıntıları sayarak seküler, eşitlikçi bir cumhuriyet modelini savundu. Kitromilides’in de belirttiği gibi, Korais’in siyasi yazılarında eğitim, dil ve kültür reformu vurgusu, modern Yunan kimliğinin inşasında belirleyici oldu.

Rigas Feraios da Yunanca yayımlanan ilham verici metinleriyle etkin oldu. Fransız İhtilali’nin etkisi altındaki Rigas, Rumları özgürlüğe çağıran manifestolar kaleme aldı. Bu belgelerde eşitlik, adalet ve cumhuriyetçi hükümet fikri öne çıktı; Rigas, antik Yunan’ın temsili kabul edildiği bir gelecek tasavvur etti. Diğer önemli figürler arasında Evgenios Voulgaris, Theoklitos Farmakidis, Athanasios Psalidas, Neophytos Vamvas ve Andonis Katiforos gibi eğitimli ilahiyatçılar da vardı. Örneğin Voulgaris, Locke ve Voltaire çevirileriyle bilginin tek kriterinin akıl olduğunu vurguladı ve Yunan toplumuna bir anlamda aydınlanmayı taşıdı. Farmakidis ise Fransız Devrimi ideallerine yakın duran ve Kilise’yi eleştiren dönemin önde gelen düşünürlerindendi.

Yazılı kaynaklar da bu fikirlerin yayılmasında rol oynadı. Korais’in Hellenike Bibliotheke (Yunan Kütüphanesi) adlı yayın dizisi (1807–1826), antik Yunan yazarlarının çevirileriyle aydınlanma mirasını yeni kuşaklara taşıdı. Voulgaris, Psalidas ve diğerleri matematik, fizik gibi bilim dallarında yapılan çalışmaları Yunancaya kazandırdı. Rigas’ın “Yunanlardan arınma yok” diyen ünlü Hellenik Yasa bildirisi, yayınlandığı yıl Yunan milliyetçiliğine meşruiyet kazandırdı. Diyalog biçiminde yazılmış 1805 tarihli Bu Koşullar Altında Yunanlılar Ne Yapmalı? metni ise büyük güçlerin politikalarını kıyaslayarak Yunusların Fransızlarla işbirliğine yatkın olduğunu vurguladı. Kitromilides’in ifadesiyle, bu kaynaklar “uzun zaman diliminde çeşitli düzeylerde ileri sürülen ve ulusal benlik anlayışının temeline dönüşecek tarihî fikirleri” şekillendirmiştir.

Kitromilides’in Kuramsal Yaklaşımı

Paschalis Kitromilides, Cambridge Okulu geleneklerine bağlı entelektüel tarihçisi olarak, Yunan Aydınlanması’nı bir kültürlerarası transfer ve toplumsal dönüşüm süreci olarak ele alır. Lisansüstü tezinden itibaren modern Yunan fikir tarihini inceleyen Kitromilides, Yunan aydınlarının Avrupa Aydınlanması’yla karşılaştığı bağlamı tüm yönleriyle ortaya koymayı amaçlamıştır. Özellikle “çağdaş siyasi düşünce”yi Rum aydınlarının eserleri aracılığıyla yeniden değerlendirmiştir. Onun analizine göre, Osmanlı Rum toplumunda görülen milliyetçi dönüşüm, salt içsel nedenlerle değil, Batı’daki düşünce geleneğinin aktarılmasıyla açıklanabilir.

Kitromilides’in kuramsal çerçevesi, Aydınlanma’yı Batılı değerler ekseninde okurken aynı zamanda Helenistik Ortodoksluğun izlerini takip etmeyi içerir. Cambridge Okulu’nun fikirlerin tarihsel bağlamı içinde incelenmesi yaklaşımını benimseyen Kitromilides, kahraman aydınların metinleriyle toplumsal gerçeklik arasındaki etkileşimi vurgularg. Son eserinde, Yunan Aydınlanması’nın esas katkısını “sosyal ve politik dönüşümün radikal bir programı” olarak yeniden inşa etmekte bulur. Buna karşılık, bağımsızlık sonrası Yunanistan’da duygusal milliyetçiliğin yükselişini anlatırken, bu Aydınlanma mirasının yeni dönemde “mistik ve dinsel tonlu romantik milliyetçilik” tarafından gölgelenip Amacı olmasına dikkat çeker. Kitromilides’in gözlemine göre 20. yüzyılın ilk yarısında Yunan kamu hayatında Avrupa ideallerinden kopma yaşansa da, Aydınlanma’nın kurumsal izleri (örneğin eğitim ve meclis geleneği) ayakta kalmıştır.

Modern Yunan Devriminin İdeolojik ve Kültürel Temelleri

Yunan Devrimi (1821) ideolojik olarak hem Aydınlanma mirasından hem de eski Yunan tarihinin dirilişinden beslenmiştir. Rum aydınları özgürlük, eşitlik ve halk egemenliği kavramlarını benimseyerek Osmanlı’ya karşı meşru bir başkaldırıyı meşrulaştırdı. Rigas’ın “Özgürsün, yiğit Romalı!” sözlerinde ifadesini bulan bu milli bilinç, bağnazlığa ve despotizme karşı bir ahlaki cepheye dönüşmüştür. Öte yandan devrimin kültürel temelinde, Korais’in başını çektiği klasik mirasın yeniden canlandırılması yer alır. Eğitimde Antik Yunan’a vurgu yapılarak Yunan halkı binlerce yıl öncesine dayanan bir meşruiyet duygusuyla motive edildi.

Yunan Devrimi’nin emperyal ve bölgesel konjonktürdeki yeri de Kitromilides tarafından analiz edilir. O dönemde Osmanlı İmparatorluğu içinde aynı anda farklı ulus hareketleri belirmekteydi. Batı’daki liberaller Fransız modelini örnek göstererek Yunanlara destek veriyor, Doğu Ortodoks Rusya zaman zaman ilgi gösteriyordu. Rum devrimciler, başlangıçta Rus-İngiliz-Fransız denge politikasından yararlanmak istediyse de, iç politikalarını büyük ölçüde kendileri şekillendirdi. Bunun yanında reformcu Tanzimat döneminde Osmanlı yönetimi ıslahat girişimlerinde bulunmuşsa da, Rum aydınlar bu çabaları yetersiz buldu ve tam bağımsızlığı talep etti. Kitromilides, 1821 Devrimi’nin temellerini Aydınlanma geleneğinin bir ürünü olarak görür; devrimci talepler, Avrupa’dan alınan özgürlükçü norm ve kavramlar etrafında şekillendi. Fakat bağımsızlık sonrası dönemde, Avrupa’yla entelektüel bağların zayıflaması ve ırkçı-etnik milliyetçilik akımlarının yükselmesi, Aydınlanma mirasının Yunan kamusal hayatında geç dönemlerde gölgelenmesine neden oldu.

Kitromilides’in perspektifinde, modern Yunan kimliği nihayetinde bu iki akımın senteziyle inşa edilmiştir. Aydınlanma’nın rasyonel değerlerine ve eski medeniyet mirasına dayanan bir ulus anlatısı yaratıldı. Yunan Devrimi sonrası 1830’larda kurulan krallık, bu mirası tamamen sindiremese de, anayasal düzen ve kamu eğitimine saygı gibi kurumlar Aydınlanma kalıntıları olarak kaldı. Sonuç olarak Kitromilides, Yunan Aydınlanması’nı sosyal bir devrim perspektifiyle yeniden yorumlarken, bu sürecin Osmanlı Rum cemaatinde modern milliyetçiliğe ve laik yönetime geçişin fikri altyapısını oluşturduğunu ortaya koyar.

Kaynaklar (APA)

  • Bataković, D. T. (2014). Paschalis M. Kitromilides, Enlightenment and Revolution: The Making of Modern Greece. Balcanica, 45, 471–474.
  • Erman, A. (2023). Modern Yunan Aydınlanması ve Adamantios Korais. Düşünce Tarihi, 1, 1–18.
  • Kitromilides, P. M. (2013). Enlightenment and Revolution: The Making of Modern Greece. Cambridge, MA: Harvard University Press.
  • Vallianos, P. S. (2022). The politics of unreason and the spectre of the Enlightenment: A commentary on Enlightenment and Revolution. History of European Ideas, 48(8), 1058–1068.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.