Maya Uygarlığında Günlük Hayat Üzerine Yüksek Lisans Seviyesinde Akademik İnceleme
Kitabın Adı:Maya Uygarlığında Günlük Hayat Yazar :Robert J. Sharer & Hoyt Hobbs
Çevirmen:Sayfa:272 Cilt:Ciltsiz Boyut:13,5 X 21 Son Baskı:01 Ağustos, 2025 İlk Baskı:08 Ekim, 2024 Barkod:9786253891152 Kapak Tsr.:Editör:Kapak Türü:Karton Yayın Dili:Türkçe Orijinal Dili:İngilizce Orijinal Adı:Daily Life in Maya Civilization
Maya Uygarlığında Günlük Hayat Üzerine Yüksek Lisans Seviyesinde Akademik İnceleme
Maya Uygarlığının Klasik Dönem Yapısı
Maya uygarlığı M.Ö. 2. binyıldan İspanyol fethine (16. yy.) kadar uzanan uzun bir tarihe sahiptir. Klasik Dönem (yak. M.S. 250–900) boyunca Maya şehir devletleri (ör. Tikal, Copán, Palenque) büyük nüfus merkezleri ve zengin kültürel gelişmeler sergilemiştir. Bu dönemde tarım yoluyla milyonlarca kişiyi besleyen Maya toplulukları, yollar, su rezervuarları ve büyük taş piramitler inşa etmiştir. M.S. 900 civarında birçok kent devletinin gerilemeye başlamasıyla (Geç Klasik Dönem) Maya uygarlığı farklı sahalarda değişim geçirmiştir. Özetle, Klasik ve Geç Klasik dönemlerde Maya uygarlığı, çok sayıda bağımsız krallığın oluşturduğu karmaşık bir yapıdaydı; nüfus yoğunlaşmış, mimari ve kültürel gelişme doruk noktasına ulaşmıştı.
Sosyal Yapı
Maya toplumunda en üst düzeyde kraliyet ailesi ve soylular bulunurdu. Kral (ajaw), ilahi yetkiyle hükmeder, ailesi ve hanedan üyeleri en yüksek statüye sahipti. Kralın sarayında görev yapan rahipler, tüccarlar ve profesyonel askerler de elit sınıf kapsamında yer alırdı. Soylular, şehrin yönetimini ve tapınak törenlerini denetlerken, rakip krallıklara karşı savaşlarda da ön plandaydı. Soylu olmayan sınıf ise birçok alt sınıftan oluşuyordu: Vasat zanaatkârlar yüksek statüde, vasıfsız işçiler ve toprağa bağlı serfler daha düşük statüde kabul edilirdi. Serfler, soyluların arazilerinde çalışır, köylüler bir ölçüde köle sınıfının hemen üstünde yer alırdı. Toplumun en alt basamağında köleler (savaş esirleri veya borcunu ödeyemeyen yoksullar) bulunurdu. Maya toplumunda köle çocukları özgür sayılırken, köylüler hükûmete ürün ve emek vergisi (horma) verirlerdi. Bu vergiler; tarım ürünleri, dokuma pamuk, tuz, balık, av eti gibi temel maddelerin yanı sıra kakao, balmumu veya jaguar derisi gibi değerli malları da kapsardı.
Aile Yapısı ve Cinsiyet Rolleri
Maya aileleri genellikle geniş aile şeklinde örgütlenirdi. Evler, genellikle altı konuttan oluşan avlu grupları etrafında kümelenir, akraba grupları bir arada yaşardı. Kadın ve erkek çocukların rolleri farklıydı: Erkek çocuklar babalarından avcılık, balıkçılık ve tarım gibi dış mekân işleri öğrenirken, kız çocuklar anneleri ve büyükannelerinden ev işleri, çocuk bakımı, sepet örme ve diğer el sanatlarını öğrenirdi. Formal okul sistemi bulunmadığından beceriler ailenin içinde kuşaktan kuşağa aktarılırdı. Evlilikler genellikle ailenin anlaşmasıyla yapılır, gelin babasının izniyle alınırdı; düğün törenleri bir ahçı (yazılıştaki "rahip") tarafından yönetilirdi. Damat tarafı genellikle evlilik için çeyiz (ev eşyası, gelin ve damat giysileri, düğün yemeği masrafları) temin ederdi. Toplumun alt sınıflarında tek eşlilik norm kabul edilirken, elit sınıfta ekonomik gücü elverdiği ölçüde çok eşlilik görülebilmekteydi. Evlilik sonrası genellikle çiftler önce gelin tarafının evinde yaşar, sonra kendilerine ait bir ev kurarlardı.
Ekonomik Yaşam
Maya ekonomisi esas olarak tarıma dayanıyordu. Başlıca ürünler mısır, fasulye ve balkabağı ( üç kızıl soya milpa sistemi) ile biber, avokado, kakao gibi bitkilerdi. Tarım alanları çoğunlukla swidden (yakıp ekilen) yöntemle kullanılır; toprak tükenince bir süre terk edilir, daha sonra yeniden yakılarak tarıma açılırdı. Zaman içinde verimlilik artmış, yağmur ormanları açıklıklarında teras ve sulama sistemleri kurularak sulama yapılmıştır. Maya toplulukları tuz gibi ana girdileri dahi üretip ticarete sokabilecek altyapıya sahipti. Örneğin geç klasik dönemde büyük rezervuarlar, kanallar ve yükseltilmiş tarlalar ile geniş çaplı sulama ve tarımsal depolama sistemleri işletilmiştir.
Ticaret de Maya yaşamının önemli bir parçasıydı. Her pazarda yiyecek, sepet, seramik, taş alet, giysi, tütün gibi çok çeşitli mallar el değiştirdi; ödemeler çoğunlukla takas yoluyla veya maddi değerli kakao çekirdeğiyle yapılırdı. Uzun mesafe ticarette obsidyen, yeşimtaşı, değerli kuş tüyü gibi lüks mallar yaygındı ve büyük ölçüde soylular tarafından kontrol edilirdi. Kısa mesafede günlük kullanım eşyaları serbestçe dolaşırken, uzun mesafeli ticaret siyasal ilişkilerle iç içe geçmişti. Elitlere has tekstil, mücevher ve tören malzemeleri statü sembolü olarak el altında tutulur, alışverişleri hediye-verme yoluyla yürütülürdü. Bu ekonomik faaliyetler tarım gelirlerini desteklerken sosyal tabakalaşmayı da pekiştirmiştir.
Dini Yaşam
Maya dini çok tanrılı ve kozmolojisi evrenin katmanlarına dayanıyordu. Sharer’a göre eski Mayaların evreni üç ana bileşenden oluşuyordu: yer (kab), gök (kan) ve sular altı dünyası (xibalba). Her katmanda farklı tanrılar hüküm sürerdi. Örneğin Itzamna, evrenin temel karşıtlıklarına (yaşam/ölüm, gündüz/gece) hükmeder ve Samanyolu’yla özdeşleştirilirdi. Başlıca tanrılar arasında güneş tanrısı K’inich Ajaw, yağmur ve fırtına tanrısı Chaak ile şimşek-tanrı K’awiil sayılır; her insanın bir kan (yaşam gücü) taşıdığına, tanrılara kan bağışı yoluyla bu gücün aktarıldığına inanılırdı. Tapınak piramitleri ile kutsal mağaralar ritüellerin merkezindeydi. Özellikle mağaralar yeraltı dünyasına açılan kutsal geçitler sayılır, burada atalar için törenler düzenlenirdi. İbadetlerde hayvan kesimi, kan bağışı gibi ritüeller yapılırken, zaman zaman insan kurbanları da önemli törenlere eşlik ederdi. Sharer’a göre Maya’da insan kurbanı sıradan bir uygulama olmayıp; yeni bir hükümdar taç giyerken, varis belirlenirken veya yeni bir piramit gibi anıtsal yapı adanırken düzenlenen törenleri kutsamak için gerekli görülen şeref niteliğindeydi. Kurban edilenlerin çoğu savaş esiri olur, bu kan fedakarlığı tanrılarla toplumsal düzen arasındaki dengeyi simgelerdi.
Kentleşme ve Mimari
Maya şehirleri planlı yerleşimler olarak inşa edilmişti. Tipik bir alanda etrafı tören platformlarıyla çevrili geniş bir meydan bulunur, bunun çevresine saraylar, tapınak piramitleri ve oymalı yapılar dizilirdi. Şehir merkezinde kraliyet ailesi çok katlı taş saraylarda yaşar, tapınaklar tepelere inşa edilirdi. Sharer’a göre Maya meskenleri genellikle altı evlik gruplar halinde bir avlu etrafında toplanır; bu evlerde geniş aileler ve yakın mürettebat barınırdı. Resmi saray binaları taştan olup tonozlu çatılarla inşa edilirdi; kraliyet aileleri bu yapılarda danışmanları ve hizmetkârlarıyla birlikte yaşardı. Örneğin Tikal’da her 20 yıllık dönem sonu için inşa edilen ikiz piramit kompleksleri, dört yönden merdivenli tapınakları ve aradaki düzenli plazasıyla tipik bir Maya anıtsal mimarisini temsil eder. Kırsal alanda basit kerpiç ve ahşap evler yaygınken, şehirlerde kerpiç veya taş duvarlı evler görülebilirdi. Kent planlamasında suyun toplanması için rezervuarlar, toplu ritüeller için meydanlar ve tören yolları önemliydi. Bu yapılaşma düzeni hem kraliyet gücünü pekiştirir hem de toplumsal örgütlenmeyi yansıtır.
Eğitim, Yazı ve Bilim
Maya’da yazı, astronomi ve matematik çok gelişmişti. Sharer’a göre Mayalar tarım takvimlerini belirlemek için meteorolojik gözlemleri kaydetti; kuru ve yağışlı dönemlerin kaydı hangi mevsimde ekim hasat yapılacağını saptamada kullanıldı. Gökyüzündeki gezegenler, yıldızlar ve Güneş’in hareketleri de ayrıntılı olarak kaydedildiğinden Maya takvimleri çok doğruydu. Bu kayıtlar sayesinde Maya kahinleri Venüs döngüsü, tutulmalar gibi olayları öngörerek dini törenlerin ve tören zamanlamalarının belirlenmesinde bu bilgileri kullandılar. Maya hiyeroglif yazısı, logogram ve hece işaretleri karışımı bir sistemdi. Sharer’a göre yazıyı okuyabilen tek kesim seçkin din adamları ve soylulardı; yazıcılar genellikle rahiplerin eğittiği ayrıcalıklı bir zümreye mensuptu. Ortak halkın ise okur-yazarlığı yoktu. Okuryazarlık, rahiplik ve yöneticilik sınıflarının sürekliliğini sağladı; bilgilerin kuşaklara aktarımı yazılı belgelerle mümkün oldu.
Sanat ve Estetik Kültür
Maya sanatı törenler ve günlük yaşamı yansıtır. Sharer, Maya sanatının seramik, heykel ve fresk (duvar resmi) biçimlerinde zengin olduğunu belirtir. Antik seramik vazolar ve çömlekler rengarenk boyanmış süslemelerle kaplıydı; Bonampak’daki duvar resimleri gibi örneklerde dans eden soylular, müzisyenler ve ritüel sahneleri betimlenmiştir. Buluntularda ortaya çıkan flüt ve davul parçaları, törenlerde müziğin yaygın kullanıldığını gösterir. El işi ürünlerde kuş tüyü, değerli taş ve yaldızlı boyalar sıkça kullanılır; kraliyet ailesinin giysileri karmaşık işlemeler ve gösterişli başlıklarla süslenirdi. Dini törenlerde gerçekleştirilen tören dansları Mayaların estetik anlayışını tamamlar; resim ve nesnelere nakşedilen motiflerde doğa ve kozmoloji vurgulanır. Bu sanat eserleri, Maya yaşamının ritüel boyutunu ve sosyal statü sembollerini somutlaştırır.
Sharer’ın Yöntemine Dair Değerlendirme
Sharer’ın Maya Uygarlığında Günlük Hayat çalışması, disiplinlerarası bir yaklaşımla kaleme alınmıştır. Kitapta tarım, mimarlık, toplumsal yapı gibi konularda hem arkeolojik kazı buluntuları hem etnografik gözlemler birlikte değerlendirilir. Sharer, 40 yılı aşkın Maya bölgesi araştırması ve saha deneyimlerini eserine taşımıştır. Örneğin, El Salvador, Guatemala ve Honduras’taki kazı verilerinin yanı sıra Guatemala dağlarındaki yerel bir Maya topluluğu üzerine yapılan etnografik çalışmayı da kaynaklarına dâhil etmiştir. Dolayısıyla Sharer’ın anlatımı, yalnızca eski metinlere değil, günümüz Maya kültürüne ilişkin bulgulara da dayanmaktadır. Bir değerlendirmeye göre Sharer, antik gelenekleri günümüz uygulamalarıyla karşılaştırarak Maya yaşamını zengin ve çok yönlü bir çerçevede sunmuştur. Bu yaklaşım, eserin eksiksiz bir günlük hayat portresi çizmesini sağlarken, arkeoloji ve etnoğrafyanın birleşimiyle ortaya çıkan kapsamlı bir analiz kazandırmıştır.
Leave a Comment